Rasim Başkan yapılması gerekeni yaptı

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçiminin tekrarlanmasının en hayırlı tarafı, şer ittifakının taktığı gülen adam maskesinin düşmesi. Yüksek Seçim Kurulu’nun İstanbul’la alâkalı kararını açıklayana kadar botokslu yüz ifadesiyle herkese gülücükler dağıtan CHP/HDP/PKK/İP/FETÖ birleşenleri, YSK’nın seçimin iptal edilmesi kararını açıklamasıyla gerçek yüzlerini gösterdiler. Tehditler, küfürler, aşağılamalar havalarda uçuşuyor. 

Fethullahçı Terör Örgütü’nün “Her şey güzel olacak” sloganıyla birbirlerini motive etmeye çalışan şer cephesi birleşenlerinin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı Ekrem İmamoğlu, 15 Temmuz Anadolu’yu işgal teşebbüsü sonrası kapatılan Kuleli Askeri Lisesi’ni arkasına alarak FETÖ’nün mezkûr sloganını atarken, CHP Bursa Milletvekili Nurhayat Altaca da Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde darbeli mâni okudu: "Kaynayan kazan taşmaz mı, sandıkları aşmaz mı, seçmenin oyunu yok sayan darbeyle buluşmaz mı?'' 

Nurhayat’ın, şekersiz sakızlarda çıkan mânilerden bile daha kötü olan mânisi aslında şer ittifakının zavallı ve çaresiz hâlini de gösteriyor. 

Sandıktaki organize hırsızlığı tespit edip iptal başvurusu yapan Ak Parti’nin haklı talebini değerlendiren YSK üyelerine bu süreçte yapılan tehditleri hatırlayalım. Ne diyordu CHP Grup Başkanvekili Engin Altay: “İnsan içine çıkacak yüzünüz olsun, çocuklarınızın torunlarınızın yüzüne bakacak yüzün olsun. Kızılay'da sizi yürütmezler, yüzünüze tükürürler.” 

YSK bu tehditlere boyun eğmeyip seçimin yenilenmesi kararını verdikten sonra da, CHP’nin başına müstehcen kaset üzerinden ataması yapılan Kemal Kılıçdaroğlu tarafından ‘çete’ ilan edildi! Suçüstü yakalanmanın paniğiyle şer ittifakı ağzına geleni söylüyor, hırsızlıklarını yüzlerine vuranlara saldırıyorlar. Histeri nöbetindeler!.. 

Histeri nöbetine, bir şekilde cemiyette ünlenmiş isimler de katıldı. FETÖ’nün “Her şey güzel olacak” sloganıyla sandıktaki hırsızlığı örtmeye çalışan ünlülere tepki gösteren Nevşehir Belediye Başkanı Rasim Arı da şer cephesinin hedefi oldu. Belediye Başkanı Arı Twitter’daki hesabından şunları yazdı: "Milletimizin millî ve mânevî değerleriyle sorun yaşayan, yeri geldiğinde terör örgütü propagandası yapan. 15 Temmuz hain gecesinde ortalara çıkamamış, Berkinleri her durumda anıp da Yasinleri Erenleri asla anmayan. Gezi’de çapulcularla bir ve beraber olarak vandallığa destek olan ve ülkenin bekâsı söz konusu olduğunda devamlı kaçak güreşmiş fakat YSK kararının hemen ardından aniden aslan kesilen, kendilerini sanatçı olarak addedip 'millî ve mânevî toplum öncülüğü' rollerini hiçe sayan 'şahısların' bu dakikadan itibaren şehrimde, tarafımızdan düzenlenecek olan en ufak dahi olsa bir programda sahne alamayacaklarını Nevşehir Belediye Başkanı olarak tamamen 'kanaat özgürlüğüm' çerçevesinde ilan ediyorum." 

Arı’nın, kirli geçmişlerini hatırlatıp bundan sonra Nevşehir’de düzenlenecek programlara çağırmayacaklarını açıklamasıyla histeri nöbetleri azan bir şekilde ünlü olmuşlar sosyal medyada linç başlattılar. Lâkin Rasim Arı linç girişimi karşısında bırakın geri adım atmayı dik duruşunu daha da kavileştirdi. Cumartesi günü UMED’in Aksaray Üniversitesi’ndeki sertifika verme törenine katıldıktan sonra, azgın güruha karşı dik duruşundan dolayı hem tebrik hem de destek amacıyla Nevşehir’e geçtim. Sayın Başkan iftar programında da dik duruşunu sürdüreceğinin işaretini verdi: “Yine terbiyesizlik ettiğiniz zaman haddinizi bildireceğimden şüpheniz olmasın. Bu ülkenin Cumhurbaşkanı’na, liderine, Recep Tayyip Erdoğan’a akla gelmeyecek, ifade edilemeyecek hayâsızca küfredeceksiniz, eşine küfredeceksiniz, bu milletin hanımlarına küfredeceksiniz; neden, sırf sizin gibi olmadıkları diye. Biz de size, yok arkadaş otur oturduğun yerde deyince biz ‘yobaz’ oluyoruz! Eğer bu şekilde size had bildirmek yobazlıksa, evet, ben bir yobazım. Ve size de haddinizi bildirmeye devam edeceğim.” 

Sayın Rasim Arı’nın göstermiş olduğu dik duruş umarım Ak Partili yetkililere örnek olur da, azgın güruh hayâsızca saldırırken sesleri gür çıkar!