Milat gazetesinden Nil Gülsüm’ün sorusuna verdiðim þu cevaba Cengiz Çandar öfkelenmiþ, kapana kýsýlmýþ gibi hissetmiþ anlaþýlan, önce soruya verdiðim cevabý okuyalým:
‘Avrupa Birliði, PKK’nin silah býrakmasýný istemez. Avrupa’nýn bu tarafýný bilen Cengiz Çandar gibi Türk aydýnlar da oralara gittiklerinde PKK’nin silah býrakmamasý gerektiðini söylerler zaten. Ulusalcý kanattan da PKK’nin silah býrakmamasýný isteyenler olduðunu duyuyoruz, biliyoruz. Son iki yýlda PKK, AK Parti iktidarýna muhalefet etmenin bir imkâný hâline geldi. AK Parti’yi sandýkta yenmek imkansýzlaþýnca, daðdan gelen cenazelerle yenebileceklerini düþünenler oldu. Bu bakýmdan, PKK’nin silah býrakmasý, Türkiye siyasetini kökten etkileyecek bir olaydýr...’
Burada ifade edilen düþüncelerle kimseye hakaret ediyor veya Çandar’ýn ifadesiyle birilerinin baþlattýðý kampanyalara bir katký filan yapýyor deðilim. Çandar, Londra’da Avrupalýlarýn karþýsýna geçip, ‘PKK’nin yerinde olsam silah býrakmam’ dedi mi demedi mi?
Ben silahlarý býrakmanýn siyasi bir pazarlýk konusu olmadýðýný düþünüyorum. Süreci bir pazarlýk gibi algýlayanlar yani Çandar gibi düþünenler bu fikre karþýdýrlar, PKK’ye Oslo Protokollerini hatýrlatýp duruyorlar, ve PKK/BDP hattýný da kendi düþünceleri doðrultusunda etkilemeye çalýþýyorlar. Ama Çandar’ýn gerekçelerini ben yine de dinlemeye hazýrým. Köþe yazýsýyla filan olmaz bu iþler. Cesareti varsa, istediði bir kanalda onunla tartýþmaya varým.
O PKK’nin neden silah býrakmamasý gerektiðini Avrupalýlara anlattýðý gibi, anlatsýn. Ben de fikirlerimi söyleyeyim.
***
Çandar lütfedip bir kitap ve bir rapor kaleme almýþ, eyvallah, ama PKK’nin silah býrakmamasý için, kendini PKK’nin yerine koyanlarýn yarattýðý mazeretler, her gün can alýyor bu ülkede. Ne gam Cengiz Çandar, on yýl sonra bir ikinci Mezopotamya Ekspresi yazar, biz de öðrenmiþ oluruz, Celal Talabani’nin olaðanüstü gayretlerine raðmen barýþýn neden olmadýðýný!
Geçiniz!
Buraya açýkça ve bir kez daha yazýyorum. Eðer sizde biraz vicdan varsa Kürtler’i hiç deðilse bu dönemde rahat býrakýn, rahat býrakýrsanýz onlar kendi tecrübeleriyle yollarýný bulacaklar.
Önemli bir süreçten geçiyoruz. Ve maalesef Çandar, bulup buluþturuyor, Amerikalýlarýn yazdýklarýyla ispat etmeye çalýþýyor ki, bu süreçte Erdoðan ve hükümetinin baþarý þansý pek az!
Eski Genelkurmay Baþkaný ve Ergenekon sanýðý Baþbuð da öyle düþünüyor. O da Silivri’den diyor ki, Öcalan’ý ikna etseniz bile, Kandil’i ikna edemezsiniz.
Ve sen Cengiz, Kandil ve Kürtler bu sefer de ikna olmasýn diye çýrpýnýp duruyorsun..
Ýmralý süreci, senin ruh halini fena bozmuþ.
***
Orhan Miroðlu’na ima yollu ‘cahþ’-hain- demek, Kandil aðzýyla konuþmak demektir Cengiz. Kandil’e üs kuran Ýttihatçý-Kemalist kadro hariç, Türkiye’de ve bütün Kürdistan’da hiçbir Kürt Orhan Miroðlu’na cahþ demez.
Kürt meselesinde yazdýðýn bütün çeklerin karþýlýksýz çýktýðýný görüyor ve öfkeleniyorsun.
PKK’nin silah býrakma ihtimaline bile bu kadar öfke, pes doðrusu!
Bak Cengiz, aranýzdan bazýlarý iki yüzyýl öncesinden konuþuyor, Kürtler’e ulus-devlet kurma hakkýný hatýrlatýp duruyor. Bazýlarý Öcalan’ý aldatabilirler, silahlarýnýzý elinizden alýp sizi tasfiye edecekler, aman dikkat diye yazýlar yazýyor.
Bunlarý yazýp söylerken hiçbir þeyi feda etmiyorsunuz aslýnda. Feda edebileceðiniz saðlam bir hikayeniz yok çünkü. Kürt gençlerinin ve halkýnýn ‘savaþ psikolojisine’ iyi gelen yazýlar yazarken, ben ayný kesime dönüyorum ve durun bir dakika, daha fazla ölmeniz hiçbir þeyi deðiþtirmeyecek ve siz daha fazla ölüyor ve öldürüyorsunuz diye kimse sizi daha fazla ciddiye almayacak diyorum. Yani siyasi hikayemi insanlar ölmesin diye feda ediyorum.
Aramýzdaki fark bu Cengiz. Hala anlayamadýysan, kamuoyunun önünde sana ve senin gibi düþünenlere anlatmaya hazýrým. Ýstersen bir mahkeme salonunda, istersen bir televizyonda, tercih senin...