Prof Mehmet Görmez’in asýl ‘suçu...’

Miraç Kandili’ni idrak ettiðimiz 15 Mayýs Cuma günü Kudüs’ten akan görüntüleri izlediðimde, “iþte, asýl neden bu” dedim. Kendini birden seçim sürecinin siyasi tartýþmalarý içinde bulan Diyanet Ýþleri Baþkaný Prof. Dr. Mehmet Görmez, Mescid-i Aksa’nýn minberinden camiyi dolduran binlerce Filistinli Müslümana Cuma hutbesi verip, namaz kýldýrýyordu!..

Hutbesinde, Osmanlý’nýn 1917’de Kudüs’ten çekilmesinden sonra baþlayan Ýngiliz hakimiyeti ve nihayetinde Ýsrail’in 1967 yýlýnda Kudüs’ü iþgal etmesiyle yaþanýlan “zulüm” dönemine deðiniyordu.

Cumhuriyet tarihinde Kudüs’e ayak basan ilk Diyanet Ýþleri Baþkaný’ydý ve oraya Filistin Din Ýþleri ve Evkaf Bakaný Þeyh Yusuf Edais’in davetiyle gitmiþti ama Cuma namazýna durduðunda, Ramallah baþta, Filistin topraklarý ve mülteci kamplarýnda Nekbe Günü protestolarý baþlamýþtý. Nekbe, yani “büyük felaket” Günü, Ýsrail’in yaklaþýk bir milyon Filistinli’yi 1948 yýlýnda sürgüne göndermesini anmak için her yýl 15 Mayýs’ta protestolarla anýlýyor.

Prof. Dr. Görmez’in bir makam aracý nedeniyle hedefe oturtulmasýna gerekçe olarak, Pensilvanya’dan gelen bazý ricalara karþý koymasý gösterilmiþti, ama ortaya çýkan tablo, asýl rahatsýzlýðýn Ýsrail’den kaynaklandýðýný gösteriyordu. Diyanet Ýþleri Baþkaný, Ýsrail nezdindeki “suçunu” biraz daha derinleþtirdi, Gazze’ye gitti, yanmýþ-yýkýlmýþ Þucaiye bölgesinde gözyaþlarýna zor hakim olarak þunlarý söylüyordu: “Gördüðümüz bu manzara, yýkýlmýþ evler, harabeye dönmüþ yuvalar, insanoðlunun ne kadar acýmasýz, ne kadar vahþi olabileceðini gösteriyor. Tabi burada sadece Gazze’ye deðil, bütün bölgede barýþýn ve huzurun egemen olmasýný diliyorum.”

Bir baþka açýklamasý da þöyle: “Ýsrail (Gazze’de) yasak silahlar kullandý, din ve insan haklarýný ihlal etti.Yargýlanmasý gerekiyor.” 

Bakalým bu iþ nerede “patlayacak” diye düþünürken, cevabý, 17 Mayýs’ta Amerika’nýn ünlü Foreign Affairs dergisinde David Lepeska imzasýyla yer alan “Türkiye Diyanet’i öne sürüyor” baþlýklý yazýda buldum.

Daha çok uðraþýrlar

Ýstanbul merkezli yazar, Diyanet’in 150 bin çalýþaný ve 5.4 milyar TL’lýk bütçesiyle pek çok bakanlýktan daha büyük bir yapýlanma olduðunu, son hükümet düzenlemesinde ise doðrudan baþbakanlýða baðlanmasýnýn dikkatle izlendiðini vurguluyor.

Yazýyý geniþ þekilde özetleyecek deðilim ama öne çýkan noktalarýný hatýrlatmakta yarar var:

1- Diyanet, Dýþiþleri eski Bakaný, bugünkü Baþbakan Davutoðlu’na baðlanarak, Türk dýþ politikasýnýn unsurlarýndan biri haline gelmiþtir. Bunun en açýk örneði, Balkanlar’da izlenmektedir.

2- Türkiye, Batý demokrasilerinin Ýran ve Suudi Arabistan kaynaklý dini örgütlenmelere karþý aldýklarý önlemlerden yararlanarak, Diyanet üzerinden Avrupa ve Amerika’da sistemli bir örgütlenmeye gitmektedir.

3- 70’li yýllarda Avrupa’daki Türk toplumuna hizmet amacýyla baþlayan süreç, bugün Avrupa ülkelerindeki en etkili Müslüman vakfý yapýlanmasýna dönüþmüþtür.

4- Bünyesindeki Müslüman toplumlara “dýþ etki” konusunda ilk sert önlem Avusturya’dan geldi ve bu ülke, imamlarýn maaþlarýnýn baþka bir ülke tarafýndan ödenmesini yasakladý, benzer uygulamalara Almanya ve Fransa baþta diðer ülkelerin de katýlmasý bekleniyor.

5- Baþbakan Davutoðlu’nun son açýklamalarýnda Türk Ýslam anlayýþýnýn DAEÞ’e karþý bir panzehir olduðunu söylemesi ve Diyanet’i, Ortadoðu’daki mezhep çatýþmalarýný çözmekle görevlendirdiðini söylemesi önemle not edildi.

Yazýda söylenenler bunlar, tabii, Diyanet’e karþý kampanya geliþtiren HDP gibi partilerden de söz ediliyor.

Küresel rahatsýzlýk var

Türkiye’nin dört kurumu nedeniyle “küresel rahatsýzlýk” verdiði açýk bir gerçek. Ýslam’ýn hoþgörü ve birleþtirici yüzünü sergileyen Diyanet, Somali baþta, Müslüman ülkelerde geliþtirdiði projelerle Türkiye’nin “uç beyi” noktasýna týrmanan TÝKA, yürüttüðü sosyal programlarla benzer sonuçlar elde eden Yurtdýþý Türkler ve Akraba Topluluklarý Baþkanlýðý ve Avrupalý zenginler bir-kaç bin mülteciyi Akdeniz’de silah zoruyla durdurmaya çalýþýrken 2 milyon mülteciyi barýndýrarak tüm dünyaya ders veren AFAD...

Belli ki, bu tür bir iddiayý taþýmamýzý istemiyor, eskiden olduðu gibi, “kendi kabuðuna çekilmiþ” bir ülke olmamýzý talep ediyorlar...

Onlara göre Prof. Dr. Görmez’in Kudüs’te, Gazze’de ne iþi var, otursun oturduðu yerde, giderse, makam aracýnýn fotoðrafýný manþetlerde görür...

Yani... “Suçunuz” (!) büyük Hocam, Allah kolaylýk versin...

MERAKLISINA-  Foreign Affairs’deki yazý için link: https://www.foreignaffairs.com/articles/turkey/2015-05-17/turkey-casts-diyanet