Üç ülke ve üç ekonomi, tam þu sýralar, çok yakýndan izleniyor; hatta izlenmekle kalmýyor; deyim yerindeyse paçasýndan tutulup aþaðýya çekilmek isteniyor. Türkiye, Rusya ve Brezilya...
Ýki gün sonra Brezilya’da seçimler var. Ýþçi Partisi adayý ve halen Baþkan olan Dilma Rousseff önde gidiyor. Anketler, yeniden Dilma Rousseff’in seçileceðini gösteriyor. Týpký Cumhurbaþkaný Erdoðan gibi, Rousseff de geçen hafta BM kürsüsünden yaptýðý konuþmada BM yapýsý ve Batý’nýn ekonomi-politikalarýný eleþtirmiþti. Rousseff’in vurgularý þöyleydi:
“Her askeri müdahalede barýþ ortamýndan biraz daha uzaklaþýyor ve çatýþmalarýn derinleþtiðine þahit oluyoruz. Sivil kayýplar ve insanlýk dramlarýnýn artýþýný gözlemliyoruz. Bu barbarca tutumlarýn ahlaki, etik ve sivil deðerlerimizi yaralamasýný kabul edemeyiz.”
Konuþmasýnýn devamýnda BM Güvenlik Konseyi’nin acilen geniþletilmesi gerektiðini savunan Rousseff, temsil edilen ülke sayýsýnýn artýrýlmasý ve karar mekanizmasýnýn iyileþtirilmesi gerektiðini dile getirdi. Ayrýca Rousseff, Ýsrail’in Gazze saldýrýlarýný da sert bir dille eleþtirdi.
Üç ülke hedef...
Ýþte bunlarý vurgulayan bir liderin ülkesindeki ekonomiye sizce saldýrý olur deðil mi; þu an Rousseff’in seçilmemesi için küresel finans oligarþisi elinden gelen herþeyi yapýyor. Dilma Rousseff, þu günlerde Cumhurbaþkanlýðý seçimi öncesi Erdoðan’a yapýlan muameleye benzer bir baský ile karþý karþýya.
Öte yandan Gallup’un yaptýðý son araþtýrmaya göre Rus halkýnýn yüzde 83’ünün desteðini alan Putin meselesi var Batý’nýn karþýsýnda. Rusya’ya yapýlan ya da yapýlmasý planlanan yaptýrýmlar þimdilik yüksek miktarda sermaye çýkýþlarýna neden oluyor. Ama bu yeni bir þey deðil, Ukrayna kriziyle birlikte olan süreçte, artarak devam eden bir eðilim bu. Nitekim nisan ayýnda Fitch “Rusya’dan yýlýn ilk çeyreðinde yaþanan yüksek orandaki sermaye çýkýþý, Rusya ekonomisi ve kredi profili için risk oluþturmaktadýr” diyordu.
Ayný tarihlerde hatta 2013 yýlýnýn baþýndan itibaren de derecelendirme kuruluþlarý, Brezilya’yý tehdit ediyorlar. Bu senenin mart ayýnda, Standard & Poor’s, Brezilya’nýn uzun vadeli tahvil notunu ‘çöp’ seviyesinin bir seviye üzerine indirirken, bunun nedeni olarak yükselen borç ve zayýflayan ekonomik büyümeyi gösteriyordu. Ama bu not indirimi gelmeden önce de Brezilya, Dünya Kupasý öncesi karýþmýþtý. Biliyorsunuz, ayný tarihlerde, bizde de Gezi olaylarý vardý.
Þu çok açýk, bir zamanlar IMF’nin yaptýðýný þimdi derecelendirme kuruluþlarý ile yapmak istiyorlar. Bugün gelecek olan Fitch Türkiye deðerlendirmesinin ana hatlarýný ben size yazayým; ‘zayýflayan büyüme, artan enflasyon ve özel sektör borç yükü’ temel þikayet noktalarý olacak. Rusya biraz daha ayrýdýr ama Türkiye ve Brezilya gibi ülkelerde bir sonuç olarak karþýmýza gelen kronik enflasyon, özel sektör borç yükü, yetersiz tasarruf gibi sorunlar, bu ülkelerin þimdiye kadar Fitch gibi kurumlarýn iktisadi aklýný (!) takip ettikleri içindir. Þimdi hem Türkiye -Erdoðan’la- hem de Brezilya -ilk önce Lula da Silva ve sonra Rousseff ile- 1947’den beri devam eden, 1990’larda Washington Uzlaþýsý ile yenilenen yeni sömürgeci bu iktisadi ‘aklýn’ dýþýna çýkýyor. Ve hemen notunuzu indiririz, sizden sermaye çýkýþýna baðlý olarak paranýz devalüe olur; batarsýnýz diye tehditler geliyor. Öncelikle þunu söyleyelim ki Türkiye, kendisine 1947’den beri dayatýlan bu iktisadi çemberden çýkacak. Ama daha önemlisi Türkiye, artýk Fitch gibiler notu indirdi diye çýkacak sermaye ile batacak bir ülke deðil. Zaten böyle bir sermayeye de ihtiyaç yok bu ülkelerde.
