Uluslararasý güçlerin oyuncaðý olan terör örgütleri çok boyutlu iþlev görürler. Bir boyutuyla kendi amaç ve hedeflerini gerçekleþtirmek için eylemler yaparlar, diðer boyutuyla kendilerini kullanan güçlerin amaçlarýna hizmet ederler.
Örgütler verdikleri taþeronluk hizmetine göre ‘kullaným deðeri’ne sahiptirler ve bu kullaným deðeriyle elde ettikleri destek sayesinde kendi amaçlarý için güç devþirdiklerini düþünürler. Zaman zaman gerçekleþen terör eylemlerinin örgütlerin asli amaçlarýna zarar verdiði çok aþikardýr. Özellikle sivillere yönelik kanlý saldýrýlar sebebiyle oluþan toplumsal ve uluslararasý tepki örgütlerin toplumsal desteðini zayýflatýr.
Peki ‘algý’yý hesaba katmak zorunda olan örgütler böyle bir duruma düþmeyi nasýl kabullenirler? Bunun cevabý çok açýktýr:
Terör örgütleri kendilerini destekleyen güçlerin yönlendirmelerinden baðýmsýz hareket edemezler ve ancak bu güçlerin oyun planlarý içinde kendilerine gelecek görürler. Kýsmi zararý, daha büyük beklentiler için kabullenirler. Marksist Leninist ve emperyalizm karþýtý söylemlerde olan PKK da emperyalist güçlerin oyun planlarýnda sadece bir figürandýr. Terör üzerinden siyasi iktidarlarýn baskýlandýðý da bir vakýa, bölgesel dengelerin ve sýnýrlarýn tanzim edilmeye çalýþýldýðý da bir gerçek... Özellikle DEAÞ Ortadoðu’nun yeniden tanzimini için müdahale gerekçesi oluþturan bir ‘kötülük’...
Türkiye’nin de bölgeye dikte edilen senaryolara karþý kendi ulusal güvenliðini gözetecek bir yaklaþým içinde olmasý ve DEAÞ tehdidine karþý tedbirler geliþtirmesi kaçýnýlmaz.
15 Temmuz darbe giriþimini savuþturan Türkiye’nin karýþtýrýlmasý ve kaosa sürüklenmesi için tüm terör örgütlerinin düðmesine basýlmýþ görünüyor. Kimi terör örgütlerinin içinden geçilen konjonktürü fýrsata çevirmeye çalýþmasý yanýnda, akýl hocalarýnýn oyun planlarýna göre harekete geçtikleri de anlaþýlýyor. Kaos senaryosunun yaralý aktörü FETÖ, PKK baþta olmak üzere tüm örgütlerle ciddi iþbirliði içinde...
FETÖ, arkasýndaki güçlerin yönlendirmesiyle cunta giriþiminde bulundu ve 40 yýllýk sinsi birikimini heba etti, adeta intihar eyleminde bulundu. FETÖ toplumda oluþacak nefret ve tiksintiye raðmen ortalýða atýldý ve kendisini bitirdi. Ayný þekilde PKK da son haftalarda gerçekleþtirdiði eylemlerle toplumdan büyük tepki çekiyor. PKK saldýrdýkça kaybediyor, ama arkasýndaki güçler ‘gün bugün’ diye onu ittirmeye devam ediyor. Küresel siyaset mühendisleri, sönmesin diye bölgede yaktýklarý ateþe odun atmaya devam ediyorlar. PKK ve FETÖ gibi ‘kurþun askerler’ komutla ateþe atlýyorlar, Türkiye’nin canýný yakmak istedikçe kendilerini bitiriyorlar. Milletimiz bu katil örgütlerin kirli saldýrýlarý karþýsýnda daha fazla kenetleniyor.
Vahþetle korku salan terör örgütü DEAÞ da kendisine biçilen rolü oynuyor. PYD’nin uluslararasý meþruiyet bulmasýnda ve destek görmesinde DEAÞ’la mücadele argümaný çok iþ yaptý. PYD için saf kötülükle mücadele eden iyi çocuklar imajý üretilmeye çalýþýldý. Bu yüzden DEAÞ PKK/PYD için bir tür ‘kaldýraç’ iþlevi gördü. Geçen gün Kurtuluþ Tayiz’in de yazdýðý gibi ‘bugün Suriye ve IRAK PYD-DEAÞ savaþýyla dizayn ediliyor’.
PKK’nýn Van, Hizan, Elazýð gibi son dönemdeki kanlý saldýrýlarýndan sonra sus pus olan HDP’lilerin Gaziantep saldýrýsýndan sonra sesini yükseltmeye baþlamasý bile DEAÞ-PKK üzerinden kurulmaya çalýþýlan denklemi göstermeye yetiyor. HDP Eþbaþkaný ‘Gaziantep olayýný ortak acý haline getirelim’ demiþ. Gaziantep katliamý 79 milyon milletimizin ortak acýsýdýr, burada çoluk-çocuk onlarca kiþinin katledilmesini milletimiz kendisine, kendi evlatlarýna yönelik bir saldýrý olarak görmüþ ve lanetlemiþtir. Olmasý gereken HDP’lilerin Elazýð ve Van gibi saldýrýlar karþýsýnda gereken duyarlýlýðý ortaya koymasý, ortak acý olarak görmesi ve PKK’yý lanetlemesiydi.