Cumhurbaþkaný Kararname yetkisi bürokratik vesayetin önlenmesinde hayati öneme sahip. Bu sayede halka hesap vermeyen özerk bürokratik mekanizmalarýn, politika dikte etmesi ve kararlara ortak olmasýnýn önüne geçilmiþ olacak.
***
Yeni bir hükümet sistemi öneren anayasa deðiþikliðini þimdiye dek hep anayasa hukukçularý ve siyasetçiler deðerlendirdi. Fakat paketin bir de siyaset bilimi uzmanlarýnca; devlet iþleyiþi ve kurumlar açýsýndan kritik edilmesi gerek.
Güçlü vesayet-zayýf siyaset üzerine kurulu mevcut sistemi 18 madde ile deðiþtirmek mümkün olacak mý? Bürokratik oligarþi aþýlabilecek mi? Bir direnç olmadan tecrübe devri saðlanabilecek mi? Bürokratik yavaþlýk ve vasatlýk son bulacak mý? Bürokrasinin iktidar ortaklýðýný önlemek açýsýndan bu paket neler vaat ediyor?
Bunlarý ve daha fazlasýný doçentliðini “siyasal hayat ve kurumlar” bilim dalýnda tamamlayan Ýstanbul Ün. Öðretim üyesi Prof. Dr. Haluk Alkan’a yönelttim, ufuk açýcý cevaplar aldým.
***
Ýki parti bir müzakere yürüttü, ortaya çýkan metni iktidar partisi sundu Meclis'e. Daha sonra dört partili Meclis Anayasa Komisyonu çalýþtý ve 18 maddelik deðiþiklik metnini oluþturdu. Meclis Genel Kurulu bu metni görüþtü ve oyladý. Cumhurbaþkaný da onayladý. Þimdi de halk oylamasýna sunuluyor. Lakin; diðer iki muhalefet partisi komisyon ve genel kurul çalýþmalarýna yapýcý katýlým saðlamadý, deðiþikliðe kategorik olarak karþý çýktý, çýkýyor. Sorum þu: Söz konusu anayasa deðiþikliðinde izlenen yol-yöntem "demokratik siyaset" ve siyaset bilimi açýsýndan "yeterince" demokratik bir yol olmuþ mudur?
Demokratik meþruiyeti iki boyutta ele almak gerekir. Bunlardan ilki demokratik kurumlar ve prosedürler açýsýndan demokratik meþruiyetin anayasa deðiþikliði sürecinde hayata geçirilip geçirilmediði ile ilgilidir. Sorunuzda da belirttiðiniz gibi, iki parti arasýndaki müzakere ile varýlan mutabakatýn, meclise sunulmasý, bu metnin komisyon aþamasýnda yapýlan deðiþikliklerle birlikte Meclis Genel Kurulunca kabul edilmesi ve deðiþikliklerin halkoylamasýna sunulacak olmasý. Tüm bunlar anayasal açýdan kurumsal meþruiyetin saðlandýðýný gösteriyor. Ýkinci konu, daha sosyolojik süreçlerle ilgili. Deðiþiklik sürecinde toplumun tüm kesimlerince bu deðiþiklikler yeterince tartýþýldý mý sorusunu içeriyor.
DEÐÝÞÝM 2007’DE BAÞLADI
Sosyolojik meþruiyet açýsýndan yeterince tartýþýldý mý peki?
