ABD Baþkaný Donald Trump Dýþiþleri Bakaný Tillerson’ý Twitter’dan yaptýðý bir açýklamayla kovdu. Yerine CIA Baþkaný Mike Pompeo’yu atadý. Bu atama Amerikan devlet sisteminde þahinlerin Dýþiþleri Bakanlýðý’ný da ele geçirdiði þeklinde yorumlandý. Trump’ýn bu hamlesiyle Pentagon ve CIA’nýn ardýndan Dýþiþleri Bakanlýðýný da artýk þahin bir isim yönetecek.
Pompeo’nun attýðý twitler hafýzalarda. Bu yüzden Türkiye ile ilgili ne düþündüðünü tahmin etmek güç deðil. Bu atamanýn zaten kýrýlgan olan ABD-Türkiye iliþkileri üzerine daha aðýr bir yük getireceði öngörülebilir.
Menbiç meselesinin ele alýnmasý amacýyla ABD-Türkiye arasýnda kurulan mekanizma faydalý bir sonuç üretmiþ ve Dýþiþleri Bakaný Çavuþoðlu uzlaþmaya varýldýðýný açýklamýþtý. Bu uzlaþmaya göre PKK/YPG unsurlarý Menbiç’i terk edecekti. Uzlaþmanýn detaylarý Dýþiþleri bakanlarýnýn yapacaðý toplantý ile netleþecekti. Dýþiþleri Bakaný Tillerson görevden alýnýnca Mevlüt Çavuþoðlu Menbiç toplantýsýnýn ertelenebileceðini açýkladý. Bu kapsamda görev deðiþikliðinin zamanlamasýný not etmekte de fayda var.
Ancak mesele sadece bundan ibaret deðil.
ABD’deki þahin kliðin bölgeyle ilgili çýlgýn planlarý olduðunu yakýn geçmiþte yaþadýklarýmýzla öðrenmiþtik.
ABD’nin büyükelçiliði Kudüs’e taþýma kararý, Suudi Arabistan’da gerçekleþtirilen saray içi darbe, Körfez krizi çýkararak Katar’da yönetimi deðiþtirme giriþimi, Lübnan Baþbakaný Hariri’nin Suudi Arabistan’da alýkonduðu iddiasý çerçevesinde yaþananlar ve hatta Barzani yönetiminin baðýmsýzlýk referandumu için teþvik edilmesi bu kliðin agresif politikalarýnýn eseriydi.
Bu politikalarýn birçoðunda baþarýsýz oldular. Ancak bu vazgeçecekleri anlamýna gelmiyor.
Üstelik Trump Tillerson ile Ýran’la iliþkiler konusunda anlaþamadýklarýný vurguladý. Bu Pompeo ile birlikte ABD’nin Ýran’a yönelik politikalarýný sertleþtireceði anlamýna geliyor. Bu geliþmenin Türkiye için tehditler ve fýrsatlar içerebileceðini de vurgulayalým.
Bu arada Zeytin Dalý operasyonuyla Mehmetçiðin kâðýttan kaplana çevirdiði terör örgütü PKK/YPG ile ABD’nin yeni dönemde nasýl bir iliþki kuracaðý da önemli bir soru iþareti. Bölgede agresif bir politika izleyeceði izlenimi veren ABD, Afrin’de tünellere gömülen terör örgütü PKK ile iþbirliðini sürdürecek mi? Bu sorunun yanýtýný önümüzdeki günlerde göreceðiz.
Ancak ABD’nin terör örgütü PKK’nýn iþlediði suçlara iliþkin Ankara’dan bazý yeni bilgiler istediðini, bunun Ankara’da þaþkýnlýkla karþýlandýðýný, “ABD terör örgütü ile arasýný açmak için çýkýþ stratejisi hazýrlýyor” yorumlarýna yol açtýðýný da ekleyelim.
FETÖ’NÜN MASKELERÝ
Þu anda Afrin’de yürütülen Zeytin Dalý operasyonu Türkiye’nin güvenliðini ve geleceðini yakýndan ilgilendiriyor. Bu yüzden tüm dikkatler orada.
Ancak Türkiye’nin yüz yüze olduðu tehditler terör örgütü PKK’dan ibaret deðil. Fetullahçý Terör Örgütü yapýsý gereði belki de terör örgütü PKK’dan daha tehlikeli. Çünkü FETÖ kendisini gizleyebiliyor. Tespiti güç terör faaliyetlerinde bulunabiliyor. Türlü maskeler arkasýna saklanýp karþýmýza çýkabiliyor.
Bunun son örneðini Ankara emniyetini ziyaretim sýrasýnda öðrendim. Hikaye þöyle:
15 Temmuz’dan sonra kapatýlan askeri okullarda okuduðu tespit edilen bir grup 24 Þubat’ta Anýtkabir’de basýn açýklamasý yapmaya çalýþýyor. Sözkonusu grup gizliliði saðlamak için sosyal medyadan örgütlendiði izlenimi veriyor.
Sloganlarý “Anýtkabir’de buluþuyoruz.” Yani grup üyeleri Atatürkçü bir profil çiziyor. Ancak aslýnda kim olduklarý yapýlan gözaltýlarýn ardýndan anlaþýlýyor.
Gözaltýna alýnan 25 kiþinin neredeyse tamamýnýn bir þekilde FETÖ ile yolunun kesiþtiði belirleniyor. Kimi ihraç edilen bir polisin oðlu, kiminin akrabasý tutuklu, kiminin yakýnlarý hakkýnda ise daha önce FETÖ’den iþlem yapýldýðý tespit ediliyor.
Güvenlik uzmanlarý bu konuyu mercek altýna alýyor. Çünkü bu FETÖ’nün farklý ideolojik maskelerle Türkiye’yi paralize etme, ülke bütünlüðünü zedeleme giriþiminin test uygulamasý olarak deðerlendiriliyor. Dikkatli olmakta fayda var.