Astana sürecinin, Suriye meselesinin çözümünde en dayanýklý platform olduðunu görmeyen yoktur. Her ne kadar Rusya ve Ýran’ýn; Suriye yönetimine ve Þam rejimine bakýþ açýsý farklý olsa da, Türkiye bu ayrýþýma raðmen ortak yolu bulabilen akýl üretimini baþardý.
Ýran Cumhurbaþkanýnýn, Soçi zirvesindeki konuþmasýnda dikkatimi çeken iki husus vardýr. Birincisi, Suriye’nin Kürtleri konusundaki kullandýðý cümle! Ruhani diyor ki; “Suriye Kürtleri de yeni dönemde var olmalý.” Bu lafýn tam arkasýndan ise “Türkiye’nin de rahatsýzlýklarýný anlýyoruz” diyor. Burada kökünden bir yanlýþ var. Ýran tarafý buna ýsrar etse de, bu yanlýþý düzeltmek zorundayýz. Ýkide bir Türkiye’nin “Kürtlerle sorunu var” imajý, bir dayatmadýr. Çünkü Türkiye’nin itiraz ettiði nokta, Suriye Kürtleri adýna meydana çýkan PYD-YPG terör örgütlerinin denkleme dâhil edilmesi çabasýdýr. Kürtler ile Türklerin sorunu olmadýðýný, en fazla Ýran lideri bilir. Ýran’daki Kürtlerin durumu ile Türkiye Cumhuriyeti vatandaþý olan Kürtlerin durumunu kýyas ederse, nasýl bir kimlik tanýmý içinde olduðunu görür!
Burada Ýsrail’in, nasýl PYD-YPG terör örgütlerini kullanarak kendine “Kürt kozu” üzerinden alan açma gayreti var ise Ýran’ýn da bu örgütler üzerinden Þam rejimi eliyle geniþleme planý içinde olduðunu anlýyoruz.
Ýkincisi, güvenli bölge ve Ýdlib’den tüm teröristlerin çekilmesi meselesi! Evet, Ýdlib’den tüm teröristler çekilmeli. Lakin rejime muhalif olan herkesi terörist kýlýfýna sokmak, dolaylý bir geniþleme planýdýr. Ýnsanlar kendi topraklarýndan neden kaçtý? 3 milyon insan, masum kadýn, çocuk, yaþlý, bunlar terörist mi?
Burada, rejime muhalif duranlarý ortadan kaldýrma, yok etme, zulme teslim etme gibi çabayý savunuyor Ruhani anlaþýlan!
Evet, Suriye meselesinde en fazla iþ yapan, Astana süreci oldu. Lakin burada Türkiye ve Rusya’nýn ilkeli tutumu, Ýran’ý da absorbe edebildi ve halen etmektedir. Umut etmek isteriz ki, Ýran büyük felaketin nasýl bir daðýtýcý ortam oluþturacaðýný görmektedir. Evet, bu coðrafyada Kürtler etnik kimlik ve millet olarak vardýr ve onlarýn kazanýmlarýna sadece sevinmek lazým. Lakin bu kozu kullanmak isteyip, farklý neticelere hevesli güçlerin de devrede olduðu aþikârdýr. Buna Rusya ve Ýran dâhil!
Suriye’de yaþayan tüm etnik ve dini gruplarýn yeni Suriye inþasýnda yerini belirleme konusunda da Türkiye’nin tutumu ilkeli ve tutarlýdýr.
Önemli Not: Rusya-Türkiye arasýndaki S400 meselesine gelince, Soçi’den çýkan en önemli teknik sonuç, yazýn baþýnda teslimatýn baþlamasýnýn kesinleþmesidir. Türkiye’ye dayatmalara raðmen, S400’lerin alýmý ile ilgili mevzu bitmiþtir. Türkiye’yi 15 Temmuz’da iþgal etmek isteyen odaklarýn, halen hava sahamýzýn yad ellere açýk olmasý çabasýný devam ettirdiklerini görüyor ve anlýyoruz!