Reform iradesi nereden mi çıktı?

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu reform söylemlerine tepki göstererek şöyle demiş:

“18 yıldır iktidardasınız, hala adaletten, hukuktan, reformdan söz ediyorsunuz. İnsanı yüzü biraz kızarır.”

Bu ifadelere bakılırsa 18’inci yılında olan bir iktidarın reform yapmaması, reform yapmaktan hayâ etmesi gerekiyor. Oysa AK Parti her döneminde büyük reformlar yaptı, bundan da hiç gocunmadı.

Türkiye’nin onlarca yıldır biriken ihtiyaçları yanında yeni ortaya çıkan ihtiyaçlar ve dünyada yaşanan değişimin önümüze koyduğu ihtiyaçlar reform yapmayı gerektiriyordu. Reform yapmak değil yapmamak bir sorundu. Bu yüzden AK Parti reformcu bir hareket olarak iktidara geldi, her iktidar dönemine büyük reform vaatleriyle başladı ve değişim dinamiklerini hiç ıskalamadı.

Değişmemek, değişimden korkmak, zamanın gereklerini yapmamak, reformdan rahatsızlık duymak ancak Kılıçdaroğlu’nun CHP’sine yakışır.

CHP, AK Parti’nin 18’inci yılında reform yapmasını eleştiriyor oysa AK Parti 18’inci yılında reform yapmaktan çekinse ve bunu eleştirse bir anlamı olurdu.

Reform denilen şey bir günde yapılıp bitmez, her yeni gün yeni reformlara konu olur.

AK Parti birçok uyum paketini hayata geçirdi her paket bir öncekini tamamladı.

AK Parti birçok demokrasi paketini hayata geçirdi, her paket demokrasimizi daha ileriye taşıdı.

AK Parti birçok anayasa paketini hayata geçirdi, her paket hukuk sistemimizin bir sorununu giderdi.

Bir çiçekle bahar gelmediği gibi bir paketle de tüm meseleler çözülmez. Bu yüzden demokrasi-hukuk-ekonomi bağlamında sürekli reform iradesini canlı tutmak gerekir.

CHP, yapılanları eksik bularak eleştirse bir yere kadar anlaşılabilir ama bir reformun yapılmasını eleştirmek, hele bunu ’18 yıldır iktidardasınız, reformdan söz ediyorsunuz’ diyerek yapmak akıl alır bir iş değildir.

Cumhurbaşkanımız Erdoğan ‘yeni dönem’den bahsediyor. Bu söylem, özellikle küresel salgın, siyasi ve askeri çalkantılar olan bir dünyada yeni dönem yaşanacağını anlatıyor. Değişen dünyaya uyum sağlamak, yeni şartlara, yeni risk ve tehditlere, yeni fırsat ve durumlara hazırlıklı olmaktan geçiyor. Reformcu bir anlayışla değişimin dinamiklerini yönetemezseniz ülkenizi yeni dönemde zayıf bırakırsınız.

Kılıçdaroğlu’nun 18 yıllık iktidarın reform yapmasını eleştirmesi abesle iştigaldir.

Eğer CHP “aklınız başınıza yeni mi geldi, niye durduk yere reform demeye başladınız” gibi bir eleştirisi varsa bu da başka bir saçmalık olur.

Çünkü reform bağlamında bahsedilen Yargı Reformu Stratejisi ve İnsan Hakları Eylem Planı bugün gündeme getirilen konular değildir.

Cumhurbaşkanımız Erdoğan 30 Mayıs 2019’da Yargı Reformu Stratejisi tanıtım toplantısında strateji belgesini bütün dünyaya duyurdu. Bu çerçevede bazı adımlar hayata geçirildi ve planlandığı gibi yeni paketler hayata geçirilmeye çalışılıyor.

Erdoğan o günkü konuşmasında “Hayatın bizatihi kendisinin kesintisiz bir değişim süreci olduğu gerçeği bize, bu alanlardaki reformları da sürekli devam ettirmemiz gerektiğine işaret ediyor” ifadesiyle adeta Kılıçdaroğlu’nun müstakbel itirazlarına cevap veriyordu.

9 amaç başlığı altında 63 hedef ve 256 faaliyeti kapsayan Yargı Reformu Strateji Belgesi bir buçuk yıl önce deklare edildi ve geçen sürede bazı maddeleri yasalaştırıldı.

Sözün özü akşamdan sabaha karar verilen bir reformdan, birden bire ortaya çıkan bir reform iradesinden bahsetmiyoruz. 18 yıldır var olan reform süreci yeni adımlarla devam ettiriliyor.