Suriye ve Irak'ta krizler ve buna baðlý olarak çatýþmalar derinleþtikçe, Ortadoðu'da yeni ittifaklar, yeni siyasi dengeler ve yeni siyasi birliktelikler zorunlu olarak ortaya çýkmaktadýr. Çünkü Ortadoðu’da yer alan Irak ve Suriye devletlerinin ve Kuzey Afrika’da yer alan Yemen ve Libya devletlerinin artýk eski statükoya geri dönemeyecekleri açýkça anlaþýlmýþtýr. Bu devletlerin müstakbel kaderleri ve bu kaderi tayin edecek güçlerin, bu devletler yerine kimleri iþaret edecekleri Ortadoðu’da yaþayan bütün devletleri çok yakýndan ilgilendiriyor.
Anlaþýlan o ki, Ortadoðu yeniden þekillenecektir. Ýster beðenin ister beðenmeyin, bir sýcak patates þimdi herkesin avucunu yakmaya aday. Tam da burada önem taþýyan soru; bu sýcak patatesin avucumuzu yakmadan onu nasýl kontrol edeceðimizdir? Bütün kontrolün bir imkan olarak salt elimizin altýnda olmadýðýný bilincimizden çýkarýp, siyaset havuzuna dahil ettiðimizde sorunun ne kadar ciddi ve yaþamsal olduðunu bir kez daha görme fýrsatýný buluruz.
Parantezi dört bir yandan daraltýp odaðýmýza sadece Irak devletinin krizlerini aldýðýmýzda karþýmýza ilk önce Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nin merkezi Irak devletinden ayrýlmayý talep eden iradesi çýkar. Bilindiði gibi Kürdistan Bölgesel Yönetimi Hükümetleri, doksanlý yýllardan itibaren bütün bölge ülkeleriyle barýþ, diyalog ve iþbirliði temelinde siyaset, ekonomi, enerji, ticaret ve diplomasi alanlarýnda iliþkiler geliþtirmiþtir. Kürdistan Bölgesel Yönetimi Hükümetinin, Ortadoðu’da stratejik düzeyde iliþki kurduðu tek ülke, Türkiye’dir. Türkiye ve Bölgesel Kürdistan Yönetimi arasýnda iç içe geçmiþ iliþkiler zamanla, derin bir iþbirliðine ve kimi ekonomik konularda da kapsamlý bir stratejik müttefiklik iliþkisine dönüþmüþtür.
Irak devletinin yaþayacaðý kriz ve çatýþmalarda Türkiye’nin bu soruna dönük siyasetlerinin üstüne bina edileceði en verimli ve dayanýklý omurga hiç þüphesiz bu miras olacaktýr. Bu mirasýn kolayca yapýlandýrýlmadýðýný çok iyi biliyoruz. Bir bakýma bütün dünyayý karþýya alma pahasýna oluþturulan bu iliþki, þimdi daha da kalýcýlaþtýrýlýp saðlamlaþtýrýlmayý bekliyor.
Sizi temin ederim ki bu iliþkiyi daha kalýcý hale getirmenin maliyeti, Suudi Arabistan liderliðindeki Körfez Bloku ile Katar arasýnda yaþanan krizde Türkiye'nin Doha yönetiminden yana koyduðu tavrýn maliyetinden daha büyük bir maliyet doðurmayacaktýr. Ve yine sizi temin ederim ki, Katar krizinde göze alýnan riski doðuracaðý yarardan daha büyük bir yararý elde etmek hayal deðil, gerçeðin ta kendisidir.
Türkiye’nin Katar ile kurduðu iliþkiler, nasýl Ýran ve Arap ülkelerini memnun etmemiþse, ayný þekilde Türkiye’nin Erbil yönetimini desteklemesi de ayný güçlerin benzer nedenlere dayalý tepkisine yol açacaktýr. Özel olarak Ýran’ý bir tarafa ayýrdýðýmýzda bu konuda ortaya çýkacak tablo aþaðý yukarý bu çerçeveye oturacaktýr.
Ýran, Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nin hiç surette Baðdat Merkezi Hükümeti’nden ayrýlmasýna izin vermeye yanaþmayacaktýr. Çünkü mevcut merkezi hükümetin kendisine baðlý olduðunu biliyor ve bu baðýmlýlýk iliþkisinin devam etmesini istiyor. Ýran'ýn varlýðýný Baðdat merkezi hükümetinin gözünde anlamlý kýlan þey Federal yapýlanmanýn devam etmesidir. Daðýlmýþ bir Irak içinde Ýran, mevcut pozisyonunu koruyamaz. Kaldý ki Ýran’a ihtiyaç da kalmaz. Kürdistan Bölgesel Yönetiminin baðýmsýzlýk referandumuna þiddetle karþý çýkan Ýran’ýn en büyük korkusu, baðýmsýz Kürdistan’ýn Türkiye ile geliþtireceði yoðun siyasal, ticari, ekonomik, diplomatik ve sosyal iliþkilerin, kendisini zayýflatmasý þeklinde bir durumu ortaya çýkarmasýdýr.
Kürdistan Bölgesi’nin baðýmsýzlýðý, Türkiye’yi Ortadoðu’da güçlendirmek ile kalmayacak onu bölgesel aktör yapacak önemli bir geliþmelere yol açacaktýr. Ýran, Ortadoðu’da ve Türkiye’de PKK ile iliþkiler geliþtirerek sizce ne yapmaya çalýþýyor? PKK'nýn çözüm sürecini sabote edip tekrar silaha sarýlmasý, Ýran'ýn hegemonik çýkarlarýna hizmet eden bir siyaset deðil mi?
Pazartesi bu sorularý yanýtlayarak konuya devam edeceðim.