Her þeyden önce bu bir revizyon. Yeni bir anayasa yapýlmýyor. Mevcut anayasada hükümet sistemi alanýnda deðiþiklik yapýlýyor. Bu deðiþikliklerin arka planýný cumhuriyetin kuruluþundan günümüze hükümet sistemi hakkýnda zaman zaman alevlenerek gündeme gelen tartýþmalar oluþturuyor. Muhafazakar - sað gelenekte özellikle bu yöndeki deðiþim talebi farklý liderler ve siyasi kadrolarca dile getirilmiþ. Daha yakýn döneme gelirsek, sanýyorum 2009 yýlý sonrasýndaki sürece dikkat çekmek gerekir. Aslýnda, daha öncesinde 2007 deðiþiklikleri ile gündeme gelen bir konu bu. 2011 yýlýnda Anayasa Uzlaþma Komisyonun kurulmasý ile birlikte konu kamuoyunun tartýþmasýna açýldý. Farklý sivil toplum örgütleri, meslek kuruluþlarý, üniversiteler yeni anayasa konusunda toplantýlar yaptýlar, raporlar hazýrladýlar, bunlarýn önemli bir kýsmý meclise sunuldu. Yani halkýn farklý kesimlerinin anayasa hakkýndaki beklentileri meclisin hafýzasýnda var. Tüm partiler bu birikime sahip. Sorun bence sonrasýnda yaþanan süreçlerle ilgili.
AK PARTÝ ÖNERÝSÝ DIÞINDA ÖNERÝ ÇIKMADI
Ne anlamda?
Mecliste oluþturulan komisyon, bileþimi ve karar alma süreci acýsýndan bana göre büyük bir iyimserlikle oluþturulan yapýsýyla, Türkiye'ye yeni bir anayasa sunamadý. Bunun yerini, deðiþim istemine kategorik karþý çýkýþlar aldý. Bir tarafýn getirdiði öneriler üzerinden yürütülen tartýþmalar süreci bloke etti. Sanýyorum bu iktidar partisinin iyimserliði üzerinde de olumsuz etki yaptý.
Aslýnda Ak Parti baþkanlýk ile ilgili kapsamlý bir revizyonu Meclisteki komisyonun gündemine getirmiþti. Daha açýk bir ifade ile Ak Parti’nin birikimi ve deðiþim talebi kamuoyunda biliniyor ve çok açýk. Ancak bunun karþýsýnda alternatif metinler ortaya çýkmadý. Aslýnda böyle bir süreç oluþabilseydi süreç daha müzakereci bir aþamaya evrilebilirdi. Dolayýsýyla, 15 Temmuz sonrasýnda iki parti arasýnda saðlanan mutabakat deðiþiklik sürecine hakim oldu. Müzakereci süreçler, deðiþimi bloke edecek bir araç olarak kullanýlýrsa, deðiþim yolunu bulur. Buna odaklanýldýðý için maalesef bugün deðiþikliklerle ilgili yanlýþ açýklamalar yapýlabiliyor. Hazýrlýksýzlýk nedeniyle asýl konuþmamýz gereken noktalarýn çok uzaðýnda kalabiliyoruz ve zaman zaman absürt çýkarýmlar üzerinden deðiþikliklerin tartýþýldýðýný görüyoruz.
Üstelik, müzakerenin konsensüs doðuracaðý henüz bir teori ve bunun kurumlar eliyle hayata geçirilebileceði bir örnek yok. Örneðin Ýzlanda da anayasa deðiþiklik süreci beþ yýla yayýldý. Sosyal medya etkin bir biçimde kullanýldý. Ýstiþari referanduma katýlým oraný yüzde 49’da kaldý. Parlamento süreci de baþarýsýzlýkla sonuçlandý.
PARTÝLER VESAYETE KARÞI BÝRLEÞMEDÝ
Cumhurbaþkanlýðý Hükümet Sisteminin en önemli gerekliliklerinden biri olarak "siyasi istikrar" vurgulanýyor ve önemseniyor. Fakat demokratik iþleyiþ ve uzlaþma kültürünün "istikrar"a feda edildiði yönünde bir eleþtiri de sürüyor. Siyaset bilimi açýsýndan durum nedir?
