Sizce PKK bir “terör örgütü” mü? Yoksa bir “gerilla ordusu” mu?
Ya Filistin’deki Ýslami Cihad? “Terörist” mi, yoksa “mücahid” mi?
Bu gibi sorular zaman zaman gündeme geliyor. Çok zaman da kafa karýþýklýklarýna ve öfke patlamalarýna sebep oluyor. Çünkü çoðu insan, sempati duyduðu silahlý gruplara “terörist” dedirtmezken, nefret ettiði gruplara “terörist” denmeyiþine kýzýyor.
Oysa bence evvela terörün ne olduðuna dair standart bir taným yapmak, sonra da bunu tutarlý bir biçimde uygulamak lazým.
Bunu derken terör kavramýna farklý tanýmlar getirildiðinin de farkýndayým. O yüzden ben de kendi tanýmýmý getirerek þöyle diyorum:
“Terör, politik amaçlar uyarýnca, sivil hedeflere kasten þiddet uygulamaktýr.”
Bunun en tipik örneði, þehir merkezlerine düzenlenen siyasi mesajlý ve bombalý saldýrýlardýr. Ölecek kiþiler sivildir ve ölümleri de “arýzi” deðil, kastidir. Hedef de politiktir. Yani amaç sadizm duygularýnýn tatmini filan deðil, korku yaratarak siyasi sonuç elde etmektir. (Teröristler “sadist” deðil, “idealist”tir genelde zaten.)
Dava ve yöntem
Bu tanýmý yaptýktan sonra, “kim terörist” sorusuna verilecek cevap bence açýktýr:
Kim sivil hedefleri kasten vuruyorsa, o teröristtir.
Ýster örgüt, isterse devlet olsun...
Örneðin, Ýslami Cihad, Ýsrail içindeki sivil hedefleri vurduðunda “terörist örgüt” olmuþ olur. Ýsrail devleti de, Gazze Þeridi’deki sivil hedefleri kasten vurduðunda, “terörist devlet” sýfatýný hak eder.
Ve burada kritik bir nokta vardýr ki, altýný kalýnca çizmek gerekir: Bir yöntem olan terör ile, bu yöntemi seçen davanýn haklý veya haksýz oluþu birbirinden çok iki farklý þeydir.
Mesela ben Filistin davasýný çok haklý bulur ve desteklerim. Ama bu haklýlýðýn, terörist yöntemleri meþru kýldýðýný düþünmem. (Terör yoluyla “cihad” kavramýnýn kirletilmesine de ayrýca karþý çýkarým.)
Peki Filistin davasýnýn neyi meþru kýldýðýný düþünürüm?
Bir, tercihen, þiddet içermeyen barýþçýl direniþ yöntemlerini.
Ýki, eðer illa silahlý mücadele olacaksa da, “terörist” olmayanýný. Yani sadece askeri hedeflere yönelen bir “gerilla savaþý”ný.
‘Silahlý siyasal örgüt’
Þimdi, bu genel izahtan sonra, gelelim PKK’ya.
Bu konudaki son tartýþmayý, “PKK bir terör örgütü deðildir; silahlý bir siyasal örgüttür” diyen Nuray Mert baþlattý.
Baþlattý ama, yaptýðý tanýmýn pek bir anlamý yoktu. Çünkü bütün terör örgütleri “silahlý siyasal örgüt”tür zaten.
Eðer Mert’in meramý “PKK terör örgütü deðildir, gerilla ordusudur” demek idiyse, evet, bunu tartýþabiliriz.
Çünkü bu iki kavram arasýnda yukarýda belirttiðim ciddi fark var: Teröristler sivilleri vurur, gerilla ordularý ise sadece düzenli ordularla savaþýr.
Peki PKK ne yapýyor?
Bence, kurulduðundan beri, her ikisini birden yapýyor. Yani bir taraftan orduya karþý “gerilla savaþý” yürütüyor. Diðer taraftan da kendisine boyun eðmeyen Kürtleri, bölgede çalýþan öðretmenleri, din adamlarýný, iþ adamlarýný, siyasetçileri öldürerek, kaçýrarak ve korkutarak, düpedüz “terör” uyguluyor.
Örgütün Ýstanbul’da, Ankara’da, sahillerde, hatta Diyarbakýr’da patlattýðý bombalar, kundakladýðý okul ve yurtlar da cabasý.
Dolayýsýyla PKK, benim gözümde, sadece bir gerilla ordusu deðil, ayný zamanda da bir terör örgütüdür.
Temsil ettiði kitlenin ezilmiþliði ise, bu þiddeti, hele de terör boyutunu, haklý kýlamaz.
Ha, dilerim ki PKK bu yoldan vazgeçer, silahý býrakýr, siyasi yollardan yürütür davasýný.
Ve umarým ki böylece kan durur, barýþ gelir, Akdeniz olur.
Ama bunun için teröre terör demekten vazgeçecek deðilim.