Rusya Devlet Baþkaný Vladimir Putin’in her yönüyle kritik, önemli ve stratejik ziyareti öncesinde, muhtemel geliþmeler üzerine konuþmaya devam edelim.
Bu ziyaretin biri sýcak, öteki çok sýcak iki ana siyasi baþlýðý var. Sýcak baþlýk, Ankara’nýn hassasiyetle takip ettiði Kýrým sorunu. Çok sýcak baþlýk, Moskova’nýn Soðuk Savaþ’ýn bitiminden sonra belki de en aktif ilgilendiði sorun olan Suriye. Ziyaretin muazzam bir ekonomik boyutu var ki, iþin o tarafýný Putin gelince konuþmak üzere bir kenara ayýralým.
Suriye konusunda neredeyse iki zýt tezi dile getiren iki ülke, masada bu sorunu nasýl ele alacak? Önce Putin’in ziyaret öncesinde Suriye konusunda verdiði demecin bir bölümünü aktaralým:
‘Suriye’deki durum, ciddi bir endiþe kaynaðý olmayý sürdürüyor. Komþularýný yakýp yýkan, süregelen þiddetli çatýþma nedeniyle Türkiye’nin sýrtýndaki yükün tamamýyla bilincindeyiz. Bununla birlikte, hem bu ülkede hem de komþu ülkelerde, durumun daha da kötüleþmesi riski, bir zamanlar, bunlarla flört eden ve bu örgütleri cesaretlendiren Batýlý ülkeler tarafýndan aktif biçimde kullanýlan sözde Ýslam Devleti ve diðer radikal örgütlerin faaliyetlerinden kaynaklanýyor.’
Rusya, bu cümlelerde ortaya çýkan çerçevede, Türkiye’ye diplomatik bir üslupla ‘Seni herkesten daha çok etkileyen ve üzerine aðýr bir siyasi ve ekonomik yük getiren Suriye konusunda, Batý ittifakýnýn desteklediði ve kullandýðý yapýlardan uzaklaþ’ mesajýný veriyor.
Kuþkusuz Ankara açýsýndan durum sanýldýðýndan daha karmaþýk. Suriye’de sahici ve kalýcý bir deðiþim için verdiði mesajlar, karþýlýk bulmak bir yana bir kenara itildi ve bugün yaþanan savaþ ortaya çýktý. Rusya, elbette Soðuk Savaþ bittiðinde devasa bir imparatorluk sýnýrlarýndan çekilmiþ görünse de, siyasi olarak yatýrým yaptýðý alanlardan kolayca vazgeçmeyeceðini gösterdi her fýrsatta. Ancak herhalde Irak dahil hiçbir krizde Suriye’de olduðu kadar adeta gövdesini koyarak mücadele vermedi.
Suriye’nin Rusya açýsýndan stratejik deðeri, Akdeniz’e açýlan kapýsýndan tutun da, Ýran’la olan yakýnlýðý, rejimle kurduðu siyasi ve askeri iliþki, Baas’la olan ideolojik akrabalýk ve Þam’ýn geçtiðimiz yüzyýlda farklý arayýþlarý ihmal etmese de, Moskova ile kurduðu ittifak üzerinden özetlenebilir.
Ancak ikinci önemli geliþme, Moskova’nýn, önce Irak, ardýndan Suriye tecrübesinde Batý’nýn düþtüðü açmazý iyi deðerlendirmesi oldu. Rahatsýz olduðu rejimlerle ilgili askeri operasyonlarda duvara çarpan ABD ve ortaklarý, özellikle Þam’daki rejimin deðiþimi konusunda hiçbir zaman samimi ve sahici bir politika izlemedi. Bu da kelimenin tam anlamýyla Suriye sorununun çözümünde Rusya’yý ana aktör hale getirdi.
‘Esad rejimi giderse yerine gelecek iktidar dengesi bize daha mesafeli olabilir’ tezi, Mýsýr’daki Ýhvan ve Mursi iktidarý ile daha da öne çýktý. ABD ve ortaklarý, Þam’daki deðiþimin Rusya eliyle yapýlmasýna adeta kapý araladýlar ve þimdi de izliyorlar.
Peki böyle bir denklemde Türkiye ve Rusya ne konuþacaklar? Putin, ‘Rusya Federasyonu olarak, aþýrýcýlarla mücadele eden Suriye, Irak ve bölgenin diðer hükümetlerine ileride de yardým saðlamaya devam edeceðiz’ mesajýný verirken þunlarý da ekliyor: ‘Suriye hükümeti, çeþitli muhalefet gruplar, uluslararasý ve bölgesel ortaklarýmýz ve tabii ki Türk meslektaþlarýmýz ile temaslarýmýz da bu amaca yöneliktir.’
Putin, Türkiye’ye gerçekleþtireceði ziyaret sýrasýnda Cumhurbaþkaný Recep Tayyip Erdoðan ile birlikte iliþkilerde yeni ufuklar arayacaklarýný ve aralarýnda çok yakýn bir diyalog olduðunu da belirtiyor.
Bakalým bu diyalog, masada nasýl bir müzakere ve ortak arayýþa dönüþecek? Zor baþlýklar, hassas sorunlar; ama kesinlikle Ankara ve Moskova arasýnda beklenenden hýzlý geliþen bir yeni dönem.
Bu tarihi ziyareti ve yeni dönemi konuþmaya devam edeceðiz.