Referanduma giden yollar nasýl örülür?

Irak Kürt Bölgesel Yönetimi Lideri Mesut Barzani'nin referandum ýsrarý baþta Irak Merkezi Yönetimi, Ýran ve Türkiye olmak üzere hem bölgesel hem küresel aktörlerin gündeminde. Cumhurbaþkaný Erdoðan, Birleþmiþ Milletler Genel Kurulu'ndaki hitabýnda en dikkat çekici mesajý referandum konusuna ayýrdý. "Referandum'da ýsrar, eldekilerin de kaybýna yol açar" dedi. Konunun harareti üzerinde. Barzani'nin referandumu tehir için sýký pazarlýk yaptýðý söylenebilir. Ýbadi ise tehir deðil iptal istiyor, "Kan dökülür" diyor.

Irak'ta referandum konusunu konuþtuðumuzda aslýnda sadece bölge ülkelerini ilgilendiren deðil tüm dünya ülkelerini ilgilendiren temel bir tartýþma baþlýðýný açmýþ oluyoruz.

Etnik temelli çatýþmalar 20. yüzyýlda olduðu gibi 21. yüzyýlda da devletlerin ve uluslararasý toplumun en önemli sorunu olmaya devam ediyor, bu doðru. Ancak sorunun çözümüne dair önerilen "statü tanýma perspektifi", tahmin edilenden farklý olarak çözüm üretmedi. Söz konusu yapýlarýn daha da marjinalleþmesine ve giderek devleti oluþturan diðer unsurlardan uzaklaþmasýna yol açtý. Ve zaten statü talebi, bir çatýþma çözümü olarak ortaya atýlmakla birlikte çoklukla baðýmsýzlýða giden yolda ara dönem olarak görüldü.

Çünkü plebisit hakký, özerk statülü yapýlara isterlerse baðýmsýz olmak hakký da tanýnabileceðini içeriyor. Irak’ýn iþgali sürecinde Kuzey Irak’ta oluþturulan Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nin bugün artýk baðýmsýzlýk için referandum talebini dile getirmesinin temelinde de bu var.

Ayný þekilde PKK'nýn siyasi ayaðýnýn temsilcileri tarafýndan sýklýkla zikredilen, "öz yönetim", "öz savunma", "özerklik" gibi talep ve temenniler de yine bu çerçevede deðerlendirilmeli.

***

Bugün dünyanýn farklý bölgelerinde devlet altý etnik gruplarýn siyasallaþtýklarýný, özerklikten baþlayýp baðýmsýzlýða doðru aþamalandýrýlabilecek taleplerle çatýþmalara zemin oluþturduklarýný görüyoruz. Bu tür oluþum ve yapýlar, -özellikle Ortadoðu'da- Batýlý devletler tarafýndan destekleniyor.

Batýlý entelektüeller Doðu toplumlarýný, "edilgen", "irrasyonel", "ailevi baðlý-kabilevi baðlý" olarak tanýmlayýp "devlet kuran millet"lerden ayrýþtýrarak Batý ile Doðu arasýnda hiyerarþi kurarken siyasi elitleri ise etnik milliyetçiliði kabartacak faaliyetleri destekliyor daha da ileri gidip bu amaçla kurulmuþ örgütleri silahlandýrýyor.

***

Milliyetçiliðe farklý bakýþýyla tanýnan Elie Kedourie, Fransýz Ýhtilali'ne ve ihtilalin ihraç ettiði “Milletlerin kendi kaderini tayin hakký” anlayýþýna "Avrupa’nýn müdahaleciliðine zemin hazýrlayan bir olay" diye bakar. "Avrupa'nýn bu sayede milletlerarasý nizamýn esaslarýný tesis edebildiðini, mümkün olmadýðý sanýlan þeylerin bu sayede mümkün ve münasip görüldüðünü, ihtilallerin muvaffak olabildiðini, imparatorluklarýn yýkýlabildiðini, hudutlarýn deðiþebildiðini" söyler.

***

Etnik temelli çatýþma ve kriz alanlarýný anlamamýza -Anthony Smith’ten referansla söylersek- “Batýlý milli kimlik” ile “Batýlý olmayan milli kimlik” ayrýmý yardýmcý olabilir. Literatürde "Batýlý model" “yasal siyasal topluluðu” temsil ediyor. Yani vatandaþlýk baðýnýn oluþturduðu milli kimliði. Batýlý olmayan ise “etnik milleti”. Etnik milletin ayýrt edici özelliði "doðuþtan", "fýtri" bir topluluk fikrini öne çýkartmasý. Biri siyasal, rasyonel, organizasyonel diðeri, ilkel, kabilevi, verili...

Bu asimetrik, aþaðýlayýcý tarif ve tanýmlar, Batý'ya mütecaviz davranma keyfiyeti saðlamýþ oluyor. "Zaten ilkel, zaten irrasyonel o halde yesinler birbirlerini..."

Batý þimdi bu "verili" parçalarýmýza kadar ayrýþtýrmak istiyor bizi; etnik kimliklerimize, soyumuza-sopumuza, mezheplerimize kadar... Batý sadece kendine yakýþtýrdýðý "rasyonel-siyasal devlet"i dahi çok görüyor bize.

Referandum tartýþmasýna ve Türkiye'nin toprak bütünlüðünden yana þaþmaz duruþuna bir de buradan bakalým derim.