Terör ve iç çatýþmalar Türkiye’yi istikrarsýzlaþtýrmakta ve kontrol altýnda tutmakta önemli araçlar. Türkiye iç iþlerinde hatalar yapýnca, terörü ve þiddeti bir araç olarak gündemde tutmak daha da kolaylaþýyor.
Son dönemde ise Kürt Sorunu’nda yaþanan nispi soðuma ise birilerini telaþlandýrýyor. “PKK terörü sona erer ise bizim için iyi olmaz” diye endiþelenen ülkeler arasýnda birbirinden nefret eden ülkeler bile var.
PKK sýnýr dýþýna çekilme kararýný aldýðýnda Ýran, örgütü geri çekilmeden vazgeçirmeye çalýþmýþtý. Zamanýnda Murat Karayýlan bu kirli teklifi tüm açýklýðýyla itiraf etmiþti... Diðer taraftan kabine toplantýsýnda örgüte nasýl destek olunabileceðini görüþen bir Ýsrail’in de PKK’nýn yok olmasýndan çok mutlu olacaðýný sanmak zor. Almanya, Fransa ve Rusya gibi diðer devletlerin de PKK’ya bakýþý oldukça karýþýktýr.
Dengeler deðiþiyor
Kürt Sorunu’nun sona erdiðini söyleyebilmemiz zor, ancak bölgede deðiþen dengeler ve diðer nedenlerden dolayý Kürt Sorunu üzerinden Türkiye’nin yeterince kontrolde tutulamayacaðý endiþesi bazý siyasi aktörleri farklý arayýþlara itiyor. Bu arayýþlarýn baþýnda ise Türkiye’yi mezhep üzerinden ayrýþtýrma geliyor.
Aslýna bakarsanýz yakýn geçmiþimizde kaydadeðer bir Alevi-Sünni çatýþmasý söz konusu deðil. Bunu söylerken mezhep temelli hiçbir saldýrýnýn olmadýðýný söylemiyorum. Maraþ ve Çorum Olaylarý, Madýmak Oteli’nin kundaklanmasý tarihimizin utanç verici sahneleri arasýnda. Ancak bu olaylarda bile kitlelerin çarpýþmasýndan baþka bir þey söz konusu.
Ayný þekilde Aleviler ve benzeri mezhepler Cumhuriyet’in kuruluþundan itibaren ciddi bir baskýya maruz kalmalarýna, özellikle kýrsalda güvenlik güçlerinin eziyeti altýnda yaþamalarýna raðmen devlete olan baðlýlýklarýný yitirmemiþlerdir. Öyle ki en çok baský tek parti döneminde yapýlmýþ olmasýna raðmen, o parti ile dahi kalýcý bir sorun yaþamamýþlardýr, tam tersi bir sonuç ortaya çýkmýþtýr.
Kýsacasý mezhep sorunlarý Türkiye’de üzerinden çatýþma devþirilmesi görece daha zor bir alandýr. Buna raðmen Ortadoðu’nun yeniden þekillendirilmesi planlarý büyük bir mezhepsel çarpýþma üzerine kurgulanmaktadýr. Irak’tan, Mýsýr’a, Suriye’den Lübnan’a kadar tüm bölge mezheplerin ve dini-seküler gruplarýn kutuplaþtýrýlmasý üzerine kurgulanmaktadýr.
Suriye etkisi
Ne yazýk ki Suriye’de Türkiye oyuna gelmiþtir ve mezhep meselesi ülkenin yumuþak karný haline dönüþmüþtür. Hükümetin buradaki hatasý sorunu daha çok Esed olarak görmesiyken, muhalefetin hatasý ise Esed rejimi ile Türkiye’deki bazý kesimler arasýnda yakýnlýk varmýþ hissini uyandýrmasýdýr. Bugün bile muhalefetin hatalarý nedeniyle Türkiye’nin hasmý bir ülke kamuoyunda propaganda yapabilme imkâný bulabilmektedir.
Mezhep üzerinden kutuplaþtýrma çabalarý PKK terörünün yerini alamaz belki. Ancak PKK’nýn aksine kýr teröründen ziyade þehir terörüne odaklanmýþ, küçük ama etkili bir örgüt de daha az eylemle týpký PKK gibi Türkiye’yi terörize edebilir. Böyle bir örgütün, Kürt sorunundan farklý olarak, Alevilerin önemli bir temsilcisi olmasýna ve geniþ kitlelerden destek almasýna da gerek yoktur. Böyle bir örgüt, ateþin üzerine benzin dökercesine, Gezi veya ODTÜ benzeri olaylarý radikalleþtirici az sayýda eylem yapsa, bu bile Türkiye’nin istikrarsýzlaþtýrýlmasý için yeterli olabilecektir.
Özetleyecek olur isek, Türkiye’de de hatlar dindar-seküler ve mezhep rekabetleri üzerinden dizayn edilmeye çalýþýlýyor. Umarýz açýklanacak olan Demokratikleþme Paketi bu oyunlarý durdurmaya yardýmcý olur.