Çerkezköy Organize Sanayi Bölgesi
Geçen gün Türkiye’nin en büyük ve en eski Organize Sanayi Bölgesi olan Çerkezköy Organize Sanayi Bölgesi’ne (ÇOSB) Baþkan Ömer Sarýoðlu’nun daveti üzerine gittim. ÇOSB’nin hikayesi ve oluþumu Türkiye’nin sanayileþmesinin hikayesidir bir bakýma. Bunu baþka bir zaman yazacaðým. ÇOSB’de 321 büyük sanayi parseli (3.000m2 üstü) bulunuyor ve bunlardan 284’ü üretim ve üretime geçme aþamasýnda. Bu tesislerden 29’u yabancý yatýrýmcýlara ait. ÇOSB’nin istihdam hacmi þu an 60 bin kiþi.
Ancak, Ýstanbul sýnýrý nedeniyle Türkiye’nin en eski sanayi yerleþim alanlarýndan biri olan Çerkezköy’ü aratmayan sanayi bölgeleri Anadolu’da, son on yýlda gerçekleþti. Türkiye’de sanayinin çok önemli sorunlarý var ama bunlarýn hiçbiri palyatif finans piyasasý önlemleri ve aklý ile çözülecek sorunlar deðil.
Bugün Türkiye ekonomisinin belkemiðini oluþturan imalatçý ve ihracatçý KOBÝ’lerin en büyük sorunu, ilk yatýrým maliyetleri ve çok yüksek finansman maliyeti; yani arazi rantý ve faiz yükü. Peki Fitch gibiler bize ne ögüt veriyor; ‘enflasyon var; merkez bankasý faiz artýrsýn, dýþ borç fazla gözüküyor, merkez bankasý kredi hacmine baksýn. Bankalar kredileri kýssýn; yatýrýmlarý durdurun.’ Peki bunun sonucu ne; daha fazla arazi rantý, daha fazla ithalat, daha fazla faiz ve tüketim... Tabii her yönüyle çürüyen bir toplum... Ayrýca, Türkiye’de özel sektörün dýþ borcu altýndan kalkýlamayacak düzeyde diye rapor yazanlara tavsiyem, bunu masa baþýnda deðil de, Ýstanbul ya da Gaziantep gibi büyük organize sanayi bölgelerinin olduðu sanayi bölgelerini gezerek yazmalarý. Çoðu, Türkiye’nin ilk bin sanayi kuruluþu arasýnda yer alan bu iþletmelerin yabancý sermayeli olanlarýn borcu zaten ayrý bir muhasebeleþtirme konusu ama yerli firmalarýn da borç yükünün, karþýlýðý olan borçlar olduðunu görürsünüz. Ayrýca, sanayicinin borç yükünün karþýsýnda banka sistemi vardýr. Türkiye’de 2002’den beri banka sistemi, KOBÝ’lere çok zor hacimli kredi tahsis ediyor.
Çerkezköy Organize Sanayi Bölgesi’nin hikayesine devam edeceðiz. Bence Türkiye, tam bu bayram arefesi, Fitch’in ne dediðine hiç kafayý takmasýn, ekonomi ile dertlenmek isteyenlerin, bu iþ ve aþ yaratan alanlarýn nasýl çoðalabileceðine kafayý yormalarýný öneririm.
Mesela ÇOSB Baþkaný Ömer Sarýoðlu, Çerkezköy Sanayi Odasý kurmak istediklerini ama bu konuda ‘akýl almaz’ bir bürokrasiye takýldýklarý için kuramadýklarýný ve sanayicinin sesinin, bu ülkede þimdiye kadar benzer engellemelerle çýkamadýðýný söylüyor. Fitch gibilerinin, rantçýnýn, faizcinin sesi yerine, çalýþanýn, üretenin sesinin çýkmasý dileði ile iyi bayramlar dilerim.