Sosyal medyada “Salla salla vur duvara” gibi dikkat çekici bir baþlýkla halk arasýnda “sallama çay” olarak adlandýrýlan poþet çay kaðýdýnýn neden suda erimediðine kendince açýklamaya çalýþan bir yazý dolaþýyor. Yazýyý yazan kiþi bir bilim adamý edasýyla “kaðýdýn suda dayanmasý, yýrtýlmamasý için epiklorohidrin ile muamele edildiðini, bu maddenin sýcak su ile temas edince kanserojen bir madde olan 3-MCPD’ye dönüþtüðünü...” açýklýyor. Kendisinin sallama çay kaðýdýný “tuvalet kaðýdý” ile karýþtýrdýðý aþikar! Çünkü bu konuda eðitimi bulunmadýðýndan bitkilerde bulunan “sklerenkima lifi” denilen bitkisel yapýdan haberi yok. Bunu þöyle açýklayayým: keten bitkisi incecik gövde yapýsýna karþýlýk dimdik durur. Gövdesinden elde edilen sklerenkima liflerinden bildiðimiz “keten kumaþý” dokunur. Keten bir elbise giyerseniz yaðmur yaðýnca erir mi? Ya da çamaþýr makinesinde yýkarken daðýlýr mý? Çünkü sklerenkima lifleri suya ve çamaþýr makinesindeki zorlamaya dayanýklýdýr. Bir baþka örnek ise “kendir, kenevir”; aslýnda yasaklý bir bitki olmasýna raðmen ekonomik deðeri nedeniyle kontrollü bir þekilde yetiþtirilmesine izin verilir. Neden mi? Kenevir bitkisi 3-4 metreye kadar uzar. Ýncecik gövde yapýsýna raðmen dimdik durur. Gövdesindeki sklerenkima lifleri çeþitli maçlarla mesela gemilere urgan yapýmýnda kullanýlýr. Urgan suya girdikçe daha da dayanýklý hale gelir. Yani sklerenkima liflerini dayanýklý kýlmak için ilaçla muamele etmek gerekli deðil. Aslýnda epiklorhidrin yöntemi zararlarý tespit edilince 1990’lar öncesi terk edilmiþ. Yazýyý yazan þahýs güncel bilgi bulamamýþ, tarihi bilgileri güncel diye yutturmaya çalýþýyor.
Günümüzde poþet çay üretimi nasýl yapýlýyor
Ýyi marka poþet çaylarda muz yapraðýndan elde edilen lifler kullanýlýyor. Muz aðacý yapraklarýnýn sert bir dokusu vardýr; basit makinelerde bu lifler ayrýlýr ve yýkandýktan sonra poþet çay kaðýdý haline dönüþtürülür. Bu konuda endiþeleri gidermek üzere hocam Prof.Dr. Ekrem Sezik üretim fabrikasýna gidip nasýl üretildiðini fiilen izleyip bir yazý ile geçen yýl bizlerle paylaþmýþtý. Yani iddia edildiði gibi endiþelenecek bir kimyasal iþlem uygulanmýyor. Ancak marka güvenilirliði önemli tabi; ucuz alternatifler için bu tip bir güvenilirlikten bahsedilebilmesi ne derece uygun!
Diðer taraftan, sevgili Dr. Yasemin Bradley’in gazete yazýsýnda bahsettiði, Ýngiltere’deki polipropilen taþýyan çay poþetleri farklý. Bu tip poþetler içini gösteren file tarzý çay poþetleri, görsel olarak bir farklýlýk yarattýðý için bu þekilde hazýrlanan özel poþet çaylar var. Bu tip torba çaylarla ilgili herhangi bir olumsuz rapor bulunmamakla beraber, þu an için kesin bir þey söyleyemem. Ancak günlük hayatta sýklýkla tüketilen poþet çaylar için herhangi bir risk söz konusu deðil.
Yazýnýn ikinci kýsmýnda þahýs, dükkanlarýna müþteri çekebilmek için poþet çaylarýn içeriðini kötülemiþ. Yazýyý okuyunca ünlü düþünür Konfüçyus’un çok beðendiðim dizeleri aklýma geliyor: “Bilmiyorsa öðretiniz, bildiðini bilmiyorsa hatýrlatýnýz, bilmediðini bilmiyorsa KAÇINIZ”. Bu dizeler odamda duvara da asýlýdýr. Bilgisizlik açýkça görülüyor. Ben kýsaca tenkit ve cevaplarýný aþaðýda sýraladým.
1: “Poþetlerin içinde bitkiler çok ufak parçalanýyormuþ”.
Cevap: Bitkilerin içeriðinden daha fazla yararlanmak için bitkilerin ufalanmasý gereklidir. Poþet olmayan çaylarda ufalama yapýldýðýnda çayýn bulanýk olmasý kaçýnýlmaz.
2. “Kurutma geleneksel yöntemle açýkta deðil dev mikrodalga fýrýnlarda yapýlýyor”
Cevap: Açýkta kurulduðunda milyonlarca sinek-böcek konup kalkýyor, toz/egzoz, endüstri atýklarý vb. risklerin yaný sýra karaciðere zararlý toksin (aflatoksinler) üreten mantarlar üremeye baþlýyor. Halbuki özel dalga boyunda kurutulduðunda tamamen temiz, aflatoksin taþýmayan ürün elde edilebiliyor.
3. “Bitkide yaþayan enzimler ölüyormuþ”
Cevap: Hangi enzimlerden bahsettiðini anlayan varsa beri gelsin!
4. “Raf ömrü uzun olsun diye gama ýþýnlanýyormuþ”
Cevap: Gama ýþýný gýda ve ilaç sektöründe mikroplarý öldürmek için paketli ürünlerde kullanýlýr, ama benim gidip gördüðüm çay üretimi yapan tesiste özel bir patentli teknik kullanýlýyordu. Özel tanklarda hiçbir kimyasal ya da ýþýn verme yöntemi kullanýlmadan mikroplarýn ölmesi saðlanýyordu.
Sonuç olarak kime inanacaðýnýz size almýþ!