Amerikalý savcýnýn; Türkiyeli kaçak savcýyla hareket ve tutumlarýnda bir benzerlik sezdiðimi yazarak, olayýn Ýran boyutuna dikkat çekmek isterim. Özellikle konumuna uygun olmayan ahvali ve sözüm ona “kahraman havasý”, ayný merkezden idare edildikleri yönünde bir kaný uyandýrdý. Bu bile, algý için yeterli bir görüntü oldu.
Mesele esasýnda, Ýran’daki “Amerikancý” bilinen isimlerin elini güçlendirme amacý güdüldüðü, Ýran Devrim Muhafýzlarý’nýn itibarýný zedelemeye yönelik bir operasyonun olduðu yorumlanmaktadýr.
Ayrýca Türkiye’de hükümete yönelik kara propaganda makinasýný çalýþtýran, Doðan medyasýnýn devreye sokulmasýnýn da bu tabloda bir anlamý vardýr.
Meselenin Türkiye’ye aidiyeti olmamasýna raðmen, ýsrarla bu durum üzerinden algý operasyonu yürütme gayreti, devreye sokulacak yeni olaylarýn da habercisi olarak okunmalýdýr. Reza Zarrab, Ýran asýllý bir Türk’tür. Ýran Devleti’nin desteði ve isteði ile de eski ambargolarýn delinmesi yolunda çabalar harcamýþtýr.
Ýran’a uygulanan bu ambargoyu, ABD zaten kaldýrdý. Hatta ambargo döneminde bile Ýran’ýn; Fransa, Almanya, Çin ve Rusya üzerinden çeþitli operasyonlarý olmuþtur, bu da sýr deðildir! Bu durumu, Ýran medyasýný araþtýrdýðýmýzda, satýr arasý analiz ve haberlerden de anlýyoruz.
Þimdi olayý Ýran perspektifinden bakarak okuyalým.
Ruhani’nin iktidara getirilmesi ve tüm açýlýmlarýn onun eliyle gerçekleþtirilmesini; bir zamanlar Perestroyka isimli projenin mimarý Sovyetler Birliði’nin Baþkaný Mihail Gorbaçov’a benzetenler vardýr. Bunu savunanlarýn argümanlarýna baktýðýmýzda; Ruhani’nin ABD ile baðýnýn bugüne ait olmadýðýný, bunun daha öncesi olduðuna dair verileri görüyoruz.
Lakin kimseye sýr deðil ki, dini rehberin etkisi ve gücü halen zinde. Buna raðmen Dini Lider Ali Hamaney’in son hutbesinde, adeta halkýna vasiyet niteliðindeki cümlesi þimdiki tabloda anlam taþýmaya baþladý.
Hamaney “benden sonra da dini lider seçerken, devrime sadýk birini seçin” demiþtir. Bu bir taraftan Ýran Dini Lideri’nin saðlýðýndaki sorunlara dair dedikodularý doðruladý, diðer taraftan ABD’nin Ýran içerisinde yeni operasyon havasýna iþaret etti.
Ruhani’nin iktidara geliþiyle; ABD, Ýran’a ambargoyu kaldýrdý. Ruhani döneminde, Ýran’ýn prestiji arttý. Suriye’deki tutumuna, kýnama dýþýnda Batý’dan ciddi bir reaksiyon gelmedi. Bu durum, Ruhani iktidarýný halk nezdinde itibarlý kýldý. Kurtarýcý olarak görüldü.
Reza Zarrab’ýn; ABD’nin Ýran’a yönelik ambargoyu kaldýrmasý sonrasýnda, “ambargoyu delme” suçuyla gözaltýna alýnmasý, Ýran’a yönelik yeni bir operasyon olacaðýnýn iþaretidir. Zarrab’ýn tüm baðlantýlarýnýn, Ýran Devleti’nin Devrim Muhafýzlarýyla olduðunu bildiðimizden, bu gözaltý olayý, yine Ruhani ve ekibini Ýran içerisinde güçlendirmeyi, Devrim Muhafýzlarý’nýn itibarýný yok etme ve kara para operasyonunda suçlu gördüklerini yargýlama sürecine tabi tutarak, devrimcileri alaþaðý etmeyi hedeflediði, þimdilik ilk akla gelen argümanlardýr.
Ha bir de iþin diðer ucunda, bir taraftan Obama, diðer taraftan Putin’in, Güney Azerbaycan Türklerine yönelik sempatik tavýrlarý da vardýr. Bu konuyla birebir baðlantýsý yok gibi dursa da, ileride Ýran’la ilgili Tebriz merkezli yeni giriþimlere gidileceði yorumlarýna da kulak týkamamakta yarar vardýr.