PKK’nýn amacý buysa, barýþ çok zor

Yazý yazmak için masaya oturup da ‘ne yazabilirim’ diye kara kara düþündüðüm dönemler çok oldu, ama bu dönemlerin hiçbiri benim için, þu günlerde olduðu kadar sarsýcý ve kuþatýcý deðildi...

Her þeye raðmen, barýþý tahayyül etmek bu zamanlarda çok gerekli buna þüphe yok ama oluk oluk kan aktýðý bir zamanda ortaya bir barýþ projesi koyabilir misiniz?

Haklarý, þunu bunu konuþabilir misiniz?

Öcalan diye bir adam vardý, çözüm sürecinde iyi mesajlar veriyordu, Newroz’da  okunan mektuplarý tartýþýlýyor, bu mektuplar, çözüme açýlan yeni paradigmalar olarak benimseniyordu.

Þimdi Öcalan’ýn rolünden söz edebilir misiniz?

PKK’nýn yollara döþediði tuzaklar ve mayýnlarla beraber o rol, o Müslüman kardeþliðine vurgu yapan o paradigmalar, bir anda buharlaþýp gitti..

Bölgede yaþayan dostlarla konuþuyorum diyorlar ki, Öcalan ateþkes çaðrýsý yaparsa, silahlar susar ve bu kan durur.

Bu çaðrýyý Öcalan’a kim nasýl yapacak?

Sorun burada.

Bölgede kýrk küsur yýldýr yapýlan barýþ çaðrýlarý, hangi yöne esnetsen, o yöne esneyecek  olan çaðrýlardý ve maalesef bir iþe yaramadý.

Kürt halký bu ‘savaþý’ hiçbir þekilde onaylamýyor ve desteklemiyor. Ama KCK sistemi silahlarýn gölgesinde, bir halký tutsak  almýþ durumda.

Þemdinli ve Þýrnak’ta gördüðümüz davranýþlar bir umudun doðmakta olduðuna dair güçlü iþaretlerdi.

Bir subay, karýsý yanýnda öldürülecekken, Þýrnaklýlar araya girdi ve bu subayýn hayatýný kurtardý.

Þemdinliler bir köprünün havaya uçurulmasýný yürüyüþ yaparak protesto ettiler.

Kürt Sivil toplum örgütlerinin, aydýnlarýnýn, muhatabý Öcalan olan güçlü bir çaðrý yapmalarý, acaba havayý hafifletebilir mi?

Öcalan bu çaðrýya cevap verebilir mi?

6-7 Ekim olaylarýnda, sokaklarda esen terörü Öcalan durdurmuþtu ama sonrasý gelmedi. Geçici bir rahatlama yaþandý ve maalesef her þey orada durdu.

PKK öyle bir saldýrý hamlesinde bulundu ki, gerçekten barýþ isteyen, çözüm isteyen herkesi hayal kýrklýðýna uðrattý. Ýçimizden bazýlarý, hayal kýrýklýðý yaþanacaðýný, PKK’ya güvenilemeyeceðini söylüyorlardý zaman zaman, ama çözüm sürecinde silahlarýn susmasý, bir kazaným  olarak görülüyor, Öcalan’ýn rolünün devam edeceðine inanýlýyordu.

Netice, silahlý bir grup, Türkiye’ye savaþ açmýþ, kafasýnda bir model var, Suriye’de bu modeli hayata geçirdiðini düþünüyor, Türkiye’de de bu modelden istiyor. Silahlarý konuþturuyor.

Sonra, bir takým gruplar bir araya geliyor ve ‘ona’ da ‘buna’ da eþit mesafede olduklarýný göstermek için sanki, sen silahlarý sustur, sen de operasyon yapma gibi faydasýz çaðrýlar yapýyor.

Diyelim ki bu çaðrýlara uyuldu.

Ya sonra?

Türkiye sonrasýnda, özsavunma güçlerinin bölgede istihdamýný, KCK rejiminin kurumsallaþmasýný mý konuþacak, böyle bir pazarlýða mý oturacak Türkiye?

Böyle bir þey olabilir mi?

Suriye’de Esad bir anlaþmayla Rojava’yý PYD’ye teslim etti.

PKK, burada da böyle bir anlaþmanýn mümkün olabileceðini düþünüyor anlaþýlan.

Bu kan ve gözyaþý ise, kýrk yýldýr, bu ‘temel talep’ uðruna akmaya devam ediyor.

Ýstenen buysa-ki kuþku yok- PKK silahlý gruplarýný alýp Türkiye’yi terk edene kadar mücadele etmekten hiçbir hükümet kendini alýkoyamaz.

Silahsýzlanma programlarýný konuþabileceðimiz bir sürece girdik dediðimiz bir zamanda, ve HDP’ye oy vermeyenlerin bile, HDP’nin barajý aþýp, 80 milletvekiliyle meclise gelmesine sevindiði bir dönemde, PKK silahlarý yeniden konuþturdu.

PKK’yý silahsýzlandýrmak veya, silahlý gruplarýn Türkiye’yi terk etmesini istemek ve buna dair umutlar, tuzla buz oldu bir anda.

Þehit cenazeleri, cinayetler, artan güvenlik bölgesi sayýsý, sokaða çýkma yasaklarý ve sokaklara taþýnan öfkeli kalabalýklar..

Türkiye’nin bugün yürüttüðü mücadele, hükümranlýk haklarýný ve üniter birliðini koruma mücadelesidir. Ama bu mücadeleyi baþka türlü anlayanlar, sorunu hala bir iç siyaset, rekabet ve AK Parti’nin yeni iktidar mücadelesi gibi görenler varsa, bu vahim bir durumdur.

Eðer ulusal bir mutabakat saðlanamazsa herkesin kaybettiði bir ülke olacaðýz ama muhalefet henüz bunun farkýnda deðil.

PKK’nýn asýl amacýna aldýrmayýp, kendi ülkesini ‘savaþýn müsebbibi bir ülke’ gibi görmek ve göstermek, akla ziyandýr. Bu akla ziyan halden kurtulmadýkça, Türkiye’nin huzura kavuþmasý ve bu badireyi atlatmasý mümkün deðildir.