‘Ýç savaþ çýkmadan bu ülkeye demokrasi gelmez’ diyen Mehmet Altan’dan sonra, aðabey Altan da, açmýþ aðzýný yummuþ gözünü, AK Parti’ye karþý adeta milli birlik ve beraberlik cephesi kurulmasýný istiyor!
Taraf, Sözcü ve diðer gazeteleri bir ve birlik olmaya davet ediyor.
Sýra herkese gelecek, Hürriyet de kapanacak diyor. Kürtler zaten ‘silahlý dövüþüyorlarmýþ!’ Eh Ahmet Altan, bu cepheyi kurabilirse, silahla dövüþen Kürtler, AK Parti iktidardan düþünceye kadar dövüþü sürdürebilirler!
Kürtler’in bugün ‘elde silah dövüþmelerinin’ garantiye alýnmasý lazým. Ahmet Altan’ýn bütün derdi bu. HDP’nin bir kýymeti harbiyesi yok yani. Çünkü denediler olmadý, AK Parti’ye karþý mücadelede sandýk sonuç vermiyor. AK Parti 1 Kasým seçimlerinde ya tek baþýna iktidar ya koalisyonun en güçlü ortaðý olacak.
Ýki kere iki dört, Türkiye AK Partisiz yönetilemez. Çare, Türkiye’nin AK Parti’yle yönetilemeyeceðini burada ve dünyada göstermek.
KCK’nýn ‘savaþ’ kararý almasýnýn, bizimkilerin canla baþla bu ‘savaþý’ desteklemelerinin baþka izahý yok.
O halde stratejik müttefik haline gelen ‘silahlý Kürtler’i’ yalnýz býrakmamak lazým, onlarýn bu zor zamanlarda, desteðe ihtiyaçlarý var!. Ahmet Altan, Hürriyet, Zaman, Bugün, Sözcü ve Taraf’a sesleniyor ve bu desteði gelin hep beraber daha da cömertçe verelim diye çýrpýnýp duruyor. Aramýzdaki görüþ farklarýný unutalým, zamaný deðil bunlarýn diyor.
HDP’ye oy verenlerin %84’ünün dahi silah býrakmasýný istediði bir örgütü bütün Kürtlerle özdeþleþtiriyor, bu örgütün asker polis öldürmesini, yollara mayýn döþeyerek, Kürtleri ve Türkleri katletmesini, borç harç içinde 120 ay vadeyle gariban Kürdün aldýðý kamyonu yakmasýný, iþ bulamayan Kürt müteaahidin % 45 kýrýmla aldýðý iþi bitirmek için kiraladýðý makinalarý yakmayý, ‘AK Parti iktidarýna karþý, ‘Kürtlerin silahlý dövüþü olarak’ görüyor.
Bu adamlar, sanatý, romaný, düþünceyi bitirdiler.. PKK þiddetine esir oldular. Bu þiddeti hatýrlayýp övgüler düzmeden, neredeyse bir tek cümle bile kuramýyorlar. Bu ülkenin bütün hakikatlerini, onlarý yiyip bitiren Erdoðan nefretine kurban ettiler.
Eski devletle hemen hiçbir çatýþma yaþamamýþ, tersine hep devlete yakýn durmuþlardý. Romanlarýný, sanatlarýný iktidarla çatýþmayý göze almadan icra ettiler. Þehrin nostaljisini, küçük burjuva yalnýzlýklarýný anlatýp durdular.
Herkesi AK Parti ve Cumhurbaþkaný Erdoðan’a karþý ortak cepheye çaðýrýp durmalarýna bakmayýn!
Bunlar öyle cephelerde filan ‘savaþacak’ ve bunun bedelini ödeyecek kadar cesur deðiller.
Düþünce özgürlüðü diye baðýrýp duruyorlar ama tarihe bir bakýn düþünceleri uðruna ödedikleri bir bedel yok, bu bedelin yazdýðý bir hikayeleri de yok!
Yani baþkalarýnýn cesareti ve ödediði bedeller üzerinden oyun oynamaktan baþka marifetleri yok!
Feda edebilecekleri saðlam bir hikayeleri olmadý hiçbir zaman. Ne yapar eder, baþkalarýnýn fedakarlýklarý üzerine oluþmuþ hikayelere kendilerini ortak ederler.
***
Ahmet Altan, AK Parti ‘içinden çatlasýn’ diye çok uðraþtý, ‘Kürt ayaklanmasý çok yakýn, ‘Kürtler’in yarýsý silahlý ayaklanmaya hazýr’ deyip durdu.
Ahmet Altan gibi düþünenler için bütün mesele, isyan etmeye niyetli olmayan Kürtler’i ikna etmek ve Türk halkýna da AKP zulmü altýnda olan bir halkýn silahlý ayaklanmaya hakký olduðunu göstermekti!
Ölen çocuklarý, kadýnlarý, askerleri, polisleri, korucularý, PKK’nýn saflarýndaki Kürt gençlerini konuþmuyorlar.
O Kürt gençleri ki, bugün onlarcasý, yüzlercesi daðlarda telef olup gidiyor.
Ýran mollalarýnýn ve Basçýlarýn kontrol ettiði kamplardan ve alanlardan Türkiye’ye binlerce Kürt gencini sokup, ölmeye ve öldürmeye yollayan kim, iki ayda yüzlercesinin ölümüne yol açan, Erdoðan mý, PKK mý?
Ahmet Altan’ýn, AK Parti’ye karþý gösterdiði cesarete hayran (!) olmamak mümkün deðil, peki PKK þiddetine karþý da ayný oranda cesur davranabiliyor mu Ahmet Altan, vatandaþlarý AK Parti’ye karþý uyanýk olmaya davet ettiði kadar, ayný vatandaþlarý PKK’nýn yapmak istediklerine, kurmak istediði sisteme karþý da uyanýk olmaya davet edebiliyor mu?
Kürt sorunu, bir Türk aydýn sorunudur. ‘PKK sorunu’ bir Türk medyasý sorunudur.
PKK’yý rahat býraksalar, Kürtler büyük bir ihtimalle kendi içlerinde, kýrk yýldýr sürüp giden bu þiddeti sorgulayacaklar, buna dair büyük iþaretler var nitekim.
Ama ne Kürtler’i ne PKK’yi rahat býrakýyorlar.
Türk aydýnlarýnýn bir kýsmý ‘PKK denizinde’ yüzen balýklara benziyor, PKK silahlý mücadeleyi bir gün terk ederse, bu zevat, sudan çýkmýþ balýða döner..