Problem Ýran problemi

Yayýlmacý ve ayrýmcý... yani mezhepçi...” Bu tanýmlama, Cumhurbaþkaný Erdoðan’ýn Suudi Arabistan dönüþü, uçaktaki deðerlendirmesinde Ýran için kullandýðý sözcüklerden oluþuyordu

Ýlk defa Erdoðan Ýran’la ilgili böylesine açýk bir tespitte bulunuyordu.

Suudi Arabistan’da “Ýran kaygýsý” yeni deðildi.

Suudiler, Ýran’ýn kendi bünyelerindeki Þii unsurlarý hareketlendirmeye çalýþtýðý kaygýsýný epey zamandýr taþýyorlardý.

Suudiler’in Türkiye’nin Ýran’a, “Ýslam dünyasý”nda meþruiyyet zemini oluþturmaya yönelik yaklaþýmýndan rahatsýz olduðu da biliniyordu.

Ak Parti yönetimi, Ýran’a yönelik Batý ambargosu karþýsýnda tavýrlýydý, bunu hem böyle bir ambargoyu “Bir Ýslam ülkesine yönelmiþ olmasý hasebiyle” ilkesel anlamda haksýz bulduðu, hem de bu ambargonun Türkiye’ye zarar verdiðini düþündüðü için yapýyordu. Ayrýca Türkiye, nükleer çalýþmalar konusunda Batý’nýn tavrýný çifte standartlý olarak da deðerlendiriyor, Ýsrail’in nükleer gücüne karþý gösterilmeyen direncin bir Ýslam ülkesine karþý gösterilmesini reddediyordu.

Ancak acaba Ýran’ýn nükleer güce sahip olmasý, ilerde Türkiye için de tehdit niteliði kazanýr mýydý? Bölgede artacak Ýran nüfuzu, Türkiye aleyhine bir nitelik arz eder miydi?

Sanýrým Ak Parti yönetimi, bu meselede “ulusalcý, mezhepçi” duyarlýlýktan çok, “Ortak Ýslam dünyasý bilinci”ne aðýrlýk verdi ve Ýran’a yönelik güçlü bir rezerv taþýmadý.

Suriye, onun paralelinde Irak’taki geliþmeler, Türkiye için  “yeni Ýran yüzü”nün ortaya çýkýþýna imkan verdi.

Suriye’de Ýran, bayaðý bayaðý mezhepçi politika uyguluyor, hatta resmi mezhebi Caferiliði de çok çok aþan bir Nusayriliðe kapý aralýyordu. Yüzbinlerce insanýn katledilmesine karþý en küçük bir tepkisi yoktu. “Ýslam Cumhuriyeti” olmak, orada anlamsýzlaþýyordu. Ýran birlikleri Suriye’de Esed güçlerinin yürüttüðü katliama ortak olmaktaydý.

Irak, Ýran yayýlmacýlýðýnýn en bariz teþhir alaný oldu. Orada da Ýran birlikleri vardý ve Sünni bölgelerde, akýl almaz vahþet icra ettiklerine dair haberler gelmekteydi.

Ve Yemen.

Yemen bardaðý taþýran son damla oldu.

Türkiye gazetesinden Ceren Kenar’ýn, Ortadoðu’da baþarýlý haberciliði bilinen Samet Doðan’la yaptýðý görüþmede baþlýða çýkan þu tespit önemliydi:

“Ýran bölgede küçük Hizbullahlar istiyor.”

Yemen’in ne kadar stratejik bir ülke olduðunu anlatmaya gerek yok. Haritaya bakan bunu anlar.

Kuveyt Saddam tarafýndan iþgal edildiðinde eski ABD Baþkanlarýndan Jimmy Carter “Bu ABD için savaþ sebebi” demiþti. Çünkü Kuveyt petrolün dünyaya açýldýðý Körfez ülkesiydi. Saddam’a önce Kuveyt iþgali özendirildi, sonra da boynu vuruldu. Üstelik boynunun vurulmasýnýn, bölge ülkeleri tarafýndan da kabul görmesinin zemini hazýrlandý.

Ýran’a da yayýlmacýlýðýn kapýlarýnýn açýldýðý bir süreç yaþandý adeta. Suriye’de at koþturdu Ýran. Irak’ta Maliki yönetimine imkan veren ABD’nin orada Ýran nüfuzunun artacaðýný görmemesi imkansýzdý.

Sonra Yemen geldi.

Yemen, adeta Suudiler’in Ýran tehdidini kendi bedeninde hissetmesi içindi.

Þimdi artýk Ortadoðu Sünni dünyasý için “Ýran tehdidi” en acil tehlike niteliði kazandý.

Olan biten için Þiilik ile cilalanmýþ bir Fars milliyetçiliði mi demek daha doðrudur, tartýþmaya deðer.  

Yemen operasyonuna Pakistan, Sudan gibi Araplýkla ilgisi olmayanlar dahil 10 ülke katýlýyor. Suudlarýn yanýnda Körfez ülkelerinden ayrý olarak Ürdün var, Fas var. Amerika lojistik destek saðlýyor, Türkiye desteklediðini ve lojistik destek vereceðini açýklýyor.

Ýran’ýn istediði bu muydu?

Cumhurbaþkaný Erdoðan, 7 Nisan’da Ýran’a gidecek.

Erdoðan’ýn açýklamalarý Ýran’da farklý tepkilere yol açtý. Þunu söylemek mümkün: Erdoðan, Ýran’a yönelik kuþatmanýn önünde o kadar göðüs gerdi ki, bugünkü yanlýþ duruþlar karþýsýnda söz söyleme hakkýna en çok o sahip.

Ýran, Ýslam dünyasýna karþý çok büyük yanlýþlar yapýyor: Mezhepçilik ve yayýlmacýlýk. Ve bunlarý kan gölüne dönüþen bir zemini istismar ederek yapmak. Bu kabul edilemez. Ýran’ýn çok ciddi bir etik problem yaþadýðýnda kuþku yok.