Trajik bir dönemi tekrar yaþýyoruz. 1990’larda vesayet rejiminin siyaset düþmaný uygulamalarýnýn oluþturduðu kýsýr döngünün bir benzerini, bugün de PKK marifeti ile tecrübe ediyoruz. 1990’larda ‘Kürtlerin var olduðunu’ anlatma ve ikna etme çabalarýna kadar düþmek durumunda kalan siyaset düzeyi; bugün de, 1990’larýn benzer bir simülasyonunu þehirlerde hayata geçirmeye çalýþan siyaset düzeyinden çýkýþ yollarý aramakla tecessüm ediyor.
Bugün yaþanan siyasetsizliðin, üzerine konuþmaya bile hicap edilmesi gereken ‘hendek taktiði’ zýrvasýný aþan bir geçmiþi bulunuyor. Zira kangren hâline gelmiþ, tarihsel, ekonomik ve toplumsal yükleri fazlasýyla oluþmuþ bir sorunla muhatap olunuyorsa, ortaya bir siyaset koymanýn önemi kadar, sorunun paydaþlarýnýn da üretilen siyasetin olumlu veya olumsuz parçasý olmasý da elzemdir. Ancak buna þahit olamýyoruz. Baþka bir ifadeyle, yaþanan kriz siyaset üretilmemesinden ziyade aleni bir þekilde siyaset düþmanlýðýndan kaynaklanýyor.
Bu durum, Kürt meselesi baðlamýnda ‘açýk ve samimi’ bir þekilde, ilk kez 2005 Aðustos ayýnda Baþbakan Erdoðan’ýn yeni bir döneme kapý aralayan çýkýþýna verilen tepkilerle baþlamýþtý. Uzun yýllar sonra, açýk bir þekilde ‘siyaset üretileceðinin’ ilaný yapýlmasýna raðmen, ortaya çýkan siyasete paydaþ bulunamamýþtý. Ne CHP ne Meclis dýþýndaki siyasi hareketler ne de PKK, yeni dönemin çözüm lehine güçlenerek devam etmesi için paydaþ olamadýlar.
Aksine, özellikle PKK, ortaya konulan yeni siyasete panik tepkiler verdi; vesayet unsurlarýnýn AK Parti’ye karþý 2007 Cumhurbaþkanlýðý Seçimleri öncesi harekete geçerek 27 Nisan’a varan süreci hazýrlamalarýna paralel olarak eylemlerine yeniden baþladý. 2007 sürecinin atlatýlmasýnýn ardýndan 2009 Açýlým Süreci ile tekrar üretilen siyaseti ise PKK doðrudan kanlý ve provokatif eylemleriyle inkýtaa uðratan aktör oldu. PKK’nýn, tercihini açýk bir þekilde yaptýðýnýn en önemli delili ise 3 Mayýs 2010’da, siyasi partilerin kapatýlmasýný engelleyecek anayasa deðiþikliðine önce Meclis’te karþý çýkmasý, ardýndan da Anayasa Referandumunu boykot etmesiydi. Sonrasýnda, 2013’e kadar devam eden kanlý sürece tekrar yapýlan siyasi müdahale de, PKK’nýn Ortadoðu sapmalarý ve ütopyalarý eþliðinde yine rayýndan çýkarýldý. Bugün saplandýklarý hendek saçmalýðý ise 7 Haziran sonrasý baþlattýklarý kanlý dönemin öncesindeki adýmlarýnýn, yani istikrarlý bir þekilde 2005’ten bu yana siyaset düþmanlýðý yönünde tavýr almalarýnýn bir sonucudur.
Dolayýsýyla, hendek meselesi bugün bir anlýðýna ortadan kalksa bile, PKK dünyasýnýn siyaset düþmanlýðýnýn da yok olmasý için gerçekçi bir zemin bulunmuyor. Hâl bu olunca, þehir savaþlarý konseptine karþý siyaset üretmenin anlamlý bir zemini de oluþmuyor. Israrla, Meclis’te yaprak kýpýrdasa mucizevi bir çözüm olarak dile getirilen ‘komisyon kurulmasý’ ezberine benzer bir þekilde ‘müzakerelere dönülsün’ yaklaþýmý da, naif bir beklenti ya da PKK’nýn siyaset düþmanlýðýna mazeret kisvesi anlamýna geliyor.
Zira ‘müzakerelere dönülsün’ talebinin içini dolduracak bir baþlýk ya da neyin müzakere edileceðine dair baþý sonu belli hiçbir yaklaþým ortada görünmüyor. Çünkü müzakereler ‘PKK’nýn silahsýzlanmasý’ üzerine devam ederken, bugün PKK’nýn silahsýzlanma tartýþmasýný ve beklentisini anlamsýz kýlacak düzeyde terörü þehir merkezlerine indirdiði bir dönemi yaþýyoruz. Müzakere zemini ve neticeleri anlamýnda ortaya çýkan makasýn bu denli varoluþsal düzeyde açýldýðý ve farklýlaþtýðý bir ortamda, üretilen siyasetin de geçmiþte olduðu gibi boðulacaðý aþikârdýr.
Bu noktada PKK dünyasýnýn beklentisi, müzakere düzeyinin de þehir savaþlarýna indirgenmiþ bir þekilde baþlamasý. Eðer yeterince büyük bir maliyet ortaya çýkarabilirlerse, geçmiþteki kanlý dönemlerin ardýndan baþladýðý gibi ‘kendileri açýsýndan konforlu bir zeminin oluþacaðýna’ dair yerleþik bir keskin inançlarý var. Her geçen gün bu beklentilerinin hayata geçmeyeceðini fiilen gördükçe, beklentileri ve maksimalist dünyalarýný sorgulamak yerine, çok daha keskin inançlý hâle gelerek rahatlamayý tercih ediyorlar. Ýþte bu tercih, hem PKK sorunu hem de siyasetsizliði büyüten en önemli dinamiðe dönüþüyor.