Uzlaþma her hükümet sisteminde istenilen bir durumdur. Siyasal aktörlerin karþýlaþýlan sorunlarda, çözüm üretmelerini kolaylaþtýrýr. Ancak hiçbir hükümet sistemi uzlaþma zaten olacak diye kurumsallaþmaz, aksine Batýlý siyaset geleneði daha çok kötümserlik üzerine kuruludur ve kötüye kullanýlmayý önleme üzerinde bir kurumsallaþmayý amaçlar. Uzlaþma kültürü açýsýndan maalesef Türkiye iyi bir karneye sahip deðil. Tek seçime dayalý olarak oluþan Mecliste temsil edilen partiler, vesayetçi güçlere karþý demokratik bir iþbirliði geliþtiremediler ülkemizde. Geliþtirebilselerdi zaten, bugün biz bunlarý tartýþýyor olmazdýk. O yüzden 70’li ve 90’lý yýllar kutuplaþmýþ çok partililik diye kavramlaþtýrýlýyor bizde. Sorun çözmeye yönelik bir iþbirliðinden çok pazarlýkçý bir paylaþým alaný olarak bakýlýyor hükümet olmaya. Tek partili iktidarlar döneminde de uzlaþmacý bir anlayýþtan çok tarafýna göre tavýr belirleme eðilimi öne çýkýyor. Dolayýsýyla bizde var olan bir uzlaþma kültürü siyasi istikrara feda ediliyor diye bir þey yok.
UZLAÞMA KÜLTÜRÜ VESAYETÇÝ PARTÝLER YÜZÜNDEN GELÝÞMEDÝ
Uzlaþma kültürü neden geliþemiyor?
Bence bizde uzlaþma geleneðinin geliþememesi vesayetçi sistemden kaynaklanýyor. Bazý siyasi aktörler, siyaset sürecine baský kurabilen vesayetçi organlar üzerinden rekabeti yürütmeyi tercih ettiler. Dolayýsýyla yeni geliþen siyasi gruplara ve karþýt gördükleri rakiplerine karþý vesayetçi organlarla iþbirliðine girerek kendilerine alan açmaya çaba harcadýlar. Bu nedenle temel siyaset aktörleri arasýnda uzlaþmayý saðlayan gelenekler oluþmadý. 1982’den beri Türkiye’nin yeni bir anayasaya ihtiyacý olduðu, gerek akademik çevrelerde gerekse hemen her siyaset aktörünce ifade edilmesine raðmen geçen otuz küsur yýla raðmen yeni bir anayasa yapýlamamasýnýn temel nedeni de budur. Bir felsefesi olmayan, daha çok pratik amaçlara odaklý deðiþiklikler dýþýnda toplumsal sözleþme niteliðinde yeni anayasal belge ortaya konulamadý. Bu konuda atýlan adýmlar da az önce ifade ettiðim gibi blokajlara takýldý.
YENÝ SÝSTEM SÝYASÝ UZLAÞMA GETÝRÝR
Yeni hükümet sistemi, sorunu aþmamýza yardým eder mi?
Yeni sistem, vesayeti zayýflatýcý mekanizmalar getirmesi yönüyle siyasi taraflarý uzlaþmaya zorlayacak bir zemin oluþturabilir. Daha siyaset odaklý, siyaset yolu ile çözüme ulaþma eðilimi bu zeminde güç kazanabilir.
YASAMA VE YÜRÜTME BAÐIMSIZLAÞIYOR
Sistemin iþleyiþi ve denetlenmesi açýsýndan en fazla merak edilen baþlýklara geçmek isterim. Yeni sistemde yürütme üzerindeki denge-denetleme nasýl olacak?
Cumhurbaþkanlýðý sistemi yasamanýn üstünlüðünü koruyan, buna karþý kendi alanýnda güçlü bir yürütme yapýsýnýn oluþmasýný hedefleyen bir anlayýþla kaleme alýnmýþ. Cumhurbaþkanýnýn vetosunu aþma, kararnameleri yürürlükten kaldýrma konusunda Meclisin salt çoðunlukla karar almasý yeterli. Oysa bunun için ABD’de Kongrenin her iki kanadýnýn ayrý ayrý üçte iki çoðunlukla karar almasý gerekiyor. Normlar hiyerarþisinde kanunlar kararnamelerin üstünde. Mevcut anayasada var olan, Meclisin KHK yolu ile yasa yapma yetkisini yürütmeye devri yeni sistemde olmayacak. Altý alan dýþýnda diðer tüm konular kanunla düzenlenecek. Yani yasama alanýnýn düzenleme yetkisi kararnamelere göre oldukça geniþ tutulmuþ.
