Rizeli olmanın gururu

Rize'de futbol, 1. Dünya Savaşı'nda 9 Mart 1916'da Ruslar'ın işgaline uğrayıp, 2 Mart 1918'de bağımsızlığın kazanılmasından bir yıl sonra Rize İdman Yurdu kurulmasıyla başlar. Ardından Şark İdman Ocağı kurulur. Maçlar Buhti'nin Düzi denilen yerde oynanırdı.

Rizespor ise 19 Mayıs 1953 yılında kurulmuştur. Kulübün renkleri olarak benimsenen “Sarı”, o zamanlar Rize’de bolca yetişen portakal ve limonu “Yeşil” ise, halen Rize'nin sembolü olan çayı temsil ediyordu.

1968'de profesyonelliğe geçen Rizespor'un renkleri Mavi-Yeşil oldu. Başarıları sürekli artan Rizespor, 1978-79 sezonunda 2.Lig şampiyonu olup ilk defa 1. Lig'e yani bugünkü ardıyla Süper Lig'e yükseldi.

Rize'deki futbol sevgisini 1959'da turne için kente gelen Fenerbahçe'nin efsane ismi Lefter şöyle anlatır: "Anlatılmaz bir sevgi seli... İnsanlar işini gücünü bırakmış bizi şehrin girişinde karşılamaya gelmiş. Hatta bir anım var, anlatmadan geçemeyeceğim. Çok büyük bir sevgi seli ile şehri turluyoruz. Deniz kenarında hapishane vardı. Oradan geçerken durduk. İçeridekileri selamladık. Görevliler bize odaklandı. Bunu fırsat bilen bir mahkûm kaçmaya başladı. Yakalayın, vurun sesleri... Ben “Yok yok o beni seviyor, beni görmek için öyle yaptı” dedim. Olay yatıştı."

Tarihinin ilk maçını 12 Ekim 1968 tarihinde deplasmanda Trabzonspor’la oynayan ve 5-1 kazanan Rizespor, 9 Şubat 1991'de Çaykur'la birleşmiştir.

Rizespor, 1979'da çıktığı Süper Lig'deki ilk sezonunu 14 galibiyet alarak 5'inci bitirdi. Aynı sezon Trabzonspor'un 12 galibiyetle şampiyon olması dikkat çekicidir.

1980-81 sezonunda küme düşen Mavi-Yeşilliler, 1979-80, 1985-89, 2000-02, 2003-08 dönemlerinde toplam 13 sezon Süper Lig'de kalmıştır. Rizespor 2013-14 sezonunda 14'üncü kez Süper Lig'de mücadele edecek.

Rizespor'un tarihine kısaca göz attıktan sonra bugüne dönelim... Rizespor, Türkiye liglerinde tesisleri ve stadını yapmış, borcu olmayan, buna gelecek sezon rakip olacağı Süper Lig'in Fenerbahçe dışındaki kulüpleri de dahil UEFA kriterlerine uyan ekiplerin başında geliyor. Bunun için Metin Kalkavan başkanlığındaki yönetime ve kulübe destek veren tüm işadamlarımıza Rizeliler adına teşekkür ediyoruz. Yönetimin ilk yarının son haftalarında teknik heyette yaptığı doğru operasyonla takımın başına Mustafa Denizli gibi Türkiye'nin yetiştirdiği en değerli teknik direktörü getirmesi Rizespor'un Süper Lig'e çıkmasını sağladı. Yönetimin bundan sonra yapması gereken, Mustafa Denizli'ye Süper Lig'deki rakipleriyle mücadele edebilecek bir kadro kurması için gereken bütçeyi yani maddi kaynağı yaratmak. Ondan sonra iş Denizli ve taraftarlara düşüyor.

Fenerbahçe'nin eski başkanı Ali Şen yıllar önce STAR Gazetesi'ndeki bir yazısında Rize ve Rizeliler için "Küçük kentin, büyük insanları" ifadesini kullanmıştı. Gerçekten de Rize küçük ve şirin bir şehir olmasına rağmen siyasetten sanata, iş dünyasından bilim alanına kadar çok önemli insanlar yetiştirmiştir, yetiştirmeye de devam edecektir.
Ben de Rizeli olmanın gururunu yaşamanın yanında Rizespor'la da gurur duyuyorum. İnşallah Rizespor yakın gelecekte Şampiyonlar Ligi'nde veya Avrupa Ligi'nde mücadele eden bir konuma gelir. Bunun olmaması için 20 yıldır sporun içinde olan bir gazeteci olarak hiçbir neden görmüyorum.