Bitki çayları, siyah/yeşil çay ya da diğer bitki çayları, çocuk ya da yetişin herkesin her gün sıklıkla kullandığı içecekler, dolayısıyla basında bu konuda çıkan haberler doğal olarak toplumun ilgisini çekiyor, gündem oluşturuyor. Son günlerde Kanada McGill Üniversitesi’nde yürütülen bir araştırmanın sonuçları endişe yarattı. Araştırmada Kanada’da satılan bazı poşet çayların zarfının üzerine sıcak su (95 derece) ilave edildiğinde suya gözle görülemeyen mikro plastik partikülleri saldığı tespit edilmiş.
Bu bulgular doğal olarak “suya giren bir kâğıt nasıl oluyor da dağılmıyor, içerisinde sentetik maddeler mi var” endişesi taşıyan tüketiciler ve hatta taşımayanlar için bile şüphesiz önemli bir sorun. Nitekim çevremdeki ve okuyucularım bu konudaki değerlendirmemi soranlar oldu. Sanırım konuyu farklı boyutları ile incelemek doğru olacaktır.Araştırmanın Kanada’da yapılmış olması nedeniyle ürün kalitelerinin tüm dünyada ve ülkemizde aynı olduğunu düşünmek yanlış olur. Dünya piyasasında her kalitede farklı bileşimlerde poşet zarfı satıldığı biliniyor. İnternet alışveriş sitelerine girildiğinde aynı ürün için çok farklı fiyat aralıkları verildiği görülüyor. Bunun başlıca nedeni kalite. Doğal olarak ucuz olan herhangi bir üründe en yüksek kalite beklentilerini sağlamak mümkün olamaz. Nitekim halk arasında “ucuzdur vardır illeti, pahalıdır vardır hikmeti” gibi atasözleri ile bu konu irdelenmektedir.
Burada en önemli husus “MARKA KALİTESİ VE GÜVENİLİRLİĞİ”. Hiç şüphesiz tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de piyasada farklı fiyat aralıklarında poşet bitki çayları mevcut. Hepsi için aynı yorumda bulunmak, güvenilir olarak kabul etmek söz konusu olamaz. Bu bakımdan ürünlerde marka güvenilirliğini göz önünde bulundurmak önemli. “Musa textilis” bitkisi tropiklerde özellikle Filipinler’de yetişen bir muz türü. Bu bitkinin yaprak ve yaprak sapı zengin lif içeriğine sahiptir. Bu beyaz renkli lifler özel aletler ile mekanik olarak bitkiden ayrıldıktan sonra fabrikalarda poşet çay zarfı olarak hazırlanmaktadır. Ancak her halükarda herhangi bir kimyasal kullanılmadığı analiz ile sertifikalanmaktadır. Merak edenler için internette nasıl hazırlandığı ile ilgili görseller yer almaktadır.
Hatırlarsanız daha önce de poşet çaylarla ilgili asılsız iddialarda bulunulmuş, suya girince çözünmediği için sentetik polyester malzemeler ile yapıldığı öne sürülmüştü. Bitkilerin biyolojik özellikleri ve yapıları hakkında yeterli bilgi sahibi olmayan kişiler tarafından kendilerine ticari avantaj sağlamak üzere ortaya atılan bu iddia gerçeği yansıtmıyor. Mesela, keten bitkisi ya da kenevir incecik gövde yapılarına rağmen dimdik durur. Bunu sağlayan odunsu özellikte “sklerenkima lifleri”dir. İşte biz ketenin bu lifleri ile kumaş üretiriz “keten”; yıkayınca erimez, şekli bozulmaz. Kenevir lifleri ile halat üretir gemileri bağlamak için kullanırız; denize düşünce erimez, daha da sertleşir. “Pamuk” selülozik bitki lifidir ve dokunan kumaşlar yıkanınca ya da yağmur yağınca erimez. Örnekleri çoğaltmamız mümkün şüphesiz. Peki bu lifleri yenir mi? Bağırsaklarımızın sağlığı için lifli besinler önerilir. Sağlıklı olan tam tahıl ekmeğini sağlıklı kılan işte bu liflerdir.
Poşet çay içeriğinin ince toz edilebilmesi nedeniyle çayın görünüşü bulanmadan etkili içeriğinin daha fazla suya geçerek yüksek etkinlik göstermesi mümkün olabiliyor. Kullanım miktarının kolaylıkla ayarlanabilmesi bir başka avantajı.