Post Mortem

Bazen ömür yetmiyor yazdýklarýný tamamlamaya. Eksik kalýyor eserler. Peki, bunlarý tamamlanmamýþ halleriyle okuyucuya ulaþtýrmak gerekir mi? Mesela Yahya Kemal’in ölümünden bir süre sonra saðlýðýnda üzerinde çalýþtýðý ama tamamlayamadýðý -yani þiire dönüþmemiþ olan- þiir eskizleri þahsi dosyasýndan çýkarýlýp kitap olarak yayýnlandý. Buna itiraz edenler çýktý. Bir sanatçýnýn saðlýðýnda tamamlayamadýðý eserlerin eskizlerinin ölümünden sonra yayýnlanmasý doðru mu? Sanatçýnýn kamuoyuna açmamýþ olduðu özel çalýþmalarýnýn yayýnlanmasý þahsi mahremiyetin ihlali deðil mi?

Yapýlanýn doðru olduðunu savunanlar insanlýk mirasýna mal olmuþ kiþilerin evrak-ý metrukesinden çýkanlarýn da kamuoyuna sunulmasý gerektiðini ileri sürüyorlar. Bu anlayýþ doðrultusunda Tanpýnar’ýn “Aydaki Kadýn” adlý romaný da yazarýn ölümünden sonra “tamamlanarak” yayýnlandý.

Bu þekilde “bitmemiþ eserlerin” yazarýn ölümünün ardýndan bir þekilde tamamlanarak yayýnlanmasýnýn örneklerini edebiyatýn dýþýnda da görebiliyoruz. Mesela Marks’ýn temel eseri Kapital’i yakýn arkadaþý ve fikir yoldaþý Engels tamamlamýþtýr.

Ne olursa olsun, sevdiðiniz veya önem verdiðiniz bir yazarýn ölümünün ardýndan “yeni” bir eserinin daha ortaya çýkmasý heyecan verici bir olay bir okur için. Bu anlamda 2013 yýlýnýn en önemli yayýncýlýk olayý, bana sorarsanýz, Doðan Avcýoðlu’nun ölümünden otuz yýl sonra, üstelik hiç bilinmeyen bir eserinin ortaya çýkmýþ olmasýydý. Avcýoðlu’nun eski eþinin kardeþi olan gazeteci Doðan Yurdakul, ablasýnýn evraký arasýnda bulduðu el yazmalarýnýn beþ cildi yayýnlanan “Türklerin Tarihi”nin 6. cildinin notlarý olduðunu fark ederek bunlarý kitap haline getirdi.

Biliyorsunuz, Doðan Avcýoðlu bizim siyasi tarihimizde pek de hayýrla anýlmayan bir ekolün öncüsüydü. Çýkardýðý Yön ve Devrim dergilerinde demokrasinin ülkemize fayda getirmeyeceðini, bunun yerine  “zinde güçler” aracýlýðýyla kurulacak Baas türü sosyalist bir rejim yoluyla Türkiye’nin kalkýnmasýný savunuyordu. Fikirlerini fiiliyata da aktarmaya çalýþmýþ, desteklediði askeri cuntalar aracýlýðýyla 12 Mart öncesi ve sonrasýnýn toplumsal ve politik kargaþasýnda pay sahibi olmuþtur. Hasan Cemal bizzat Avcýoðlu’nun en yakýnýnda bulunduðu bu günlerin serencamýný “Kimse Kýzmasýn, Kendimi Yazdým” kitabýnda anlatýr. Ama Hasan Cemal kusura bakmazsa Hikmet Özdemir’in “Yön Olayý” isimli eseri Avcýoðlu’nun fikir ve siyaset dünyasý hakkýnda çok daha objektif bir kaynaktýr.

1960’larýn dünyasýnda kapitalizmin iflas ettiðine inanan ve dolayýsýyla liberal demokrasinin çare olmadýðýný düþünen aydýnlar kuþaðýnýn tipik bir temsilcisiydi Avcýoðlu. Oysa 1990’larýn baþýnda kapitalizmin ve liberal demokrasinin alternatifinin kalmadýðý iddiasýyla “tarihin sonu” ilan edildi. Öyleyse Avcýoðlu ve benzerlerinin günümüzde artýk okunmaya deðer olmadýðý söylenebilir mi?

Ýþin Marksist teoriyle ilgili kýsmý ayrý bir tartýþma konusu ama bugün sadece siyasi faaliyetiyle hatýrladýðýmýz Doðan Avcýoðlu ayný zamanda önemli bir fikir adamý ve tarih araþtýrmacýsýydý. Üstelik resmi tarihin ve resmi tarih anlatýsýnýn dýþýnda bazý sözler söyleyebilen bir aydýn... Sözgelimi Milli Kurtuluþ Tarihi’nin Sivas Kongresi’yle ilgili sayfalarýnda rastlayabileceðiniz “Mustafa Kemal’in o sýrada manda taraftarý olduðu” bilgisini baþka bir Atatürkçünün kitabýnda okuyamazsýnýz.

Avcýoðlu’nun Türklerin Tarihi isimli çok ciltli çalýþmasý da tarihimizdeki siyasi hadiseleri toplumsal ve ekonomik geliþmeler temelinde anlamaya çalýþan ve bugüne etkileri bakýmýndan ele alan bir yaklaþýmla kaleme alýnmýþtýr. Evet, bir parça amatördür, çünkü meslekten tarihçi deðildir. Epeyce de aþýlmýþtýr. Ama bir sosyal bilimcinin tarihe nasýl yaklaþmasý gerektiði konusunda Türkiye’deki en iyi örneklerden biridir hâlâ.

Avcýoðlu“Türklerin Tarihi”nin altýncý cildini yazýp bitirebilseydi harika olurdu. Zira batýdaki kapitalist geliþmeyle eþzamanlý kapitalizm dýþý bir sosyoekonomik düzenin kuruluþunun tarihi temelleri üzerine yapacaðý orijinal analizler bize dönemin anlaþýlmasý konusunda ilham verici katkýlar saðlayabilirdi.

Yurdakul’un yayýna hazýrladýðý kitapta görülen o ki Avcýoðlu konuya iliþkin temel verileri ve bazý tarihçilere ait farklý tezleri toparlamýþ sadece, bunlarýn deðerlendirilmesi aþamasýna geçememiþ. Zaten elinizdeki metnin neresi Avcýoðlu’nun, neresi Yurdakul’un kaleminden çýktýðý da belli olmadýðýndan Türklerin Tarihi’nin altýncý cildi tamamlandý demek mümkün görünmüyor. Ne var ki notlarýn bu ham haliyle bile Osmanlý düzeninin hangi temeller üzerine dayandýðýna iliþkin olarak Avcýoðlu’nun ne düþündüðünü görmek veya en azýndan sezmek mümkün. Okuyan zarar etmez.