Galatasaray ve Fenerbahçe’nin zor da olsa 3’er puan almalarýndan sonra; Beþiktaþ ayný þeyi nasýl yapacaðýnýn stresi ile, yoðun bir baský altýnda kalabilirdi. Ama Sosa’nýn erken gelen golü, üzerlerindeki negatif yüklü elektriði çabuk boþalttý. Devrenin sonuna doðru yedikleri beraberlik golüne kadar; herhangi bir telaþ ya da panik sergilemeden, sakin oynadýlar.
Gökhan Töre, skorun ikiye çýkabileceði o anda; þut yerine Olcay’a pas verseydi, devre arasýna baþaðrýsý ile girmezlerdi. Egoist davranmasý pahalýya patladý.
Beþiktaþ, Demba Ba’nýn düþürülmesinden penaltý bekledi ama; beyaz nokta o kadar kolay gösterilemez. Penaltý, ilkyardým çantasý deðil... Demba Ba, ligdeki ilk günlerinde kolay devrilemez, ayaðýndan kolay top alýnamaz güçlü bir adamdý. Ama zaman geçtikçe o fiziksel gücünü kaybetti. Þimdi, üflesen devrilen boþ kibrit kutusu gibi hep yerlerde...
***
Tarýk Ongun, Chibuike topu çeyrek dairenin dýþýna koyarak attýðý bir korner atýþýný tekrarlattý. Ama G. Saray’da Sneijder son lig maçýnda, tüm kornerleri çizgi dýþýndan kullansa da; býrakýn tekrarý, uyaran dahi olmadý. Çifte standart o denli ileri gitti ki, eðlencelik “Çiftetelli standart” oldu.
Beþiktaþ’ýn beðendiðim tarafý; (Son anlar dýþýnda) gol attýðý ve yediði dakikalar dahil, oyuna baþladýðý düzeninden taviz vermemesiydi. Oyunun gidiþine göre deðil, önceden belirlediði ilkeler çerçevesinde maçý kararlýlýkla sürdürdü. Bir bütünlük içindeydi. Gökhan Töre’nin bazý kiþisel tercihleri dýþýnda, oyun disiplininden kopmadý... Ama buna raðmen, maç bir ara öyle bir hale geldi ki; hangi tarafýn gol atacaðý kafalarý karýþtýrdý. Gaziantep iyi direndi, pozisyon buldu.