Rocky Balboa’ya gözyaşlarıyla veda

Dağ gibi adamları deviren Rocky, zamana karşı mücadelesine devam ediyor. Creed: Efsanenin Doğuşu filminde Rocky, bir zamanlar en büyük rakibi olan Apollo Creed’in oğlunu ringlere hazırlıyor. Sinemaya giderken mendilinizi unutmayın!

FİLMİN KÜNYESİ

Filmin orijinal adı: Creed

Yönetmen ve Senarist: Ryan Coogler

Oyuncular:  Sylvester Stallone, Michael B. Jordan, Tessa Thompson, Phylicia Rashad

Yapım: 2015, ABD, 133 dk.

Star Wars, Star Trek, Mad Max, Terminatör gibi yapımlardan sonra bu hafta da Rocky’nin devam filmi Creed: Efsanenin Doğuşu vizyonda... Rocky, benim yaşımdakilerin başucu filmlerindendir. Hiçbir boks filmi Rocky kadar sükse yapmamış ve sevilmemiştir. Bu, aldığı Oscar ödülleriyle de ilgili değildir. İnsanın hayatına nüfuz eden, genç erkeklerin kişilik oluşumunda rol oynamıştır. Eskiden gençler film seyrettikten sonra izledikleri karakterlerin taklidini sokakta yaparak birbirleriyle şakalaşırdı. Yani o dönemler filmler insanların hayatlarının içindeydi. Şimdikiler hala böyle mi şüpheliyim. Görüyorsunuz bu satırı yazan da biraz eskidi. Bu eskimeyi kendi kahramanlarımızın yüzünde gördüğümüz zaman daha da fazla bilincine varıyoruz. Koskoca Rocky artık yaşlı bir adam. Ve bu filmde bir aktörün geçen yılları kendi avantajına nasıl çevirebildiğine şahitlik ediyoruz. Sylvester Stallone, yaşına rağmen vurdulu kırdılı filmlere devam etmiş; bol saç boyası ve ameliyatlarla kendine hiç de yakışmayan bir maskaralığı sürdürüyordu. Ama Creed’de hem rolünün gereği hem de yılların tecrübesiyle harika bir performans sergiliyor. Bütün o yavaşlığı, idman yaparken nefesinin tıkanması, merdivenleri çıkarken yanındakine tutunması o kadar gerçek ki! Üstelik bütün o büyük maceraları yaşamış bir insanın mağrurluğunu da bize hissettiriyor.

Yönetmen tecrübesiz ama...

Creed’in yönetmeni Ryan Coogler’ın ikinci uzun metraj filmi. Bu kadar tecrübesiz bir isme böyle büyük projenin teslim edilmesi ilginç. Ama gösterdiği başarı da en az onun kadar şaşırtıcı. Kamera açıları, filmin duygusal çizgisi bir dövüş yapımını yüceltecek ölçülerde. Tabii senaryo yazarının da kendisi olması başka bir artı. Filmde Apollo Creed, Rocky’nin en büyük rakibi. Carl Weathers’ın canlandırdığı bu karakter seri içinde en büyük rakipten en yakın dosta dönüşmüştü ve Rocky 4 filminde amansız düşman Rus boksör Drago’dan aldığı bir yumruk sonrası ringde ölmüştü. Creed’deki hikaye bundan 9-10 yıl sonra başlıyor. Çocuk hapishanesinde bir kavga çıkar, minyon bir çocuk olan Adonis kendinden çok daha büyük bir başka tutukluyla yumruk yumruğa kavga etmektedir. Yediği yumruklara rağmen pes etmez. Filmin devamında bu çocuğun Apollo Creed’in bir başka kadından olan oğlu olduğunu anlarız. Apollo’nun eşi çocuğu hapishanede bulur ve evlat edinir. Yıllar sonra Adonis’in yetişkin olduğunu, iyi bir eğitimden geçtiğini ama içindeki öfkeyi bastıramadığını görürüz. Yaşadığı pek çok olaydan sonra tek düşüncesi vardır, Rocky’den yardım istemek. Sonunda ringlerde yeni bir rüzgar esmeye başlar...

Son filmi olabilir, dikkat!

Creed rolündeki Michael B. Jordan ringlerin dışında harika performans gösteriyor. Ringlere gelince, Rocky ile Apollo’nun mücadelesini hatırlayınca filmin en yetersiz yönünün bu olduğunu düşünüyorum. Bu biraz Michael B. Jordan’ın fiziğinin yetersizliğinden biraz da dövüş koreografilerinin eksikliğinden kaynaklanıyor sanırım. Ama Genç Creed’in karşısına çıkan rakiplere sözüm yok. Zaten hepsi gerçek profesyonel boksörler. Rocky filmlerini seviyorsanız kaçırmamanız gereken bir yapım olduğunu söylemeliyim Creed’in.   Stallone’nin son filmlerinden biri olabilir, bunu da göz önüne almak lazım.