Kimseyi farklýlýðýndan dolayý dýþlamak yok.
Ötekileþtirmek yok.
Ne dininden, ne ýrkýndan, ne mezhebinden, ne yaþam tarzýndan dolayý…
Baþkalarýný imha edilmesi gereken düþman olarak görenler AK Partili olamazlar.
AK Parti’nin þiarý bellidir:
“Biz birlikte Türkiye’yiz.”
Tek millet derken kastedilen þey tam da bu birlikçi anlayýþtýr.
Bu birlikçi anlayýþ, farklýlýklarý inkâr üzerine oturtan bir anlayýþ deðildir.
Millet kavramýnýn dibinde etnikçilik/ýrkçýlýk yoktur.
Milletin önüne konulan “tek” sözcüðü de farklýlýklarýn inkârýný önceleyen “tekçi” ve “faþizan” bir anlayýþý içermemektedir.
“Tek millet” bir anlamda “tek beden” anlamýndadýr.
Farklý uzuvlarý olan tek bir beden…
Her bir uzvun bir diðerini bütünlediði, biri olmadýðýnda ötekisinin iþlevsel olmadýðý bir beden…
O bedenin elbette bir de ruhu vardýr…
Bu topraklarda o ruhun bir adý Ýslâmiyet, öteki adý ise demokratik vatandaþlýktýr.
Ýslâmiyet kardeþliði öngörür, demokratik vatandaþlýk ise eþitliði ve özgürlüðü…
AK Parti iþte bu anlayýþýn ve ruhun partisidir…
Ýslâmiyeti bir inanç ve ruh olarak benimser, baþýna taç eder ama dinsel milliyetçiliðe de karþý çýkar.
AK Parti herkesin dinine, mezhebine ve yaþam tarzýna saygý duyar.
Herkesin farklýlýðýný olduðu gibi kabul eder.
Ýslâm’ýn kardeþlik anlayýþý Peygamberimizin (sav) tanýmladýðý üzere, “bir taraðýn diþleri” gibi eþitlik içerir.
Vatandaþlýk anlayýþý ise “herkesin eþitliði ve özgürlüðü” anlayýþý üzerine oturur.
AK Parti’nin Ýslâm kardeþliði ve demokratik vatandaþlýk anlayýþý; bu ülkede yaþayan herkesin, temel hak ve özgürlüklerde eþitlendiði hürriyetçi bir anlayýþa haizdir.
***
Bütün bunlarý niçin mi anlattým?
Þunun için:
Recep Tayyip Erdoðan liderliðindeki AK Parti, yola çýkarken bu birlikçi anlayýþý esas aldý.
Bugün de bu anlayýþýn tavizsiz savunuculuðunu yapýyor.
O yüzden AK Parti, milletin her kesiminden oy alarak büyüyor.
AK Parti’yi daha da büyütmek için çaba sarf etmemiz gereken bir dönemde, birilerinin gönüllerindeki darlýðý AK Parti’ye bir “deli gömleði” gibi giydirmeye kalkýþmasý elbette kabul edilemez.
Bunu hangi kýlýk altýnda yapýyor olurlarsa olsunlar; AK Parti’nin bu birlikçi ve kapsayýcý anlayýþýný daraltmaya çalýþan, sevdirmeyi deðil nefret ettirmeyi esas alan bir anlayýþ asla AK Parti liderliði tarafýndan kabul görmez.
Bu dava hepimizin nefsinden büyüktür.
Bu davaya en zor zamanlarýnda gönül verenler, sadece gönüllerini deðil bedenlerini ortaya koyanlar, mallarýyla ve canlarýyla gece gündüz demeden çalýþanlar biliniyor.
Aleni bir ihanet; partiye, davaya ve lidere aleni bir sadakatsizlik görülmediði sürece hiç kimseyi dýþlamaya hakkýmýz yok.
FETÖ’cülere arka çýkanlarý, koruyup kollayanlarý, kripto unsurlarý dýþarýda tutarak söylüyorum; “AK Parti içinde bulunan herkes, hangi toplum kesiminden geliyor olursa olsun, deðerlidir.”
Bizi birbirimize düþürmek suretiyle zayýflatmak isteyenlerin fitnesini bozmak boynumuzun borcudur.
Biz birbirimizin ahiret kardeþleriyiz.
Ve birlikte güç kazanýrýz.
Kim ki bu birliðimizi bozmaya kalkýþýrsa, kim ki aramýza fitne tohumlarý ekmeye çalýþýrsa onu kendimizden bilmeyiz.
Kardeþini itibarsýzlaþtýran, kendini itibarsýzlaþtýrmýþ olur.
Birbirimizi itibarsýzlaþtýrýrsak, kendimize ve davamýza kaybettirmiþ oluruz.
Eleþtiriye sonuna kadar eyvallah ama tasfiyeye ve husumete dayalý yaklaþýmlara kendimizi kapatmalýyýz.
Reis’in bizden beklediði de iþte bu anlayýþ...
***
Reis son noktayý koydu:
“Fitne üretenlere fýrsat tanýmayalým.”
Þimdi bize düþen bunun gereðini yapmaktýr.
Yanlýþýn neresinden dönülürse kârdýr.
Hem birliðimizi koruyalým, hem de yarýn bizimle birlikte yürüyecekleri içimize katacak yeni bir dil ve duruþ geliþtirelim.
Hem birbirimizin kýymetini bilelim, hem de saflarýmýza katacaðýmýz yeni yol arkadaþlarýyla güçlenmenin yollarýný arayalým.
Birlikte kazanmak varken, birlikte kaybetme gafletinden kurtulalým.
Reisçiyim diyenler asýl bunu yaparlar.
Gayrý davrananlarýn gönül dünyamýzda hiçbir yeri olmaz, biline.