Onlar itiraf edemiyor, biz söyleyelim: Her açýklamasýnda anti-emperyalist olduðunu söyleyen bir örgüt, varlýðýný Pentagon’un uçaklarýna baðladý!.. Geçmiþ olsun... Türkiye, bir NATO ülkesi olarak “dünya patronunun” Ortadoðu’daki kanlý ve sinsi planlarýna direnirken, o, ayný planýn Türkiye cephesindeki role kendiliðinden soyundu.
Türk demokrasisine suikast düzenlemeye kalktý, intihar etti.
Beraberinde, “kendileri gönüllü olmasa” da, siyasal meþruiyet içinde tutmaya çalýþtýðýmýz HDP’yi de sürükledi.
“Beyaz Türkler”, þizofrenik endiþeleri içinde sürekli bir Türk-Kürt hesaplaþmasýnýn korkusunu yaþarlarken, o, memleketi Kürtler arasý kanlý hesaplaþmayla karþý karþýya býraktý...
Kandil, Kürt gençlerinin üzerinden oynadýðý kanlý oyunda sýkýþtý, bu kez kendi kafasýna sýktý.
Stratejik felaket
Irak Kürtleri’nin yetiþtirdiði seçkin politikacý Barham Salih’i (Irak Kürdistan’ý eski baþbakaný, Irak dýþiþleri eski bakan yardýmcýsý) BBC’de dinledim. Spikerin Kobani üzerinden Türkiye’ye yüklenen sorularýna net cevap verdi: “Bölgede Türkiye-Ýran-Suudi Arabistan üçgeninde büyük sorun olduðunu biliyoruz. Türkiye, dile getirdiði endiþelerde haklýdýr.”Bu cümlenin devamýnda sorular kesildi. Süleymaniyeli Barham’ýn gördüðünü, Ýstanbul’dan kalem oynatanlar görmüyor.
Kobani, bir devrimin sembolü deðildir. Þam’daki Baas rejimi-Tahran ittifakýnýn, Türkiye’nin sýnýrýna yerleþtirdiði stratejik karttýr. Türkiye, bu kartý gördü, içine çekilmek istediði karanlýðý fark etti, planlayýcýlarýný þok eden bir rota izledi. Oraya müdahale etmesi, kendi Kürt nüfusu ile hesaplaþmanýn kanlý yolunu açmasý, memlekette milliyetçilik rüzgarlarýnýn yükselmesi ve bölgedeki çatýþma coðrafyasýnýn ülkeye sýzmasý planlanýyordu. Ankara, yemedi, aksine, Salih Müslim’i çaðýrdý, uyardý, Özgür Suriye Ordusu’yla iþbirliðini önerdi, yeniden kurulacak Suriye’de, týpký, Irak’ta olduðu gibi Kürt varlýðýna sahip çýkacak devlet olduðunu söyledi.
Yapmadýlar... Onlarý Rojava’ya yerleþtiren güce güvendiler. Baktým, dün, Ýran, Kobani için dünyaya çaðrý yapýyor, o kadar...
Türkiye’nin vicdaný, tarihsel birikimi var, Rojava’daki masum Kürt’ün kaný üzerinde nasýl siyaset yapsýn? Suudi’nin böyle bir derdi yok, orasý Riyad’a göre, Baas-Tahran ittifakýnýn koç baþý, saldý IÞÝD’i üzerine, 160 bin Kürt sivile sahip çýkmak yine Türkiye’ye kaldý...
Rojava’da kimler adýna iþler çevirdiðini en iyi sen biliyorsun, bunun devamýnda IÞÝD’i üzerine kimin sürdüðünü sen tanýyorsun, neden halkýna yalan söylüyorsun? Kobani direniþinde arkadaþlarýna cesaret vermek için üzerine bomba sarýp tek baþýna IÞÝD katillerinin içine dalarak 30’unu birden öldüren o yiðit Kürt kýzýndan da mý utanmýyorsun?
Hayýr, 1993 tekrarlanmayacak
Yaþanýlanlarýn “1993 örtülü darbesi” ne ulaþmasý için tam-tam çalanlar var. PKK ve kontrolündeki HDP’nin demokratikleþmeyle birlikte silineceklerini gördükleri bir gerçek, oyunu, Türk demokrasisini arkadan hançerlemek üzerine kurduklarý belli oluyor. Buna yanýtý, önce, bu ülkenin Kürt vatandaþlarý verecektir. Geçelim. Bu tarafta, aramýzda, Davutoðlu’nunCNN’e söylediði “Baas rejimini hedef alan bir operasyona Türkiye de kara kuvvetiyle katýlýr” sözünü, “bakýn, Osmanlýcý kafayla fethe hazýrlanýyor” diye yorumlayanlar var! O sözün, ABD’nin tüm bölge politikalarýna atýlmýþ zarif bir “diplomatik kazýk” olduðunu anlamýyor mu, anlýyor, ama öyle yazýyor... Açýklamanýn diplomasideki tarifi, “bana güvenme, ben askerimi oraya sokmam...” Ankara, Washington’un Ýran’la dirsek temasýnda Beþar’ý kolladýðýný, Suudi’ye de Irak-Suriye coðrafyasýndaki Sünni nüfus kontrolünü ayýrdýðýný görüyor, sen göremiyorsun!.. Sorsana, neden, Türkiye’nin anasýnýn ak sütü gibi helal (2 milyon mülteciyle dünyada hangi devlet boðuþuyor) uçuþa yasak bölge ve güvenlikli bölge taleplerinin görmezlikten gelindiðini?
Emperyaliste soru sormak yürek ister. Kolayý, “Hükümet Kobani düþsün istiyor” yazýsý döþenmek. Washington’daki aðabeyler, adamýn sýrtýný sývazlar, adam yerine konmuþ olursun.
Gerçek: Emperyalizm, bölgenin demokratik bir devletin gölgesinde yapýlanmasýný istemiyor. Onlar, týrnaklarý sökülmüþ Baasçýlarý, istedikleri anda vuracaklarý radikalleri, mollalarý, diktatör ve krallarý istiyorlar. Sýrtýný bunlara dayayanlar hiç heveslenmesin, bu ülkede yeni bir 1993 yaþanmayacak, Ortadoðu’nun masum insanlarý da zorbalarýn eline terk edilmeyecek...