Reklamlar sarmış dört bir yanımı

Bir araba reklamı vardı. Adam pencereden aşağı düşmek üzere, kadın panikle “Duuur!” diye bağırıyor, bir koşu arabasının yerini değiştiriyor. Bu kadın aynı hareketi bana yapsa düşünmeden evi terk ederim!

Reklamlar hayatımıza gireli çok oldu. Bilinen ilk reklama M.S. 4'üncü yüzyılda Eski Roma’da rastlıyoruz. Taş bir levha üzerinde bir ayak, kadın silüeti ve kalp resminin bulunduğu bu reklam bir geneleve ait. Arkeologlar bu sembolleri “Kraliçeler kadar güzel olan benim aşkımı istiyorsanız kavşakta soldaki eve gelin” şeklinde yorumluyor. Bize ise bu düşük cümleli tutarsız çıkarımı kabul etmek düşüyor. Böyle saçma yorum mu olur diye itiraz etsen “Ben bu işe yıllarımı verdim” deyip sizi ezerler. Bir arkeologla tartışmaya girmek hayatımda istediğim en son şeylerden biri.

Efes Harabeleri'nde bulunan bu hayli ilginç yapıyı mutlaka görmelisiniz. Ben şahsen görmedim, bir reklam sütunu için ta oralara gitmeye niyetim yok, zaten bu bilgiye de internette gezinirken rastladım. Bir an için ne kadar kültürlü olduğumu düşünüp paniğe kapıldınız ve “Bizim dünyadan haberimiz yok, herif Efes Harabeleri'ni araştırmış teey” deyip kendinizden utandınız değil mi? Rahat olun.

NEDEN HALA AYDA REKLAM YOK?

Yüzyıllar içinde reklamcılık da evrildi ve bugün kısaca saçmasapan adlandırabileceğimiz bir noktaya geldi. Reklamcılar insan gözünün değdiği her noktaya reklam yerleştirmekle meşgul ve dünyada insan gözünün değmediği birkaç nokta kaldı. Bunun dışında gökyüzü, volkanik dağlar ve sevimli uydumuz ay fizibilitesi uygun olmadığı için hala bakir kalmayı başaran yerler.

Bilhassa ayın henüz reklam alamamış olması ise beni şaşırtıyor. Ayın 21 günü aktif biçimde görülen ve kendinden ışıklandırmalı bu uydu aslında tanıtım mecrası olarak fevkalade uygun. NASA hiçbir numarası olmayan gezegenlere milyonlarca dolar yatırım yapmanın çok da mantıklı olmadığını fark ettiğinde dev şirketlere bu öneriyi getirecektir. Neticede ABD halkının vergileriyle ayakta duran bu kurumun artık bir şekilde kendi kendini döndürebilmesi şart. Bir gece mehtabı seyre dalarken 'buz gibi ferahlık' sloganıyla bir kola şişesi görürseniz sakin olun.

Günümüz reklamlarında en çok hakim olan temalar “Bana ait, benim olmalı, sadece benim, binecem üstüne vuracam kırbacı” ve türevleri. Firmalar kendi ürünlerinin ne kadar değerli olduğunu anlatmak için olmadık şeylere haddinden fazla anlam yüklüyor. Onlara bakarsak doğru tuvalet kağıdını kullandığımızda hayatımız güzelleşiyor, mutluluğumuz katlanıyor ve dünyada savaşlar bitiyor!

Bir araba reklamı vardı. Adamın teki dördüncü kattaki evinin penceresinden aşağı düşmek üzere. Kadın panikle geliyor ve “Duur!” diye bağırıyor. Daha sonra bir koşu aşağı inip arabasının yerini değiştiriyor. Ki adam arabanın üstüne düşüp güzelim otomobili haşat etmesin. Bizler de televizyon başında “Bu gerçekten çok çok iyi bir araba olmalı, baksana kadın kocasının hayatını hiçe saydı” diyoruz. Bu kadın aynı hareketi bana yapsa hiç düşünmeden evi terk ederim. Çünkü düşünsem terk etmem. Kadın bu sonuçta. Zar zor bulmuşum, o kadar kusur kadı kızında da var. Ki o da ayrıca tatlı bir insandır tahminimce.

SON PARÇAYI KİMSE YEMEZ

Bir de çikolatacı ve bisküvicilerin konu sıkıntısı çekip son çare olarak başvurduğu bir tema var. “O son parçayı ben yiyecem!” Leyla ile Mecnun gibi birbirlerine aşık bir çift bisküvi yemekteler ve güya erkek olanı son bisküviyi yiyor diye kız bundan soğuyor. Trip falan atıyor, affetmiyor oğlanı. Halbuki bizim kültürümüzde o son parça yiyeceği kimse yemez, ayıp sayılır. Herkes “Sen ye, ben çok yedim, ölümü gör” gibi ikna yöntemleriyle karşı tarafa yedirmeye uğraşır. Çoğu zaman o son parça yenmeden kalır.

Bu reklamları tasarlayan, filme çeken, yayınlayan, seyreden sizseniz sonra da “İnsanlar çok bencilleşti yeaa” diye çemkirmeyin. Kendinizi daha sakin ifade edebilirseniz haklıyken haksız konumuna düşmemiş olursunuz.

Neticede 1600 yıllık tecrübe sonunda “Kraliçeler kadar güzel olan benim aşkımı istiyorsanız, bi uğrayın” temalı reklamdan “Kraliçeler kadar güzel olan benim aşkımı istemiyorsanız malsınız” derecesine geldik. Ama daha bitmedi, bu bir giriş yazısıydı, önümüzdeki hafta reklamların gerçek yüzünü yazacağım. Beyinsiz Adam’la kalın, hayatınıza tat katın!

https://twitter.com/beyinsiz_adam