Refah iktidara adým adým yaklaþýr…

DYP-SHP koalisyon hükümeti 5 Nisan 1994 Cumhuriyet tarihinin en büyük bunalýmýyla karþý karþýya geldi. Eski Ýçiþleri Bakaný rahmetli Ýsmet Sezgin partisinin yönetimini þöyle yorumlayacaktý: "Partinin genel baþkaný hesabýný veremediði bir servetin sorumluluðunu taþýyordu. Biz de DYP Gurubu olarak ayný sorumluluðu üstlenmek zorunda kalmýþtýk! Parti tümüyle bir aile þirketine dönüþmüþtü.

Türkiye dümensiz bir gemi gibi saða sola yalpalýyordu ki 5 Nisan kararlarý ülkenin orta yerine bomba gibi düþtü.  Hükümet daha ucuza borç bulabilmek için faizleri düþürmek istemiþ, ancak parasý olanlar hükümete güvenmediðinden bu yeni düzen duvara toslamýþtý.  Yerel seçimler öncesi alýnacak tasarruf tedbirleri belki ekonomik bunalýmý engelleyebilirdi. Ancak seçimlerden önce seçmenin tepkisini çekmemek için hiç bir önlem almadý hükümet. Ocak 1994'de 15 bin TL olan dolar 38 bin dolara çýkmýþtý. Bankalar kredi vermeyi kesmiþ, þirketler iflasýn eþiðine gelmiþ, iþten çýkarmalarla bunalým ülkeyi teslim almýþtý. Ne var ki hükümet gerekli kararlarý almayý 27 Mart yerel seçimlerinden sonrasýna erteledi. 

Ve ekonomik önlemler paketi 5 Nisan'da açýklandý. Kararla-yolunda herkes fikir birliði etmiþti. Türk lirasý bir anda yüzde 35 deðer kaybetti. Bunalým sürecinde liranýn deðeri yüzde 150 oranýnda düþecekti. Kararlardan sonra üç bankaya el konuldu, enflasyon yüzde 149'u buldu, ülke o yýl yüzde 6'dan fazla küçüldü. Yaklaþýk 500 bin  kiþi iþsiz kaldý; dövizle borçlananlar birbiri ardýna iflas etti.  Derken 9 Nisan günü Vehbi Koç ve Sakýp Sabancý CB Demirel'den Anayasanýn 119. maddesini iþletip olaðanüstü hal ilan ederek ekonomiye el koymasýný istedi.

Gerçi ekonomik paket açýklanmamýþtý ama halk boðuluyor, cebindeki para hiç bir iþe yaramýyordu ! Böyle bir ortamda millet sandýða gitti. Bu yaþananlarýn  bir suçlusu olacaktý... 

Refah içinde eski tüfeklere "ak sakallýlar" deniyordu. Ancak 27 Mart 1994 yerel seçimlere damgasýný vuranlar RP'nin çok daha genç, daha vizyon sahibi, dünyadaki geliþmeleri çok yakýndan izleyen ve doðru okuyan kadrolarýydý.  O günlerde kimse bilmiyordu ama bu yenilikçi, genç kadronun içinden sonraki yýlarda Türkiye'yi uzun yýllar yönetecek  Recep Tayyip Erdoðan çýkacaktý. Sonuçlar geldikçe þaþkýnlýk iyiden iyiye arttý.  DYP ve ANAP ilk iki sýrada gözükse de seçimi asýl kazanan Refah Partisiydi. Refah Partisi yüzde 19.1 oy oranýyla üçüncü partiydi yüzde 21.4 alan DYP'yle yüzde 21 alan ANAP'ýn ardýndan! Tabii RP aralarýnda Ýstanbul'la Ankara'nýn olduðu 5 büyükþehir belediyesini kazanmýþtý! Milli Görüþ iktidar yürüyüþünü baþlatmýþtý.

Yerel seçimler bitmiþti ama Türkiye cayýr cayýr yanýyordu. PKK gündemin birinci sýrasýndaydý artýk. Tansu Çiller teröre büyük darbe vuracaktý ancak ne pahasýna? Susurluk pahasýna mý örneðin? MÝT'in hükümete verdiði PKK'ya yardým eden Kürtler listesinde 940 devlet memuruyla 67 iþ adamýnýn adý vardý. Önce Kürt iþ adamý Behçet Cantürk'le þoförü, sonra Cantürk'ün avukatý Yusuf Ekinci, daha sonra iþ adamý Fevzi Aslan ve yeðeni, ardýndan Saðlýk Bakanlýðý Teftiþ Kurulu Baþkan Yardýmcýsý Namýk Erdoðan.. Derken PKK'ya sürekli para aktardýðý öne sürülen Savaþ Buldan ve iki arkadaþý ve diðerleri.. Toplam yirmi kiþi bir çýrpýda öldürüldü. Türkiye karmakarýþýk bir dönemi yaþýyordu: Ekonomik bunalým, yoksullaþma, terör halký ezmiþ, unufak etmiþti...

(YarýnTerör azdýkça azarRefah 1995 seçimlerinden birinci parti olarak çýkar.)