Buna karþýlýk Cumhurbaþkanýnýn yürütme alanýnda önceliði tanýnýyor. Genel yasal düzenlemelere baðlý olarak, Cumhurbaþkaný bakanlarýný atayýp, görevden alabiliyor, üst kademe yöneticileri yine Cumhurbaþkaný tarafýndan atanýp, görevden alýnabiliyor. Yürütme alaný ile sýnýrlý olarak kararname çýkarabiliyor. Bu yolla bakanlýk kurabiliyor, kurumsal revizyon yapabiliyor. Yasama alanýna müdahale etmediði sürece politika belirleme, bu politikanýn gerektirdiði bakan ve bürokratlarla çalýþma ve politikalarýn gerektirdiði kurumsal revizyonlarý yapabilme yetkilerine sahip.
CUMHURBAÞKANININ DENETÝMÝ
Doðrudan halk tarafýndan seçilen, dolayýsýyla meþruiyet açýsýndan Meclise baðýmlý olmayan Cumhurbaþkaný için, baþkanlýk sistemlerinin temel mantýðýna uygun olarak gensoru, yani siyasi nedenle görevden alma yetkisi Meclise tanýnmamýþ. Buna karþýlýk geniþletilmiþ bir cezai sorumluluk söz konusu. Meclis üçte iki çoðunlukla Cumhurbaþkanýnýn tüm suçlarla ilgili olarak yargýlanmak üzere Yüce Divana sevk edebiliyor. Meclis bunun dýþýnda araþtýrma komisyonlarý yolu ile bakanlar dahil kamu görevlilerini çaðýrýp dinleyebilir, bilgi ve belge talep edebilir. Þu farký unutmamak gerekir, yeni sistemde yürütme yasamanýn içinde deðil, yani yürütmenin dahil olduðu bir süreçle komisyonlar artýk çalýþmayacak. Bu tam anlamýyla bir yasama fonksiyonu.
BÜTÇEDE ÖNCELÝK MECLÝS’ÝN
Bütçe konusunda ise Meclisin önceliði korunmuþ. Meclis, daha önceden onay vermediði hiçbir yeni harcamayý kabul etmediði sürece yürütme bu konularda harcama yetkisi kullanamayacak.
SÝYASÝ DEÐÝL HUKUKÝ DENETÝM
Cumhurbaþkaný ve hükümetin siyaset odaklý deðil hizmet odaklý denetlenebilmesi mümkün olabilecek mi bu yolla?
En azýndan siyaseten görevden alma söz konusu olmadýðý için, araþtýrma komisyonlarý ve cezai sorumluluk, hukuki ve yürütmenin etkililiði temelinde yürütülmek zorunda. Siyaseten de yapsanýz, hukuki bir gerekçe bulmak zorundasýnýz.
YENÝ SÝSTEMÝN KÝLÝTLENME RÝSKÝ VAR MI?
Ýstikrar ve denetleme dengesinde iþler umulduðu gibi gitmezse eðer, sistemin kilitlenmesi ihtimali var mý? Varsa tedbiri var mý?
