Türkiye FETÖ ve PKK terör örgütleriyle mücadelesinde dost ve müttefik görünen ülkeler tarafýndan ihanete uðruyor.
Buna raðmen beka meselesine dönüþen terörle mücadeleyi kararlý bir þekilde yürütüyor.
Dost ve müttefik görünen ülkelerin desteði olmasa bu iki örgütün tamamen çökertilmesi an meselesi.
***
FETÖ’yle mücadele konusunda daha baþarýlý bir operasyon yürütüldüðünü söyleyebiliriz. Ülke içindeki zararlarý en aza indirilmiþ, çok kripto olanlar dýþýnda örgüt çökertilmiþ, mahkemeler de yavaþ yavaþ sonuçlandýkça mücadele daha mücessem hal almaya baþlamýþtýr.
Geriye yurt dýþýna kaçmýþ olan örgüt üyeleri kalmýþtýr ki dost ve müttefik görünen ülkelerin desteðiyle þimdilik(!) ayakta kalabiliyorlar.
Özetle FETÖ’nün zararý minimize edilmiþ durumdadýr.
***
Þu anda milli güvenliðimizi tehdit eden öncelikli tehlike hemen her gün güvenlik güçlerimize saldýran PKK terörüdür.
Güneydeki bin kilometreyi aþkýn kara sýnýrlarýmýz fiilen PKK terörüne açýk haldedir. Kuzey Irak’ta karargah kurmuþ, dost ve müttefikimiz(!) ülkelerin desteðiyle Kobani ve Afrin’i ele geçirmiþ, buralardan aldýðý güç ve destek sayesinde yurt içindeki eylemlerini sürdürmektedir. Dolayýsýyla da tehdit sýralamasýnda birinci sýrayý iþgal etmektedir.
Fýrat Kalkanýile Türkiye kirli oyunu bozmuþ ancak PKK terör örgütü aldýðý büyük destek ile milli güvenliðimizi tehdit etmeyi sürdürmektedir.
***
Astana mutabakatý sonucu Ýdlib’e giren Türkiye,Afrin’de yuvalanan terör örgütünü dört taraftan kuþatmýþtýr. Afrin’in terör örgütünden temizlenmesi milli güvenliðimizin temini açýsýndan kaçýnýlmazdýr.
Ama problem de iþte orada baþlýyor.
PKK kolu olan o örgüt bizimle sözde dost olan ABD ve Rusya tarafýndan terör örgütü olarak kabul edilmemektedir!
ABD’nin bu örgüte binlerce TIR dolusu silah ve mühimmat verme ihanetini FETÖ elebaþýný koruduðu gibi alenen yapýyor.
Rusya ile iliþkilerimiz normalleþmiþ olmasýna raðmen bu örgüte Moskova’da büro açýlmasýna izin verildiðini biliyoruz. Bu örgütü Astana toplantýsýna çaðýracak kadar da destekliyor!
***
Uzun lafý kýsasý Türkiye, PKK ve uzantýlarýyla mücadelede ne ABD’ye ne de Rusya’ya itimat edebilir!
Ýþte bu noktada güvenilmez olsa da politikalarýný beðenmesek de PKK terör örgütüyle mücadelede en uygun partnerin Ýran olduðunu düþünüyorum.
Ýran bölgedeki problemlerde zulüm cenahýnda yer almýþ bir ülkedir. Suriye’de, Irak’ta ve Yemen’de akan kanýn sorumluluðunda ki Ýran rolünü biliyoruz.
Ama PKK ile mücadelede ortak çýkarlarýmýz olduðu için ve de PKK’nin konuþlandýðý bölgelerde inkar edilmeyecek etkisi bulunduðu için Türkiye’nin en doðru partneri Ýran’dýr.
***
Mesela Afrin, Kobani ve Münbiç vakit geçirilmeden terör örgütünden arýndýrýlmalýdýr.
Bu temizlik harekatýna ABD’nin muhalif olduðunu biliyoruz.
Ama Türkiye Rusya ve Ýran ile anlaþtýðýnda týpký Fýrat Kalkan’ýnda olduðu gibi ABD’nin direnme gücünün zayýflayacaðý açýkça görülüyor.
Rusya’nýn iknasýnda da Ýran faktörü önemli.
Dolayýsýyla Türkiye-Ýran iliþkileri hayati önem kesbediyor.
***
Ýran Türkiye’den sonra bölgede devlet geleneði bulunan tek Ýslam ülkesidir.
PKK’nýn karargahýný barýndýran Irak devleti üzerindeki Ýran etkisi tartýþýlmaz boyuttadýr. Suriye üzerinde de öyle.
Eh PKK Ýran’ý da tehdit eden bir örgüt olduðuna göre týpký Kuzey Irak referandumu konusunda anlaþýldýðý gibi PKK ile ortak mücadelede de anlaþýlabilir.
Ýran o sinyalleri açýkça veriyor zaten.
Fakat güneyimizden milli güvenliðimizi tehdit eden PKK ile mücadelede en uygun partner Ýran’dýr demem bundan.
Yoksa elbette ki Rusya ile de ABD ile de iliþkiler sürecek, özellikle Rusya ile geliþerek sürecek, sürmeli de.
Yanýlýyor muyum?