Pseudonym (Örtülü ad)

Dün akþam gizli istihbârat servisleriyle ilgili bir metin okurken zihnim takma adlara “takýldý”. Ýnsan takmayagörsün... Biliyorsunuz sanat âleminde takma ad için müstear ad yâhut isim de denir. Vaktiyle bu konu beni epeyi meþgûl etmiþdi. Ýnsanlar neden takma/müstear isim alma ihtiyâcýný duyarlar?

Bunun muhtelif sebebleri var:

Kendi adlarýný çirkin yâhut gülünç bulduklarý için, politik zarûretler yüzünden, kadýnsalar erkeklerin yayýnevlerinde daha kolay hüsn-ü kabûl gördüðünü fark etdikleri için, isimlerinin telaffuzu çok zor olduðundan ve buna benzer bir sürü gerekçelerle...

Bugün, eðlenceli olabileceðini düþünerek yerli ve yabancý müstear isimlerden örnekler vermek istiyorum.

Fehmi Koru’nun Tahâ Kývanç adýný da kullandýðýný zâten biliyorsunuzdur, çünki artýk Mýsýr’daki Saðýr Sultan bile duydu. O bakýmdan benim burada bir kere daha yazmamý herhalde öfkeyle karþýlamaz.

Ama Çetin Altan Aðabeyimizin vaktiyle Hüseyin Zurna ve Hâdi Borazan adlarýyla yazdýðýný pek duyduðunuzu sanmýyorum.

Aziz Arkadaþým Hilmi Yavuz ise bâzen Ali Hikmet ismini kullanýrdý.

Birkaç isim daha ve arkalarýna parantez içinde nâm-ý müstearlarý:

Necib Fâzýl Kýsakürek (Adý Deðmez), Nâzým Hikmet Ran (Ahmet Cevat, Ercüment Er),

Refik Hâlid Karay (Aydede, Kirpi, Mübeccel Hâlit), Atsýz (Selim Pusat), Nûrullah Ataç (Ahfeþ, Sabîha Yavuzlar), Orhan Veli Kanýk (Âdil Hanlý, Mehmet Ali Sel), Agit (Mahsum Korkmaz, PKK’nýn ilk Þefi), Apo (Abdullah Öcalan)...

Yabancýlardan da birkaç örnek vereyim. Ama burada Türk okuyucusuna kolaylýk olmasý için önce bilinen müstear adlarýný, parantez içine ise asýl adlarýný yazýyorum:

Geoge Sand (Amantine-Aurore-Lucille Dupin de Francueil, buyrun burdan yakýn!), Agahta Christie (Mary Westmacott), Prosper Mérimée (Klara Gazul), Kurt Tucholsky (Theobald Tiger), Lenin(Lenalý demek; bir ýrmak adý, Vladimir Ýlyiç Ulyanov), Stalin (Çelikden, Yosif Visariyanoviç Cugaþvili), Trotzkiy (Lev Davidoviç Bronþtayn), Maksim Gorkiy (Alekseyi Maksimoviç Peþkov), Anouk Aimée (Françoise Sorya Dreyfus), Pablo Neruda (Neftali Ricardo do Reyes Basoaldo), Paul Eluard (Eugène Grindel), André Maurois (Emile Salomon), Walter Matthau (Walter Matuschanskavasky)...

Of yâhu... Daha dünyâ kadar var ama ben yoruldum ve herhalde sizler de... Ýnþallah sýkýcý bir yazý olmamýþdýr. Kaldý ki benim gibi böyle tuhaf konulara meraklý bir yazarý da kolay kolay bulamazsýnýz.

Peki, benim nâm-ý müsteârým var mý ve varsa ne?

Elbette var! Kusur kalacak deðiliz ya... Bakýnýz nasýl:

Ben Ýstanbul’um Ýstanbul ben’im!

Yaðmur Atsýz sâdece nâm-ý müsteârým...

Ey sen ki eskizaman rotalarýnda benim yelkenim!

Bahârým, gaaib þiârým, inkisârým!