Her hükümet sisteminde kilitlenme sorunu yaþanabilir. Örneðin, 7 Haziran’da yaþadýðýmýz gibi, Meclisin hükümet çýkaramadýðý bir durumda parlamenter sistemlerde kilitlenme sorunu ortaya çýkar. Yarý baþkanlýk sistemlerinde ise kilitlenme daha çok yürütmenin iki güçlü aktörü Cumhurbaþkaný ile baþbakan arasýndaki anlaþmazlýklardan kaynaklanýr. Baþkanlýk sistemlerinde ise bütçe baþta olmak üzere yasama ile baþkan anlaþamazlarsa sistem kilitlenebilir. Dolayýsýyla her hükümet sistemi demokratik sýnýrlar dahilinde kilitlenmeyi önleyici mekanizmalara ihtiyaç duyar. Örneðin parlamenter sistemlerde yaþanabilecek kilitlenmeleri önleyici mekanizmalara baþvuran sistemlere aklileþtirilmiþ parlamentarizm deniliyor.
ÜÇ MEKANÝZMA KÝLÝDÝ AÇAR
Cumhurbaþkanlýðý hükümet sisteminin kilitlenmesi ihtimaline karþý tedbiri var mý?
Cumhurbaþkanlýðý sistemine bu açýdan bakýldýðýnda üç kilitlenmeyi önleyici mekanizma görüyoruz. Bunlardan ilki eþ zamanlý seçim. Halk ayný konjonktüre baðlý olarak iki sandýk üzerinden nasýl bir yasama yürütme iliþkisi istiyorsa ona göre dengeleri daðýtabilir. Uyum esas alýnýyorsa örneðin, Cumhurbaþkaný ile Meclis bileþiminin ayný siyasi eðilimden olmasýný tercih edebilir. Böyle bir durumda yürütme ile yasama arasýnda kilitlenme ihtimali zayýflatýlmýþ olur.
Ýkinci mekanizma karþýlýklý seçimlerin yenilenmesidir. Cumhurbaþkaný ve Meclis hayati bir konuda anlaþmazlýða düþerlerse ve bu kriz doðuracak önemde bir sorun oluþturuyorsa, hem Cumhurbaþkaný, hem de Meclis karþýlýklý olarak seçimlerin yenilenmesi kararý verebilir. Bu durumda iki otorite arasýndaki uzlaþmazlýkta halk hakem olur.
Son olarak, bütçe konusundaki anlaþmazlýðýn kamu hizmetlerinin aksamasýyla sonuçlanacak bir kilitlenmeye yol açmamasý için getirilen bir düzenleme var. Buna göre Meclisin bir önceki yýl onay verdiði bütçe yeniden deðerleme oranýna göre yenilenerek yürürlüðe girecek, ancak Cumhurbaþkanýnýn yeni Meclisin gündemine getirdiði politikalarla ilgili bütçe talepleri ile ilgili konular üzerinde her iki makam uzlaþmak için müzakereye devam edebilecekler. Dolayýsýyla Meclis, Cumhurbaþkanýnýn politikalarý konusunda bütçe üzerinde bir tür denetim yetkisi kullanabilecek, ancak bu ABD’de gördüðümüz gibi bir kilitlenmeye yol açmayacak.
BÜROKRASÝ SÝYASET DÝKTE EDEMEYECEK
Bürokratik vesayetin önlenmesi nasýl saðlanacak?
Kararname yetkisi bu açýdan hayati öneme sahip. Cumhurbaþkaný halka vadettiði politikalarla ilgili düzenleme ve atama yetkilerine sahip olacak. Dolayýsýyla, yürütme alanýnda, halka hesap vermeyen özerk bürokratik mekanizmalarýn, politika dikte etmesi ve kararlara ortak olmasý gibi sonuç doðurabilecek bir zeminin oluþmasýnýn önüne geçilmiþ olacak. Böyle bir sonuç çýksa dahi bu, Cumhurbaþkanýnýn hatalarýna baðlý olabileceði için halk rahatlýkla seçtiði kiþiyi sorumlu tutabilecek.
PERFORMANS ÖNE ÇIKAR
Bürokrasinin iktidara ortak olmasýnýn önlenmesi önemli ancak bürokraside biriken tecrübenin devlet yönetimi için iktidara devredilmesi de önemli. Bürokrasinin yeni sisteme uyumu nasýl saðlanacak?
