Rıdvan Dilmen’le Arda Turan’a niye vuruyorlar?

Olabilir mi?

Milli futbolcumuz Arda Turan’a yönelik itibarsızlaştırma kampanyasının altında, “siyasi” bazı hesaplar yatıyor olabilir mi?

Tastamam böyle...

Bunu Rıdvan Dilmen açıkladığı için değil, Arda Turan’ı düşürmek, düşürmek ve yemek için bekleyen “erazil taifesi”nin davranışlarından biliyoruz...

Eline iyi kâğıt geçince kuyruk sallayan pokerci köpek gibi...

Kuyruk sallayıp duruyorlardı kaç zamandır, “Prim için rezillik çıkardı... Paraya çok düşkün... Arkadaşlarını ayarttı... DM’den mankenlere yürüdü... Barcelona’dan şutlanacak... Hocasını sattı...” gibi!

Son cürümü de şuymuş:

Milli takım kafilesini taşıyan uçakta bir gazeteciye saldırmış, onun boğazını sıkmış, küfürler etmiş, filan.

Milli takım uçağında gazetecinin işi ne?

Bu gazeteci kendi imkânlarıyla yahut patronunun kesesinden maçları takip edemiyor mu?

Niye alınıyor o uçağa?

Dünyanın hangi ulusal futbol takımı, deplasman maçlarına giderken, uçağına gazeteci doldurur?

Kim ki onlar?

Kafilenin bir parçası mı?

İstihbar ettiğimiz kadar, saldırıya uğrayan gazeteci, epey bir zamandır Arda Turan ve takım arkadaşları aleyhinde “iftira” niteliğinde haberler yapıyormuş.

Niye?

O gazeteci iftira atma hakkını nereden alıyor?

Gazeteci iftira atabilir ama buna karşı çıkılamaz.

Öyle mi?

Gazeteci ağzına gelen her şeyi söyleyebilir, doğru yalan bakmadan her şeyi yazabilir, her türlü tezviratta bulunabilir ama onuru kırılmış insanlar “karakterli” bir davranış sergileyip bu rezilliklere itiraz edemez.

Öyle mi?

Efendim, Arda Turan’ın boğazını sıktığı gazeteci babası yaşındaymış.

Daha mı iyi?

Boğaz sıkana “Ayıp, baban yaşında adam” denecek de, boğazı sıkılana “Yakışıyor mu birader insanların onuruyla şerefiyle oynamak? O çocukların babası yaşındasın!” denmeyecek mi?

Denmeyecek.

Denmiyor.

Çünkü Arda Turan, referandumda “evet” oyu kullanacağını söylemiş lanetli bir kişidir. İsmi, diğer lanetli kişilerle, yani Rıdvan Dilmen’lerle anılmaktadır.

Bunu nereden anlıyoruz?

Bunu, Hürriyet gazetesinde yazan tetikçinin, “fırsat bu fırsat” diyerek, ayn anda ikisine birden çullanmasından anlıyoruz.

Efendim, Arda Turan vasatlığın, kabalığın, terbiyesizliğin, taşkınlık yapmanın efelik sanıldığı bir dönemin, ana avrat küfretmenin hoş görüyle karşılandığı bir ortamın neticesiymiş.

Sen neyin neticesisin peki?

Babasından nefret etmek, mahallesinden nefret etmek, kabuğundan nefret etmek, eski aidiyetinden nefret etmek, olmak istediği şeyi olamadığını, yani yeterince yaranamadığını fark edince, iyice terbiyesizleşip dağıtmak nasıl bir “halet”in neticesidir?

Seni hangi ihtiyaç doğurdu ve insanların üzerine saldı?

Mustafa Armağanve Süleyman Yeşilyurt hakkında dava açtırmayı başardın.

Rıdvan Dilmen’le Arda Turan’a ne yapılması gerekiyor ki, “artık bu oldu” desinler ve yeni mahallendeki yerin sağlamlaşsın?

HAMİŞ

Parvus Efendi’yi “değerlerimiz” arasında sıralayan Kemal Kılıçdaroğlu, dün de Atatürk’ün 1939’da çıkardığı bir yasadan söz etmiş... Öyle bir zavallılık ki, insan ağız tadıyla dalgasını bile geçemiyor... Bu adam CHP genel başkanı... Seçim kazanırsa hükümeti kuracak ve ülkeyi yönetecek!