Tahir Elçi’nin elem verici bir þekilde öldürülmesi, þehirlerde PKK egemenliðinin kurulmasýnýn nasýl acý sonuçlara sebep olacaðýný gösterdi. PKK’nýn þehir yapýsý YDG-H’nin etkin olduðu þehir alanlarýna, girmenin ölümcül sonuçlarý olduðu açýk hale geldi. Tahir Elçi, Dört Ayaklý Minare etrafýnda, bu tarihi esere saygý gösterilmemesi, zarar verilmesi, silah izlerinden uzak tutulmasý konusunda basýn açýklamasý yaptýðý sýrada, tam da kýnadýðý þeyin kurbaný edildi. Oralarý kendi bölgesi olarak gören gruplarýn baþlattýðý çatýþmanýn içinde vuruldu. Çaðrýsýna anýnda ölümcül bir “hayýr” tepkisi geldi. Olay öylesine dramatik ve acýydý ki, ne kadar büyük bir problemle karþý karþýya olduðumuzu bir kez daha gördük.
PKK’nýn þehir yapýlanmasý; þehirleri, ilçeleri, mahalleleri “kurtarýlmýþ alanlar” haline getirip, egemenlik kurmaya çalýþýyor. Devlet sistemini devre dýþý býrakýp, kendi sistemini kurma mücadelesi veriyor. Güce, silaha, kendi örgütlenmesine dayanarak gündelik hayatý kontrol ediyor. Hayatýnda en ufak bir þey yönetmemiþ gençler, ellerindeki silahlarla, oranýn kendi yönetimleri altýnda olduðunu söylüyor.
PKK’nýn þehir yapýlarý yaþam güvenliðini yok etti
PKK’nin bu þehir örgütlenmelerinin ilk sonucu, yaþam güvenliðini yok etmesi oldu. Ýlk önce devlet mekanizmalarýný devre dýþý býrakmaya çalýþarak, devlet olmanýn aslý görevi olan güvenliði saðlama fonksiyonunu iþlevsiz hale getirmeye çalýþtýlar. Kendilerinden olmayanlarý ise “can güvenliði olmayan kiþilere” dönüþtürdüler. Kendilerinden olduklarýný varsaydýklarý kiþileri ise, silah gücü ile kontrol etmeye baþladýlar. Yerlere döþedikleri bombalar çocuklarýn ölümüne sebep oldu. Devletin müdahale ettiði zamanlarda ise, insanlarý sokaða çýkarýp iki ateþ altýnda býrakmaya çalýþtýlar. Günlerce sokaða çýkma yasaklarý altýnda devam eden çatýþmalarda, sivil ölümleri oluþmaya baþladý. Oluþan dramatik sivil ölümleri üzerinden bir hikaye yazýp dolaþýma sokarak da, egemenliklerini devam ettirmeye çalýþtýlar.
Gündelik hayat yaþanmaz hale geldi
PKK’nýn þehirleri kontrol etme ve öz yönetim kurma siyasetinin ikinci dramatik sonucu da, gündelik hayatýn yaþanmaz hale gelmesi oldu. Seyahat, ticaret ve eðitim hayatý aðýr etkilendi. Sokaklarý denetim altýna almak için kazdýklarý hendekler, kurduklarý barikatlar, döþedikleri bombalar ile güvenli hareket ve seyahat imkanýný yok ettiler. Öðrencilerin eðitim mekanlarýna güvenli gidiþ dönüþü imkaný kalmadý. Esnaflarý vergi ve haraç sistemine baðladýlar. Gündelik hayatý bölerek, ticareti zor hale getirdiler. Hele devlet bu yapýlarýn düzen kurduðu yerlere müdahale etmeye baþladýðýnda, gündelik hayat iyice felç oldu. Gündelik yiyeceði bulmak zorlaþtý.
Þehir yapýlarý “zorunlu göç” yaptýrdý
PKK’nýn þehir yapýlarýnýn kurmaya çalýþtýðý “öz yönetim” siyasetinin üçüncü sonucu ise “zorunlu göç” oluþturmasý oldu. PKK eliyle zorunlu göçün ilk dalgasý 6-7 Ekim Olaylarý ile baþladý. Bu dönemde önceden çalýþtýklarý belli bir þekilde, kendinden olmayanlarýn canlarýný ve mallarýný acýmasýzca hedef altýna alabildiklerini gösterdiler. O dönemde acý gerçekle karþý karþýya kalan “PKK’lý olmayan Kürtler”, ilk göç dalgasýný yaþadý. Daha sonra “öz yönetim” ilan ettikleri Cizre, Silvan, Sur gibi ilçelerde ikinci göç dalgasý oluþtu. PKK bu göçler sayesinde, kendi egemenliklerini daha kolay kurabilir hale geliyor.
PKK ve PYD’nin nüfus hareketleri politikasý Suriye içinde de sistematik bir þekilde uygulanmýþtý. Kontrolü ele geçirdikleri yerlerde, kendilerinden olmayan Kürtleri, Araplarý, Türkmenleri zorunlu göçe zorlamýþlardý. PKK’nýn Suriye kolu olan PYD’nin bu zorunlu göç ve nüfus siyaseti Uluslararasý Af Örgütü tarafýndan da belgelenip ilan edilmiþti.