Hep diyorum ki karýþmayayým; ne halleri varsa görsünler! Ama sonunda dayanamayýp yine düzeltmeye çabalýyorum. Sokakda sevgilisine sarkýntýlýk yapýlan âþýk misâli.
Bu defâ sözüm Ukrayna konusunda ahkâm kesip de konuyla ilgili kelimeleri dahî tam bilmeyen (bâzý!!!) arkadaþlara:
Deðerli Uzmanlar!
Türkçede “Ukraynaca” diye bir söz yokdur!
Onun doðrusu UKRANCAdýr!
Týpký Türkiyece, Almanyaca, Ýngilterece olmayacaðý gibi Ukraynaca da olmaz!
Hele UkrayNA yerine UkranYA hiç olmaz!
Oradaki YA’nýn; ÝspanYA, RusYA, ÝtalYA gibi kelimelerin sonlarýna eklenen ve ÝSTAN, ELÝ, Ülkesi anlamlarýna gelen YA ile bir alâkasý yokdur! Slav kökenli Ukrancanýn bir husûsiyetidir.
UkraynaLI kelimesi ise yanlýþ deðildir ama daha ziyâde coðrâfî mensûbiyet ifâde eder; Ýstanbullu gibi...
O bakýmdan bir kimse Ukraynalý olur ama UKRAN olmayabilir. Meselâ Ukraynalý Yahudiler Ukran deðildirler, yalnýzca Ukraynalýdýrlar.
Bu takýnýn; CezâyirLÝ, TunusLU etc. gibi birtakým millet isimlerinde kullanýlmasýna sebeb, o ülkeler mensublarýný bizim aslen ARAB milliyetine mensûb olarak görmemizdir.
Onun için biz, yine meselâ Cezâyirli Arab, Mýsýrlý Arab vs. de deriz.
Öte yandan ÇinLÝ, SenegalLÝ, Güney AfrikaLI gibi bir dizi kelimelerde kavmî âidiyet ile coðrâfî âidiyet arasýnda ayrým yapamayýþýmýz da garibdir.
Türk aklý iþte, ne olacak!
Söylemek istediðim, biz gazeteciler, baþkalarýna öðretmek istediðimiz hususlarý önce kendimiz öðrensek iyi ederiz.
Yoksa ayný mantýkla AK Parti Genel Baþkaný Kemâl Kýlýçdaroðlu yazar ve o aslýnda CHP Genel Baþkaný deðil mi diye soranlara ise ne farkeder, ikisi de parti deðil mi þeklinde cevab verebiliriz.
Böylece bugünki dînî, ahlâkî, felsefî, edebî ve âfâkî sohbetimizin sonuna ermiþ bulunuyoruz.
Þimdi gelelim bir dîger hayâtî meselemize:
30 Mart Seçimleri’nde oyumuzu kime vereceðiz?
Hiç öyle lafý eðip bükmeden en kýsa ve kesin cevâbý vereyim:
Tabii ki doðru partiye!
Yoksa arkasýndan, yok efendim, elim kýrýlaydý da buna deðil de þuna vereydim diye hayýflanmanýn sûret-i kat’iyyede bir fâidesi yokdur.
Bu mevzûda vicdânýnýzýn sesine kulak vermenizi bile tavsiye etmem, çünki bu vicdan denen huysuzun saðý solu belli olmaz; tutar en olmadýk bir partinin adýný fýsýldar, sizler de bu yüzden vicdan ile cüzdan arasýna sýkýþýp üzerinden silindir geçmiþ meþrûbat kutusuna dönebilirsiniz.
Þimdi yazýlarýný telezzüz ederek okuduðum Selim Ýleri olsaydý emînim derdi ki yine en iyisi mýsrâlara (Yok! O dizelere derdi.) sýðýnmak:
ROMANCIER
Bir roman yazmak istiyorum,
Bir roman yazmak isteyip de beceremeyen
Bir adam hakkýnda bir roman
Yazmak isteyip de bir türlü
Yazamayan
Birine dâir.
Ýmzâ: Þâir...