Burada iki husus var. Birincisi politika belirleme ve uygulamada stratejik öneme sahip üst kademe yetkililerinin Cumhurbaþkaný tarafýndan atanýp, görevden alýnabilecek olmasý. Dolayýsýyla bu kiþiler belirlenirken, profesyonelliðin esas alýnmasý zorunlu, aksi takdirde siyaset yaptýðý atamadan dolayý halka hesap verir. Halktan onay almýþ, politikalarýn hayata geçirilmesinde liyakat sahibi uzman kiþilerle çalýþmak Cumhurbaþkaný için son derece önemli.
Ýkinci husus sýnav ve atama yöntemi ile göreve gelen bürokratik kadrolarla ilgili. Burada seçim iþlemi ile ilgili yasal düzenlemelere ve Cumhurbaþkaný kararnamesine baðlý olarak oluþturulacak birimlerin seçiliþ sürecini yöneteceði, kurumlar arasýnda iþbirliðini saðlayacaðý mekanizmalarýn üretilmesi gerekecek. Performans ile görevde kalma iliþkisi kurulacak. Performansý geri kalan bürokratlarýn, hizmet içi eðitime alýnmasý, daha etkili olabilecekleri birimlere kaydýrýlmalarý, bunlarýn hiç birinden sonuç alýnamaz ise görevden alýnabilecekleri yeni bir sistem ile ancak bürokrasi dinamizm kazanabilir.
TECRÜBE ÞANTAJA DÖNÜÞMEZ
Uzak-yakýn geçmiþte belli kurumlarda bürokrasinin direndiði, kurum/devlet tecrübesini iktidarla paylaþmayarak iktidarýn yanlýþ yapmasýný beklediði durumlar oldu. Baþbakanlarýn bürokratik oligarþinin karþýsýnda aciz kaldýðýný, þikâyet ettiðini de biliyoruz. Benzer bir direnç olursa?
Dediðim gibi, bürokratik oligarþinin dayandýðý mevcut mekanizmalar, kurumsal açýdan yeni sistemde artýk olmayacak. Bu zeminde vesayet söylemi inandýrýcý olmayacak. Tabii ki deðiþim zaman alacak, ancak artýk yalnýzca mevcut tecrübeye baðýmlý kalýnmayacak, tecrübe transferi de mümkün olabilecek.
BÜROKRATÝK YAVAÞLIK BÝTER
Siyasi-ideolojik direnç olmasa da bürokratlarý siyasi iktidarýn talimatlarýný yerine getirme konusunda sýkýntýya sokacak bir diðer sorun; bürokratik çarklarýn çokluðu ve yavaþlýðý. Yeni sistemde bunu aþmak mümkün olabilecek mi?
Yeni sistem kararnameler yolu ile kamu kurumlarýnýn oluþturulmasýna imkân tanýyor. Tabii bütçesi Meclis tarafýndan onaylanmak koþulu ile Cumhurbaþkaný, etkililiðin gerektirdiði her türlü kurumsal düzenleme ve revizyonu kararnameler yolu ile yapabilecek. Dolayýsýyla daha hýzlý karar alabilen, belli hayati hizmetlere ve alanlara odaklý yeni kamu yönetimi birimleri oluþturulabilecek. Bu, bakanlýklarýn altýnda yapýlabileceði gibi, büsbütün yeni kurumlar oluþturulmak suretiyle de hayata geçirilebilecek. Yeni atama sistemi, siyaseten denetlenebilir bir bürokratik yapý doðurmaya elveriþli. Dolayýsýyla hizmet açýsýndan hata yaptýðýnda, bunun doðrudan denetlenebileceðini bilen bir personel kültürü oluþabilecek.
TEK ADAM MI, ÝKÝ MEÞRU MERCÝ ARASINDA DENGE MÝ?
