Ret, inkâr ve asimilasyon

'Bir grup akademisyen’ sýfatýyla nam salan isimlerin yayýnladýðý bildirinin ardýndan ortaya çýkan tartýþmalarýn dozajýnýn sertleþmesinin arkasýnda, herkesin gözlerinin içine bakarak ve adeta zekâsýna hakaret ederek gerçekleþtirilen ‘ret ve inkâr’ bulunuyor. Vesayet rejiminin yýllarca bütün milletin zekâsýna hakaret edercesine sürdürdüðü ‘ret ve inkârýn yeni temsilcilerinin’ yok kabul etmemizi istediði þey ise bizatihi PKK ve eylemleri.

Bu durum ‘akademisyenler’ eliyle hayata geçirilmeye çalýþýlýnca, elbette çok daha trajik bir manzara ortaya çýkýyor. Zira açýk bir þekilde gözlerimizi kapamamýzý, akýl tutulmasý yaþamamýzý, sürecin tarihini unutmamýzý ve bugün yaþananlara yalancý þahitlik ederek ‘maddi bilgi ile amansýz bir kavgaya tutuþmamýzý’ öneriyorlar. Kýsaca, olan biten içerisinde PKK’nýn varlýðýný reddetmemiz, ergen hendek stratejisi ve kanlý devrimci savaþ ütopyasýný inkâr etmemiz, hepsinden önemlisi ‘örgüt teolojisinin dayattýðý asimilasyona’ teslim olmamýz bekleniyor.

Ýþin daha da hazin yaný, sabah akþam ayný cümleler, ayný kalýplar, ayný mantýk, ayný komplo analizleri ve ayný retorikle sürdürülen PKK propagandasýnýn, çok rahat bir þekilde farklý entelektüel ve siyasi titri olan isimler tarafýndan bu denli ucuz bir þekilde araçsallaþtýrýlarak kullanýlmasýdýr. Vesayet rejiminin yýllarca meseleyi ‘bebek katili’ düzeyinde boðmaya çalýþmasýnýn yeni versiyonu, her cümlenin baþýna ‘çocuk ölümleri’ koyarak PKK’nýn mesuliyetinin ret ve inkâr edilmesinden ibaret.

Yaþanan durumun trajik ve elbette vahim olduðu ortada. Lakin öylesine üzücü bir noktadayýz ki, insanlarýn hayatlarýný kaybetmesinin, þehitler verilmesinin, sýradan vatandaþýn hayatýnýn zehir olmasýyla ortaya çýkan maliyetin yanýnda mitomaniye varacak düzeyde hakikati paçavraya çevirenlere laf anlatmak durumunda kalýnýyor. Ýþte ortaya çýkan bildiriye verilen tepkinin arka planýnda da bu haklý kýzgýnlýk bulunuyor. 

Peki, PKK’ya dair dillendirilen ret, inkâr ve asimilasyon ne kadar sürdürülebilir? Öncelikle, PKK’nýn örgüt propaganda dilinin ana hatlarýný olduðu gibi kullanan bu yaklaþýmýn, PKK’dan ayrýlan bir ekseni olduðu tespit edilmelidir. PKK, tabiî olarak kullandýðý dil ne kadar dezenformatif olursa olsun, yýllar içerisinde inþa ettiði kendine özgü dünya içerisinde söylediklerinin en azýndan ciddi bir kýsmýna inanan ya da taktiksel olarak o an gerçeðin ne olduðundan ziyade, hakikati nasýl çerçevelediðiyle ilgilenmek durumunda olan bir örgüt. PKK diskurunu tüketenler ise týpký vesayet rejiminin söylemi karþýsýnda kamuya açýk yerlerde resmî görüþü kullanan, ka-
muya kapalý yerlerde de müstakil ya da baðýmsýz düþüncelerini dile getirenleri hatýrlatýyor.

Mesela Türk merkez medyasý yýllarca Kürt Meselesi’nin varlýðýný inkâr etmenin yanýnda, en ilkel ýrkçý yaklaþýmlarý oldukça rahat bir þekilde tüketirken, ‘Türkiye Türklerindir’ matbuatýndan ayný resmî görüþü özel görüþmelerinizde savunan tek kiþiye denk gelemezdiniz. PKK söylemini tüketenlerin de ciddi bir kýsmý, farklý sebeplerle ama aðýrlýklý olarak Kürt Meselesi endüstrisi ve sol-liberal aydýn havzasýnda kalabilmenin diyeti olarak resmî ve müstakil düþüncelere sahipler. Müstakil düþüncelerini öðrenebileceðiniz ortamlarda, yani aðýr mahalle baskýsýnýn olmadýðý ya da PKK’nýn gadrine uðramayacaklarý(ný düþündükleri) yerlerde ise açýktan PKK’yý yerden yere vurduklarýný, -hatta- müstehzi bir þekilde PKK’nýn bütün tavýr ve eylemlerini ele aldýklarýný görüyor, yaþanan durumun tek kelime ile bir çýlgýnlýk olduðunu söylerken buluyorsunuz.

Dolayýsýyla, eylemleri kamuya açýk platformlarda fiilen inkâr ve reddedilen, kamuoyuna kapalý ortamlarda ise genellikle sorgulanan bir örgütün bilinçli veya bilinçsiz müzahir unsurlarýnýn hayata geçirdiði tek þey hakikatin asimilasyonudur. Kullanýlan insan haklarý sektör dilinin bu durumu deðiþtirmesi mümkün olmadýðý gibi, vesayet rejiminin fobi odaklý diskurunun yeniden üretilmesinden baþka bir þey de deðildir. Hâliyle, dün vesayet rejiminin zekâya ve ahlâka hakaret eden diline nasýl kýzýlýyor idiyse, bugün de benzer bir durumu hararetle hayata geçirmeye çalýþanlara tepki ortaya çýkmasý kaçýnýlmazdýr.