Cami duvarlarýna kuþ evi yapan... Yaralý göçmen kuþlarý tedavi için vakýf kuran...
Fakir kýz çocuklarý için çeyiz tedarik eden...
Rahmet toplumu, rahmet insanlarý nerede?
Çocuklara yönelik cinayetleri konuþuyoruz her ortamda.
Çocuk istismarýný konuþuyoruz.
Anne - babalara yönelik cinayetleri konuþuyoruz.
Kýyýlamayacak olanlara kýyýldýðýný, el kaldýrýlamayacak olanlara el kaldýrýldýðýný konuþuyoruz.
Biz biz olmaktan çýkýyor muyuz yoksa?
Biz ne oluyoruz peki?
Ýslam kültüründe “Üç aylar” diye bilinen mevsime girdik..
Peygamberimizin bu mevsime iliþkin “bereket dileði” var. “Bereket” iyilikler anlamýna geliyor. Üç aylarýn sonuncusu Ramazan. Oruç ayý. Peygamber aleyhissalatü vesselam, Ramazan biterken, mü’min kiþiliðin adeta“cennetlik bir insan” haline gelmesini arzu ediyor.
Yani Rasulullah bu mevsimi, bir kiþilik inþasý zemini olarak görüyor.
Kutlu Doðum mevsiminin içinden geçiyoruz.
Bütün bu mevsimler, kendi baþlarýna bir þey deðildirler. Ýnsanýn alakasý mevsimlere anlam kazandýrýr. Ýnsan o mevsimden kendisine bir þey taþýyabiliyorsa, mevsimin içi dolmuþ demektir. Üksi takdirde mevsimler geçer gider, insan olduðu gibi kupkuru kalabilir.
Þimdi düþünelim, bizim toplumumuz üzerinden kaç üç aylar, kaç Ramazanlar, kaç Hac mevsimi, kaç namaz vakti geçmiþtir. Alan alýyor, almayan kupkuru kalbiyle kalakalýyor.
Kupkuru kalbiyle kala kalanlar çoðaldýkça, çocuk ya da anne - baba cinayetlerini daha çok konuþmaya baþlýyoruz.
Kutlu Doðumu konuþmak demek, “Rahmet Peygamberi”ni konuþmak demektir oysa.
“Rahmet Peygamberi”ni konuþmak demek, “Ýyi ki doðdun ey Muhammed!” demek deðildir, O’nun muazzez kiþiliðinden kiþiliklerimize güzellikler taþýmak, O’nun “rahmet hüviyeti”nden, yüreklerimize sevgi, merhamet ve insanlýk taþýmak demektir.
Gizem’i öldüren “Genç”in yüreðine ne taþýnmýþtýr ki, oradan böyle bir kan tutkusu çýkmýþtýr? Ne verdik ya da ne veremedik ki, Halik’ýn, “masum” yarattýðý “bebek”lerden katil yontar hale geldik?
Üç aylar...
Recep, Þaban, Ramazan...
Sayýn ki bir diyet süresi.
Diyetisyeninize gittiniz ve size, “saðlýklý bir bünye” için bir hayat standardý sundu. “Þunu ye, þunu iç, þöyle uyu, þöyle hareket et”dedi. Üç ay sonra vardýnýz ve yeni bir kontrolden geçtiniz.
Burada da bir kiþilik diyeti söz konusu. Üç ay süreyle, kalbinizden baþlamak üzere, beyninizden baþlamak üzere, tüm uzuvlarýnýzý dikkate almak üzere, hem kendi ruh ikliminizi hem tüm insan iliþkilerinizi yeniden ve Yaratan’ýn hoþnutluðunu hedefleyecek bir formatta tanzim edeceksiniz. Ýsterseniz bir “kalb doktoru”na gidin, isterseniz kendi gönül dünyanýzda köklü bir özeleþtiri yapýp, kendi kendinizi disipline edin.
Aslýnda üç aylýk kiþilik diyetine gerek yok, bir müslüman için her gün, diyetli bir gündür. Diyetli, yani disiplinli.
Günde beþ vakit Yaradan’ýn Huzuruna varan ve bu sebeple her anýný huzura varacakmýþ bilinciyle yaþayan bir insanýn, ayrý bir diyet disiplinine ihtiyacý olur mu?
Ama gelin görün ki, “Günün o beþ vaktinde Huzura vardýðýmýzda bile gerçekten bir huzur hali yaþayabiliyor muyuz?” sorusu var.
Elleri kirlenmiþ, gözleri kirlenmiþ, daha da kötüsü kalbi ve dimaðý kirlenmiþ olarak Yaradan’ýn huzuruna varýlýr mý?
Günde beþ vakit abdest alan ve abdesti alýrken, yürek kirlerini, dimað kirlerini yýkadýðýný bilen insan, kirlenir mi hiç?
Ama abdest alaný bulmalýyýz önce, namaz kýlaný bulmalýyýz, Rabbin divanýna durduðu bilincini kuþananý bulmalýyýz.
En önce “Bismillahirrahmanirrahim” diyeni, yani hayatýnýn her anýna “Rahman ve Rahim olan Allah’ý tanýk gösteren”i bulmalýyýz.
Kendimize bakmalýyýz.
Üç aylar olmasaydý biz, biz olmayacak mýydýk?
Bizim yeniden “Müslümanýn yufka yüreði”ni bulmaya ihtiyacýmýz var. Ýnsanoðlunun o yufka yüreði bulmasý lazým.
Neredeyse bebelere bile tecavüz edip öldürecek caniler çýkacak içimizden.
O zaman Allah’ýn “mükerrem” yarattýðý insandan bahsedilebilir mi?
Ýnsan gidiyor elimizden avucumuzdan. Geriye bir canavar posasý kalýyor. Kur’an diliyle “Hayvandan daha sapkýn!”
Ýnsanýn canavarlaþtýðý bir dünya, kýyameti gelmiþ bir dünyadýr.
Ýnsanoðlu “Rahmet Peygamberi”nin elinden tutmazsa... Ýhtimalini düþünmek bile ürkütücü.
“Gel ey Muhammed bahardýr. Dudaklar ardýnda saklý aminlerimiz vardýr. Hacdan döner gibi gel. Miracdan iner gibi gel. Bekliyoruz yýllardýr.”