Türkiye'nin tepkisi/mesajý etkili oldu. ABD; terör örgütü YPG/PKK'nýn, 11 Haziran'da Suriye'nin kuzeyinde yapmaya hazýrlandýðý seçimlere gidilmemesi çaðrýsý yaptý.
ABD Dýþiþleri Bakanlýðý Sözcü Yardýmcýsý Vedant Patel, dünkü basýn brifinginde, Suriye'de herhangi bir seçimin, saðlýklý bir þekilde yapýlabilmesinin þartlarýnýn olmadýðýný söyledi.
"Þu anda Suriye'de; serbest, adil, þeffaf ve kapsayýcý seçim koþullarý yok" dedi.
Amerikan hükümeti tarafýndan desteklenen uluslararasý bir yayýn kuruluþu olan Voice of America (VOA) Türkçe'ye, Bakanlýk; "Bu durumu Suriye'nin kuzeydoðusundaki bir dizi aktöre ilettik ve onlarý þu anda seçimlere gitmemeye çaðýrdýk" açýklamasýný yaptý.
ABD devleti; PKK'yý kurduklarýndan beri (DEAÞ'ý de kendilerinin kurduðunu Trump açýklamýþtý) terör örgütü üzerinden Türkiye'yi bölme, zaafa uðratma, dýþ politikada kendi yörüngesinde tutma projesini uyguluyor. Ayný projenin diðer ayaðýnda da asker içindeki cuntacýlara darbelerle, "demokrasiye balans ayarý" yaptýrýyor.
Derdimiz, müttefik olduðumuz Amerika Birleþik Devletleri...
ABD, Ýsrail'in Gazze'de uyguladýðý soykýrýma/vahþete/katliama ortak olmak suretiyle sadece Ýslâm coðrafyasýný deðil bütün dünyayý karþýsýna aldý.
ABD; Türkiye için tehdit olan bölücü terör örgütünü karþýmýza dikerken nasýl akýl tutulmasýna uðruyorsa, Ýsrail'e olan desteði ile de ayný akýl tutulmasýný yaþýyor.
PKK'ya ve Ýsrail'e verdiði destekten dolayý Amerikan devleti, þu anda kendi ülkesindeki üniversitelerin, sanatçýlarýn, kamuoyunun, aklý baþýnda insaflý/vicdanlý Kongre üyelerinin nezdinde "Katil Amerika"dýr ve bu ses giderek yükselmektedir.
ABD'nin PP/YPG'ye "seçimlere gitmeyin" çaðrýsý ne kadar etkili olacak, önümüzde 10 gün var, göreceðiz.
11 Haziran'da seçimler ister yapýlsýn, isterse yapýlmasýn Türkiye kararlýlýðýný ortaya koydu.
Cumhurbaþkaný Erdoðan, önceki gün EFES-2024 Tatbikatý'nýn Seçkin Gözlemci Günü'nde mesajý bir daha verdi:
"Suriye'de hâlen kaos ve istikrarsýzlýk hâkimdir. Bölücü terör örgütünün Suriye uzantýsý, bir 'teröristan' kurma hedefiyle bölge halký üzerindeki baskýsýný, tehditlerini ve gayretlerini yoðunlaþtýrdý. Meselenin DEAÞ ile mücadele olmadýðý, doðrudan ülkemizi ve bölgemizi hedef alan sinsi bir planýn adým adým uygulandýðý anlaþýlýyor. Terör örgütünün halk oylamasý bahanesiyle ülkemizin ve Suriye'nin toprak bütünlüðüne yönelik mütecaviz eylemlerini yakýndan takip ediyoruz. Daha önce de bu konudaki politikamýzý çok net ortaya koyduk. Türkiye, güney sýnýrlarýnýn hemen ötesinde Suriye'nin ve Irak'ýn kuzeyinde bölücü örgütün bir 'teröristan' kurmasýna asla izin vermeyecektir. Oldubittiler karþýsýnda daha evvel yapýlmasý gerekiyorsa, ne yapýlmasý gerekiyorsa onu yaptýk, ayný durumla karþýlaþmamýz hâlinde harekete geçmekten yine çekinmeyiz. DEAÞ üzerinden ne yapýlmak istendiðini, bölgemizde nasýl bir oyun oynandýðýný çok iyi biliyoruz. Biz bu hokkabazlýklara kanmayýz, prim vermeyiz. Söz konusu ülkemizin toprak bütünlüðü ve milletimizin güvenliði olunca kimseyi dinlemeyiz, hiçbir tehdide boyun eðmeyiz."
"Kimse" dediði, ABD yönetimidir.
Erdoðan'ýn sözleri, yabancý basýnda geniþ yanký buldu. Türkiye'nin Suriye'ye, yeni bir askeri müdahalenin sinyalini verdiðini yazdýlar.
ABD, kendi menfaatleri hesabýna deðil, Ýsrail hesabýna Türkiye'ye düþmanlýk yapýyor.
Kürtleri sevdiðinden deðil.
ABD yönetimi Kürtleri neden sevsin?
Neden terör partilerine "demokratik kurumlar" muamelesi yapsýn?
ABD'nin demokrasiden, insan haklarýndan ne anladýðýný bilmiyor muyuz? Görmüyor muyuz?
Gazze'de elinde masum sivillerin, çocuk ve kadýnlarýn kaný bulunan ABD Kürtleri mi sevecek?
Hâlâ ABD'nin, una bulanmýþ kanlý ellerini görmeyen, onu kuzu zanneden pembe baþlýlar uyansýn...