Galatasaray kritik bir süreçten geçiyor... Hayati önemdeki Real Madrid maçý öncesinde; iþi dalgaya vuracak hali yoktu. Ne yapýyorsa, ne yapacaksa ciddi olmak zorundaydý... Bu zorunluluk, Ýstanbul Büyükþehir maçýna da ister istemez sorumluluk yükledi. Bu yüzden Galatasaray; kararlý, sýký, etkin ve pozisyonlu baþladý... Oyunun mutlak hakimi olmasý için, belirli bir sürenin geçmesi gerekmedi. Derhal olaya, duruma, maça, her þeye hakim oldular.
Zaten Ýstanbul Büyükþehir de; Webo'yu Fenerbahçe'ye kaptýrarak belirgin bir güç kaybýna uðramýþtý. Üstüne üstlük Holmen de cezalý olunca, zaten daha baþtan boynu kýldan inceydi.
***
Burak'a harika ara pasýyla müthiþ bir gol attýran Drogba ve þutu direkten dönen Sneijder; Galatasaray'ýn derli-toplu görünmesinde kritik isimler oldular. Özellikle Drogba, ders verir gibi oynadý. Takým onlarýn sayesinde, sezonun en parlak mücadelesini veriyordu. Galatasaray; çarþamba gecesi oynanacak Real Madrid maçý öncesi, çok ciddi umut mesajlarý verdi. Dört gün sonra her þey olabilir.
***
Hakemin Can Arat'a gösterdiði sarý kartý anlamadým. Ýlk pozisyonda Burak rakibinin kaþýný yardý. Pozisyonun devamýnda normal bir ikili mücadele varken; Burak pes edip durunca, hakemin Can'a (Çekme, itme, orantýsýz güç kullanma ya da formaya asýlma gibi hiçbir eylemi yokken) anlamsýz bir kart gösterdi.
Burak, daha oyunun hemen baþýnda yere düþünce; tribünlerde penaltý beklentisi oluþtu ama; devam kararý doðruydu. Hatta hakemi aldatmaya yönelik bir sarý kart bile çýkabilirdi. Çünkü kendini yere býraktý.
Neyse; herkesin unuttuðu bir pozisyondan ekstra sorun çýkarmayalým. Kýllýk olmasýn!
***
Galatasaray skorun erken sayýlabilecek anlarda 2-0 olmasýndan kaynaklanan bir duraksamayý ikinci yarýda yaþasa da; kontrolü elinde tutuyordu. Görünen pasif tablo, açýk el freni deðil; Ýspanya'yý hesaba katan bir aktif dinlenmeydi.