Prof. Dr. Erdem YEÞÝLADA
Prof. Dr. Erdem YEÞÝLADA
Tüm Yazýlarý

Popüler diyetler ve gizli açlýk iliþkisi

Yeryüzünde yaklaþýk 1 milyar kiþinin yeterli gelire sahip olamadýðý için yetersiz beslendiði bildiriliyor [Birleþmiþ Milletler Gýda ve Tarým Örgütü (FAO)]. Ancak yeterli kazancý olduðu halde yetersiz beslenen milyonlarca insan bulunduðunu da biliyor muydunuz? Bu ilginç konu geçen hafta Almanya Stuttgard’ta dördüncüsü düzenlenen benim de katýldýðým International Hidden Hunger (Uluslararasý Gizli Açlýk) kongresinde iþlendi. “Sabri Ülker Vakfý”nýn da destekleyen kuruluþlar arasýnda yer aldýðý toplantýda uzmanlar konuyu farklý boyutlarý ile tartýþtý. 

Gizli Açlýk tanýmý kapsam olarak geniþ bir içeriðe sahip; kolesterol diyeti, diyabet diyeti, DASH diyeti (yüksek tansiyon diyeti), karaciðer detoksu, beyini güçlendirme diyeti, alkali diyet, sporcu diyetleri, Akdeniz diyeti ve diðerleri. Ancak hiç þüphesiz en popüler olaný kilo kontrolü ve zayýflamayý saðladýðý iddia edilen diyetler. Her yýl özellikle bahar aylarýnda etkin ve hýzlý zayýflatma vaat eden diyet programlarý ve ürünleri pazarlanmaya baþlanýr. Malum kýþ aylarýnda kalýn kýyafetler arasýnda fark edilmeyen fazla kilolar, incelen kýyafetler altýnda gizlenemiyor. Ketojenik diyet, Atkin’s diyeti ve niceleri. Bu diyetlerde belirli besin gruplarý kýsýtlanarak kiþilerin kilo verebileceði fikri ön planda tutulur. Hele bir de popüler kiþiler falanca diyetle zayýfladý gibi bir slogan yayýlýrsa takipçi sayýsý artar ve tabi ki pazarlanan ilgili ürünlere olan talepler yüksek meblaðlara eriþir. 

Kongrede “Popüler diyetler ve Gizli Açlýk Ýliþkisi” baþlýklý oturumda üzerinde durulan konu aslýnda saðlýklý olayým derken gözden kaçan çok önemli bir hususa dikkat çekiyor. Söz konusu popüler diyet programlarýnda belirli besin gruplarýna getirilen kýsýtlamalar nedeni ile yeterli seviyede besin öðeleri, amino asitler, vitaminler ve minerallerin alýmý engellenerek beden saðlýðýnýn bozulmasýna yol açýlýr. Fiziksel ve zihinsel geliþimimiz, saðlýðýmýz için gerekli bileþenler vücudumuzda üretilemediðinden bunlarýn beslenme yoluyla alýnmasý gerekir. Avrupa Gýda Bilgi Konseyi yöneticisi Dr. Celemin’in konuþmasýnda ifade ettiði “Hiçbir besin tek baþýna iyi ya da kötü þeklinde nitelendirilemez, önemli olan gün içerisinde tüketilen besinlerin çeþidi ve miktarýnýn toplamýdýr” cümlesi, benim sizlere sürekli olarak aktarmaya çalýþtýðým “Doðada hiçbir madde insanlara zarar vermek için yaratýlmamýþtýr” þeklindeki ifadem ile birebir örtüþüyor. Önemli olan dengeli ve aþýrýya kaçmadan tüketmek. Aslýnda biz daha rafine lezzetler elde etmek için yararlý öðeleri uzaklaþtýrýp þekeri, tahýlý saflaþtýrdýkça vücudumuza zararlý hale getiriyoruz. Ancak ne yazýk ki, meyveyi sadece þeker olarak görüp “meyve yemeyin”, bol bol kuyruk yaðý yiyin, bardak bardak zeytin yaðý için, her gün 10 yumurta yiyin, ekmek yemeyin, içeceðinize karbonat atýn þeklindeki akýl dýþý önerileri uygulayanlarýn sayýsý hiç de az deðil! Halbuki bu sloganlarýn arkasýnda önemli bir kazanç beklentisi yatýyor. Dikkatinizi çekiyor mu, ilgili ilgisiz her ürünün üzerinde “glüten içermez” ibaresi yer alýyor. Aklýma yýllar önce bir bitkisel yað firmasýnýn þiþe etiketine koyduðu “kolesterol taþýmaz” ibaresi geldi. Bitkisel yaðlarda doðal olarak kolesterol bulunmaz ama firma bunu ticari kazanca dönüþtürmek istemiþti. 

Diðer taraftan, sýk acýkmayý önlemek, tok tutmak için sindirilmeyen ya da geç sindirilen besinler ya da ürünler (pektin, müsilaj gibi polisakarit bazlý) hastalarýn kullandýðý ilaçlarýn emilimini engelleyebileceðine dikkatinizi çekmek isterim. Özellikle kalp ilaçlarý gibi hayati öneme sahip ilaçlarýn yeterince emilememesi hayati risk doðurabilir.