Mustafa KARAALÝOÐLU
Mustafa KARAALÝOÐLU
Tüm Yazýlarý

Provokasyona baðýþýklýk

Katar’ýn baþkenti Doha’da “Doðu’nun Kürt Sorunu” baþlýklý bir toplantýda tarihi sorunu bir kez daha anlamaya çalýþýyoruz. Türkiye... Ýran... Irak.. Suriye... Kürt sorununu farklý formlarda yaþayan dört ülkenin aydýnlarýný buluþturan bir masadayýz. Katar’dan El Cezire Araþtýrma Merkezi davetiyle...

Gözümüz masada, aklýmýz Türkiye’de... Þark’ýn bu dörtgen karakterli sorununun kalbinde þimdi Türkiye’deki çözüm kýpýrdanýþý var çünkü.  

PKK’nýn üç kadýn militanýný öldürülmesi þimdiye kadar bu örgütün merkezinde olduðu ölümlü olaylardan çok daha fazla Türk ve Kürt kamuoyunu ilgilendirdi. Sebebi belli... Olay, tam da Ýmralý ile görüþmelerin baþladýðý dönemin ardýndan geldi ve bu da biraz olsun çözüm arzulayan herkesi birden tedirgin etti.  

Birkaç hafta önce olsa PKK’nýn kaybý için mutluluk duyacak olanlar bile, olayýn arka planýna yöneldiler. Siyasi mesajlar bile ölçülü, dengeli ve hatta Fransa hükümetini kritik edecek kadar kuþatýcýydý.

PKK’li kadýnlarý kimin öldürdüðü bir sýr ve bu iþlerin tabiatý gereði sýrrýn aydýnlanmasý da kolay olmayacaktýr. Dolayýsýyla maksadý da ayný sýr perdesinin arkasýnda saklý kalacaktýr. Bütün ihtimalleri masaya yatýralým... Ýster örgüt infazý, ister doðrudan Öcalan’a mesaj verilmiþ olsun. Ya da uluslararasý bir parmak tetiði çektirmiþ olsun.

Elbette her ihtimalin önemi farklý ve arada büyük anlam farklarý vardýr. Ancak, failden ve maksattan baðýmsýz ya da deðil her halükarda iki önemli sonuç tahakkuk etmiþtir:

1-) Cinayetlerin Ýmralý ile baþlayan çözüm sürecine yönelik mesajý vardýr. Murad edilen maksat ne olursa olsun Öcalan’a giden mesaj öncelikle bu olacaktýr.

2-) Ýkicisi daha önemlidir. Kamuoyu... Yani siyaset sýnýfý, medya, STK’lar ve hepsinden önemlisi sokaktaki insan mesajý böyle okumuþ ve bundan rahatsýz  olmuþtur. Bahane ne olursa olsun, provokasyonun maliyeti ne kadar aðýr olursa olsun makul çoðunluk çözüm hattýndan çýkýlmasýný istememektedir. Cinayetlere daha ilk anda verilen tepki bunu göstermiþtir. Toplum çözüm arzusuna sadakatini göstermiþtir.  

Ýþte Türkiye’nin 2013 baþýnda bugünlerde ürettiði tarihi deðerdeki çözüm giriþiminin temel sermayesi ve itici gücü de budur.

Türkiye toplumu bugüne kadar sayýsýz defalar provoke edildi. Sayýsýz defalar yaþadýðý atmosfer þiddet marifetiyle kirletildi. Türklerin soluduðu hava da Kürtlerin soluduðu hava da kirletildi. Yakýn geçmiþe provokasyonlar ve kýþkýrtmalar tarihi denecek kadar acý öyküler yaþandý.

Þimdi görüyoruz ki, insanlar provoke edile edile provokasyona karþý baðýþýklýk kazandýlar. Ýster gerçekten provokasyon yapýlsýn, ister sýkýlan bir kurþun seke seke provokasyona varsýn farketmez... Bu ülkenin insanlarý artýk o aþamayý geçtiler. Sinirlerine hakim olmayý da fayda-maliyet analizi yapmayý da öðrendiler. Acýlarla olgunlaþtýlar...

Paris’te her ne olup bittiyse geride bu toplumun müzakere sermayesini daha da zenginleþtiren þahane bir atmosfer bulutu býrakmýþtýr. Þimdi o bulutu yaðdýrmak lazýmdýr.