Terörle mücadelenin sýcak çatýþma kadar önemli bir boyutunun da psikolojik nitelik taþýdýðýnda þüphe yok. O alanýn da, en az sýcak çatýþma alaný gibi planlanmasý ve örgütlenmesi gerekiyor.
Üstelik, “Kürt sorunu” etrafýnda oluþan terörle mücadelenin herhangi bir yabancý ülke ile olan savaþýn gerektirdiði psikolojik harpten çok daha girift - hassas bir planlamaya ihtiyaç duyduðunda da kuþku duymamak lazým.
Bir þey daha... Terörle mücadelede meydana gelen ölümlerin farklý toplum kesimlerinde farklý duygusal tepkiler oluþturmasý sebebiyle duygularýn ve algýlarýn yönetimi gibi dev bir problem ortaya çýktýðý için, psikolojik boyut çok daha büyük önem kazanýyor.
Mesela terör çetelerinin çözülmesi ve liderliklerin ele geçmesi için bir “ödül mekanizmasý” ortaya koyuyorsunuz, bunun iþlevselliði yanýnda psikolojik etki boyutu var, ama hemen karþýsýna “jurnalcilik, ihbarcýlýk suçlamasý” konarak, karþýt bir hamle yapýlýyor. Burada “ihbar ve jurnal suçlamasý”nýn, terör örgütüne yönelik bir savunma seddi niteliði taþýdýðý kuþkusuzdur.
Psikolojik boyut dediðimizde, en baþta, mücadelenin kim adýna, ne için, kimi etkisiz hale getirip, kimi korumaya yönelik olduðu, yani taraflarý belirlediði unutulmamalýdýr. Terör örgütü ve ideolojik-siyasi bakýmdan onun yanýnda saf tutanlar, kendilerini, bir toplum kesimi adýna, mesela Kürtler adýna savaþ veriyormuþ gibi göstereceklerdir. Gerek halk nezdinde, gerekse uluslararasý pazarlarda karþýlýk üretmek için bunu ýsrarla vurgulayacaklardýr. Bu noktada uluslararasý kamuoyunda bazý mevzilerin kaybedildiði, olayýn “Türk güvenlik güçleri ile Kürtler arasýnda cereyan ettiði!” temasýnýn satýn alýndýðý maalesef bir gerçekliktir. Böyle bir temanýn, onlarýn “Türkiye’yi terörle boðuþturma” politikalarýna uygun düþtüðü de bir gerçekliktir.
Ama belki de Türkiye için en tehlikeli olaný, terör örgütünün Kürt toplumu nezdinde karþýlýk bulmasýdýr.
Bu, bugüne kadar Kemalist projelerin açtýðý yaralara raðmen etkin biçimde gerçekleþmiþ deðildir. Bunun da sebebi, terör örgütünün Stalinist kökenli olmasýna karþýlýk, Kürt toplumunun, samimi dindar Müslümanlardan oluþmasýdýr. Bu da, Kürtler nezdinde Ak Parti’nin ciddi bir karþýlýk oluþturmasýný saðlamýþtýr.
Ancak gönüllü-gönülsüz daða çýkarýlan gençlerin, hele ölümler sebebiyle bir aidiyet gediði açtýðý da unutulmamalýdýr.
O yüzden þu anda yürütülen mücadelenin hangi psikolojik sonucu ürettiðine iyi bakýlmalýdýr. Sanýrým þu hassasiyet önemlidir:
- Terör en çok bölgede yaþayan Kürt halký üzerinde tahribat yapmaktadýr. Dolayýsýyla devletin terörle mücadelesinin en önemli sonucu, Kürt halkýnýn terör örgütünün zulmünden kurtarýlmasýdýr.
- Terörle mücadele, daha çok insan öldürme amacýna yönelik deðil, daha çok insanýn terör örgütünün savaþ aracý haline gelmesini önlemek, dolayýsýyla Kürt çocuklarýný savaþ makinasýnýn öðüttüðü canlar olmaktan kurtarmaktýr. Örgüt daha çok Kürt gencini savaþ alanýna sürmek suretiyle varlýk iddiasýnda bulunmakta, bu da güvenlik güçlerinin daha çok devreye girmesini ve ölümleri getirmektedir.
- Terör örgütü, bölgesel egemenlik kurmak için en çok bölge insaný üzerinde hakim olmaya çalýþmakta, bunun için de kuvvet kullanýmýný tercih etmektedir. “Bu bölgenin hakimi benim” diyebilmek için devletten daha etkili olduðunuz intibaýný vermek durumundasýnýz, bu da herhangi bir hukukla baðlý olmaksýzýn kuvvet kullanmayý gerektirir. Vergi salmak, yargýlamak, infaz etmek böyle bir psikolojik terör ortamý oluþturmaya yöneliktir. O yüzden devlet adýna aþýrý güç kullanýmý ne kadar problemli ise devlet gücünün etkisiz kaldýðý izlenimi de o ölçüde ciddi bir problemdir.
Mücadelenin psikolojik boyutunda siyasi mücadele vasatý da son derece önemlidir. Terörle mücadele bir mutabakat zemininde yürümüyorsa, siyasi aktörlerin yýpratýlmasý hesabý ile terörle mücadeleyi yýpratma hesabý iç içe geçebilir ve “can pazarý”nýn söz konusu olduðu mücadele zemini bundan büyük zarar görebilir. Þehit yakýnlarýnýn bazý sözlerinin “siyaseten kullaným alaný”na çekilmesi, belki þehit yakýnlarýnýn aklýna hiç gelmeyen, “psikolojik savaþ malzemesi”ne dönüþtürme operasyonudur.
Olay, terörle mücadele ne kadar hayati ise o kadar hayatidir. Ve bence bunu da koordine eden bir yapýya ihtiyaç vardýr.