Yasama ve yürütme arasýndaki baðýmlýlýk ve vekalet iliþkisi sonlanacak, tamam. Ama þu da bir eleþtiri: "Yasama 600 vekille bir yanda, yürütme 1 kiþiyle bir yanda. Ýkisi arasýnda demokratik olmayan bir durum var, dolayýsýyla bu bir tek adam rejimi". Sorum þu: Öyle mi? Yasama ile yürütme arasýnda bir hiyerarþi olacak mý?
Bu iki otorite ayný alanda deðil ki. Kiþi olarak cumhurbaþkaný yürütme alanýný yönetecek. Yasama alaný ise Meclisin. Az önce belirttiðim gibi, düzenleme ile yasamanýn önceliði korunmuþ bulunuyor. Belki burada ortak yetkilerde yürütmeye bir öncelik tanýnmýþ mý sorusu akla gelebilir. Bu açýdan özellikle seçimlerin karþýlýklý olarak yenilenmesi durumu çok dillendiriliyor. Cumhurbaþkaný tek kiþi olarak bu kararý verebiliyorken, Meclis üye tamsayýsýnýn beþte üç çoðunluðu ile karar alabilecek diye. Sistemin genel mantýðýna bakýlmalý. Cumhurbaþkaný en fazla iki kez bu makama seçilebilecek bir kiþi, dolayýsýyla bu yetkiyi kullanabilmesi süre kýsýtýna baðlanmýþ. Cumhurbaþkaný seçimlerin birlikte yenilenmesi kararý alýrsa, dönemini kaybediyor. Ýlk döneminde yenileme kararý verirse, süresinden vazgeçerek, son bir defa aday gösterilirse seçime girebilir. Ýkinci döneminde bu kararý verirse aday olamýyor. Oysa Meclise böyle bir süre kýsýtý getirilmemiþ. Az önce ifade ettim seçimlerin yenilenmesi, iki aktörün çözümleyemediði bir krizi aþmak için anayasaya getirilmiþ bir mekanizma. Cumhurbaþkanýnýn bu seçeneðe baþvurmasý dönem kýsýtý ile kayýtlanmýþ. Meclisin de bu seçeneðe baþvurabilmesi için, kriz konusunda güçlü bir eðilimin oluþmasý gerekiyor. Bunu nitelikli çoðunlukla kayýtlamazsanýz, sistem çalýþmaz. Dolayýsýyla konuya meþruiyetlerini doðrudan halktan alan iki otoritenin kendi alanlarýndaki hâkimiyetinin saðlanmasý olarak yaklaþmak gerekiyor.
MECLÝS BY-PAS EDÝLMÝYOR, BÝLAKÝS…
Yasama ve yürütme arasýnda rol daðýlýmýnda bir karmaþa yaþanabilir mi peki? Cumhurbaþkaný kararnameleri yasamadan rol çalmak mýdýr mesela? Meclisin by-pass'ý anlamýna gelir mi? Cumhurbaþkaný kararnameleri yasamanýn yasa yapma fonksiyonunda zaafa yol açmasýn diye bu deðiþiklik paketinde nasýl bir tedbir alýndý?
Deðiþiklik açýk biçimde yürütme alanýnda kararname çýkarýlabileceðini belirtiyor. Anayasa bu konuda altý alan sayýyor. Bakanlýk kurma, kamu kurumu oluþturma, Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliði, Devlet Denetleme Kurulu, Bakanlarý ve üst kademe kamu görevlilerini atama ve Genel Kurmay Baþkanlýðý. Dikkat edilirse bunlarýn hepsi yürütme alanýndaki kurum ve görevlilerle ilgili. Deðiþiklikler bununla da yetinmiyor. Kararnamenin yasama alaný karþýsýnda sýnýrýný da çiziyor. Hak ve özgürlükler alanýnda Cumhurbaþkanlýðý kararnamesi çýkarýlamayacak örneðin. Yani Trump’ýn seyahat özgürlüðünü kýsýtlayan kararnameleri bizde söz konusu olmayacak. Kanunla düzenlenmiþ bir konuda kararname çýkartýlamayacak. Olasý bir çatýþmada kanun maddeleri öncelikli olacak. Yine Meclis çýkartabileceði bir kanunla, kararnameyi kaldýrabilecek. Bence bu konuda fazla titizlik gösterilmiþ. Ama yasamanýn önceliðinin korunduðu da son derece açýk.
