Pulitzer’lik asparagas ve paralel yapý

Pulitzer ödülü gazeteci Seymour Hersh tarafýndan kaleme alýnan ve Suriye’deki kimyasal saldýrýnýn arkasýnda Türkiye’nin olduðunu iddia eden analiz hem Washington’da, hem de Ankara’da resmi aðýzlar tarafýndan yalanlandý yalanlanmasýna ancak paralel yapýnýn kime hizmet ettiðini de bir kez daha göstermiþ oldu.

Zira yazýda Türkiye’yi suçlu göstermeye çalýþan Seymour Hersh’in en büyük dayanaðý yolsuzluk kýlýfý altýndaki 17 Aralýk darbe giriþimi ve Dýþiþleri Bakanlýðý’nda yapýlan Suriye toplantýsýnýn gizlice dinlenip, sýzdýrýlan ses kayýtlarý oldu. Yazýda, ABD yönetimindeki Türkiye karþýtlarýnýn Barack Obama’yý nasýl etkilemeye çalýþtýklarý da satýraralarýna yansýrken, Esad’ýn kimyasal silah kullandýðýna dair en ufak bir kanýt dahi bulunmadýðýný öne süren emekli bir istihbaratçýnýn sözlerine yapýlan atýflar yer aldý. Sözkonusu istihbaratçýnýn adýnýn verilmediði yazýda, Türkiye’yi suçlayan verilerin de Rus istihbaratý tarafýndan elde edilip, Ýngiliz gizli servisine iletilen bulgulara dayandýðý ifade edildi. ABD yönetimi Hersh’in makalesini yalanlarken, Star’a konuþan Türk diplomatik kaynaklar Hersh’in daha önce de benzeri iddialarda bulunduðuna dikkat çektiler. Paralel yapýnýn Türkiye’yi uluslararasý planda suçlu gösterme çerçevesindeki adýmlarý da Hersh makalesiyle tam boyutlarýyla deþifre olmuþ oldu. Yazýsýna dayanak olarak paralel yapýnýn operasyonlarýný gösteren Hersh, Beyaz Saray tarafýndan yalanlanýrken, Pulitzer ödüllü mesleki kariyerine de sözkonusu makalesiyle önemli bir darbe almýþ oldu.

Hersh makalesinde, Türkiye ile ABD’nin Suudi Arabistan ve Katar’ýn desteðiyle Suriyeli muhaliflere yönelik destek amacýyla gizli bir anlaþmaya vardýklarý ancak muhaliflerin kaybetmeye baþlamasýyla bu politikaya yönelik eleþtiri ve gözden geçirme vurgusunun da arttýðý yorumu yer aldý.

Mayýs ayýnda Washington’da Baþbakan Recep Tayyip Erdoðan, Dýþiþleri Bakaný Ahmet Davutoðlu ve MÝT Müsteþarý Hakan Fidan’ýn ABD Baþkaný Barack Obama tarafýndan aðýrlandýðý toplantýya iliþkin de iddialar Hersh’in makalesinde yine ismi açýklanmayan kaynaklara atfen yazýldý.