Beşiktaş son ana sıkıştırdığı transferden eli boş döndü, benimsediği transfer politikasından sonuç alamadı malum. Kadro derinliği açısından problemli bir durumda bence. Takımın futbolu da henüz kapalı kutu.
Beşiktaş’ı bir 3-4 maç daha alıcı gözle izlememiz gerekiyor. Özellikle rakibe baskı kurması gereken anlarda ne ölçüde “hücum üretkenliği” sağlayacak, temel sorulardan biri bu.
Bütün bunlara bakınca, Quaresma’nın takıma kazandırılması şart. Zaten yönetimin başından beri yapması gereken buydu, ama tam tersini yeğledi. Yönetimin son dakika transferi işlemediği gibi, “Q7’yi gönderme stratejisi” hiç mi hiç işlemedi. Buna “strateji” demekte bile zorlanıyorum, çünkü yönetimin ne yapmaya çalıştığını hala anlamış değilim.
İlk günden itibaren uyarıda bulunmaya çalıştım “Q7’yi değersizleştirmeyin” diye. Üzerine düşünülmemiş, keyfi bir burun sürtme anlayışının vardığı yer burası işte. Şimdi yönetimin Q7’yi tekrar takıma kazandırması yetmez. Önlerinde Ocak ayına kadar vakit var, bu süreçte sözleşme yenilemenin bir yolunu bulmalılar. Gülünç bir rakam önermeden, rasyonel bir orta yol bulmaya çalışarak.
Saçma bir nedenle kadroya alınmayan, bir suçu yokken ikide bir “affedilme”sinden dem vurulan Q7, Ocak ayında gelecek sezon için başka bir takımla anlaşır, yuvadan bedavaya uçarsa bunun izahı olmaz. Hele de o takım bir Süper Lig takımı olursa, onun hiç izahı olmaz. Kimi yönetici ve yorumcuların durmaksızın performansını aşağıladığı Q7 bir de o takımda harikalar yaratırsa, işte onun hiç mi hiç izahı olmaz.
Bugün bile “Q7’ye talip çıkmadı” mealindeki yönetici demeçlerini duyuyor, şaşırıyorum. Adamı kadroya almadınız, hazır olma fırsatı tanımadınız. Bu koşullardaki bir oyuncuya hangi kulüp para döküp saçar? Gelecek sezon bedavaya takıma katma şansı varken?
Herhalde onlar Q7’yi hazırlık kampına götürmezlik etmezler. Şimdi biri çıkar “Aman, madem böyle olacak, hiç oynatmayalım daha iyi” akılları da verir yönetime. Ona da hiç şaşmam.
Q7, Guti, Simao gibi adların gelişini takımın başında Schuster gibi bir ad olduğu için çok önemsemiş, olumlu karşılamıştım. Bu tip oyuncuların dilinden anlayan, Madrid’de yaptığı gibi onlardan yüksek performans alabilecek bir addı. Schuster döneminde Q7 ve Guti’nin ne performansı ne de kişilik özellikleri fazla tartışma konusu oldu. Ardından yapılan teknik adam tercihleri bu adların sonunu hazırladı. Bütün bu adlar bir anda “defolu” oldu çıktı ne hikmetse. Q7’nin düştüğü durum sadece şimdiki yönetim ve teknik heyetin değil, öncekilerin de suçu. Hala yanlıştan dönmek için fırsat da zaman da var. Beşiktaş yönetiminin ve Samet Aybaba’nın akılcı bir seçeneğe meyletmesini umuyorum.
Bitirirken: Kapalı’nın kombine fiyatlarına akıl erdirememiş, o konuda özel bir yazı yazmıştım. Şimdi de Elazığ maçının Kapalı fiyatlarına hiç akıl erdiremedim. Anlayan biri varsa gelsin bana da anlatsın.
