Suriye’nin kuzeyinde neler yaþanabilir? Türkiye nasýl bir adým atacak? Bugünlerde en çok sorulan soru bu. Türkiye’nin Suriye sýnýrý ne gibi geliþmelere gebe? Ýki gün boyunca Ankara’da bu sorunun yanýtýný aradým. Üst düzey yetkililerle görüþerek tabloyu anlamaya çalýþtým. Lafý dolandýrmadan net bir þekilde söyleyelim. Ankara sýnýra yýðýnak yaptý, çünkü caydýrýcý olmak istiyor. Þimdilik bir müdahale planý masanýn üzerinde deðil. Ancak PYD, Cerablus-Öncüpýnar arasýnda DEAÞ kontrolü altýndaki bölgeye müdahale ederse, Türk askeri bu bölgeye girecek ve engel olacak. Burasý son derece net. Ankara anlaþmasýna göre de buna hakký var, Ankara’da sorularýmý yanýtlayan yetkililere göre. “Ankara anlaþmasýna göre müdahale ve sýcak takip yetkisi var. Girmede sýkýntý yok, kalmada sorun var. Gireceðimiz kalacaðýmýz anlamýna gelmiyor”. Bu cümle önümüzdeki günlerde yaþanacak geliþmelerin de anahtarý aslýnda.
Diplomasinin tepesindeki isimlerden bir baþka yetkilinin konuyla ilgili sorularýmý yanýtlarken kullandýðý “Biz hiçbir zaman tek baþýmýza güvenli bölge oluþturacaðýz demedik” cümlesi de atýlmakta olan ve atýlacak olan adýmlarýn çerçevesine iliþkin ipucu veriyor. Türkiye atacaðý adýmlara hem Suriyeli ýlýmlý muhalifleri hem de müttefiklerini de katmak istiyor.
Ayný yetkili, “Ýlk gündeme getirdiðimiz zaman güvenli bölge kurulmuþ olsaydý DEAÞ ile mücadele daha etkili bir noktada olurdu. Göçmenlerle ilgili durum daha farklý olurdu” þeklinde konuþuyor.
Ankara, caydýrýcý yönü daha ön planda olan adýmlar atmaktan yana.
“Top atýþý mesafesi”ndeki bir bölgeyi de sýnýrý “geçmeden” güvenli bölge olarak belirleyecek.
Ancak, PYD Cerablus’a doðru ilerlerse, ki ilerleyeceði yönünde verilerin olduðu konuþuluyor Ankara’da, Türkiye net bir þekilde müdahale edecek. PYD’nin Fýrat’ýn batýsýna adým atmasý Ankara’da alarm zillerinin çalmasýna neden olacak.
Bu arada koalisyon uçaklarýnýn alýþýlmýþýn dýþýnda bir þey yapýp, son birkaç günde muhaliflere destek olarak yorumlanabilecek þekilde DEAÞ’ý vurduðu da Ankara’nýn kaydettiði bilgiler arasýnda, bazý kaynaklarýma göre.
Askerler DEAÞ’a müdahale talimatýný yerine getirmedi mi?
Askerlerin yaklaþým farklýlýklarý da önemli bu noktada. Belki de geliþmelerin ivmesinde belirleyici olacak oranda bir yaklaþým farklýlýðýndan bahsediliyor.
Örneðin Haziran 2014 tarihinde Erbil’de DEAÞ’a karþý harekete geçilmesi için askerlere talimat gidiyor. Ancak askerler bu talimatý uygulamýyor, Yeniçað yazarý Ahmet Takan tarafýndan dillendirilen iddiaya göre.
Gülay Göktürk’ün 2 Temmuz tarihli yazýsýnda alýntýlanan Ahmet Takan’ýn bir TV programýnda sarf ettiði sözlerini burada hatýrlayalým:
“IÞÝD Musul’a doðru yürürken Barzani’nin Türkiye’ye ‘yardýma koþun’ çaðrýsý yapmasý üzerine Genelkurmay Baþkaný Özel’e yazýlý talimat verilmesine raðmen Özel’in ‘Ben Barzani’nin arkasýný kollayacak maceraya Türk Silahlý Kuvvetleri’ni sokmam’ dediði bir gerçek, bunlar biliniyor.”
Askerlerin yaklaþýmýnýn ABD politikalarýyla pek çeliþmediði de yine kulislerde dile getirilen yorumlar arasýnda bulunuyor.
Uzun lafýn kýsasý ABD, bölgede neyi bölüyor, neyi çarpýyor?
Þöyle oturduðumuz yerde sýrtýmýzý geriye yaslayýp bir düþünelim. Suriye, Irak, Yemen ve Libya. Hareketli olan bu coðrafyalarda geometrik kavramlarla anýlýyor siyaset. Irak ya da Suriye ya da Libya veya Yemen kaça bölünecek? Kim nerede toplanacak? Hangi grup nereden çýkarýlacak? Bu sorular uzun bir süre daha soruluyor olacak. Amerika’nýn son bir yýldaki Ortadoðu politikalarý bir dönemlerin Ýngiltere’sinin cetvelle ülke sýnýrlarý çizen siyasetini andýrýyor, bazý gözlemcilere göre. Ankara atacaðý kritik adýmlarla da kendi coðrafyasýndaki bu sürecin gidiþatýnda belirleyici bir rol üstlenebilir, kanýmca. Kurallarý tek bir oyuncu belirlemiyor, burada altýný çizelim.