OTORÝTERÝZM ÝKÝ SEÇÝMLE GELMEZ
Asgari yüzde 50+1 oy ile seçilen cumhurbaþkanýn otoriterleþme ihtimaline karþý nasýl bir tedbiri içeriyor halkoyuna sunulan yeni sistem?
Sistemin kendi iç mantýðý zaten tedbirleri de içeriyor. Öncelikle Cumhurbaþkanýnýn hâkimiyet alaný yürütme ile sýnýrlý. Ýkinci olarak Cumhurbaþkaný en fazla iki defa göreve seçilebilecek. Ýki defa seçim kýsýtý getirilen bir kiþi sistemi otoriterizme sürükleyemez. Ýþlemleri Anayasa Mahkemesi ve Danýþtay’ýn denetimine açýk. Mevcut sistemdeki yargý denetiminden baðýmsýz tek baþýna iþlem yapabilme yetkisi kaldýrýlýyor örneðin. Ýfade ettiðim gibi Meclis karþýsýnda sorumluluðu mevcut sisteme göre daha geniþ. En önemlisi salt çoðunlukla alanýný koruyan bir yasama iktidarý var. Meclis, Cumhurbaþkanýnýn kendi görev alanýndan çýkarak yaptýðý her türlü iþlemi bu yolla ortadan kaldýrabilir.
FEDERAL SÝSTEM SÖZ KONUSU BÝLE DEÐÝL
Son soru: Yeni hükümet sistemi federalizmi dolayýsýyla bölünmeyi beraberinde getirir mi?
Bu konudaki tartýþmalar Anayasada 123. Maddesinde yapýlan deðiþiklikle, 126. Maddenin yanlýþ yorumlanmasýndan kaynaklanýyor ve maalesef en yetkili isimlerden duyuyoruz bu yöndeki açýklamalarý. 123. Maddede yapýlan deðiþiklik “Kamu tüzel kiþiliði kanunla veya Cumhurbaþkanlýðý kararnamesi ile kurulur” ifadesine yer vermekte. Bu maddedeki deðiþiklik doðrudan Anayasa'nýn 104. maddesinde yapýlan deðiþiklikle Cumhurbaþkanýnýn kararname ile bakanlýk kurabilmesi yetkisiyle iliþkilidir. Buna karþýlýk 126. Maddede yeni sistem herhangi bir deðiþiklik öngörmüyor. Dolayýsýyla bu madde 1982 Anayasasýnýn ilk þekliyle yürürlükte. 126. Madde kamu hizmetlerinin görülmesinde verim ve uyum saðlamak amacýyla, “birden çok ili içine alan merkezî idare teþkilatý kurulabilir” diyor ve ekliyor “bu teþkilatýn görev ve yetkileri kanunla düzenlenir” diye. Dikkat edilirse kurulan merkezi idare teþkilatý ve böyle bir teþkilat ancak kanunla kurulabiliyor. Yani Cumhurbaþkaný kararname ile býrakýn federal bir yapýyý, birkaç ili içine alan bir merkezi teþkilat bile kuramýyor. Üstelik Anayasa’nýn ilk üç maddesi üniter devletin özelliklerini içinde barýndýrýyor. Ayrýca yerel yönetimlerin kurulmasý da ancak kanunla olabiliyor. Tabii buna federalizm ile hükümet sistemleri arasýnda doðrudan bir iliþki olmadýðýný eklememiz gerekiyor. Güney Kore, örneðin üniter bir baþkanlýk modeli, buna karþýlýk Hindistan federal parlamentarizm ile yönetiliyor.