Rus uçaðý

Sen sýcak denizlere inmek için, eli kanlý diktatöre destek verirsen, 

Dünyanýn en acýmasýz terör grubunu vuracaðým diye, Esed’e karþý savaþan Özgür Suriye Ordusu’nu bombalarsan,

Bu sayede Esed’e hayat öpücüðü sunarsan,

Yine eli kanlý diktatöre destek için, askerleriyle savaþa katýlan Ýran’a göz kýrparsan,

Bunu yaparken de Türkiye’nin hassasiyetini hiç dikkate almaz, Türkmenleri bombalarsan,

Üstüne üstlük daha önce defalarca hava sahamýzý ihlal giriþimini, bu kez abartýrsan,

Bir ülkenin sabrýný limitlerin üstünde zorlarsan,

Bu sabýr taþý elbette bir yerde çatlar,

Dünyanýn her yerinde senin uçaðýný düþürürler kardeþim.

Türk Hava Sahasýný ihlal ettin, Türkiye’nin hassasiyetlerine dikkat etmedin diye seni sürekli uyardýlar.

3 Ekim’de Ankara Büyükelçin Dýþiþlerine çaðrýldý, Müsteþar Vekili ile görüþtürüldü, uyarýldý, oralý olmadýn.

5 Ekim’de Savunma Ateþen Genelkurmay Karargâhýna çaðrýldý, ikaz edildi, týnmadýn.

7 Ekim’de Büyükelçilik Siyasi Müsteþar Vekilin yine Genelkurmay Karargâhýna çaðrýldý, “yapma” dendi, ciddiye almadýn.

15 Ekim’de 1 Tümgeneral’in ve 8 subayýn bu kez 12 kiþilik Türk Askeri Heyetinin karýþýna çýkarýldý, yine ikaz edildin, yine ses vermedin.

Bu görüþmelerde diðer birçok konunun yaný sýra “uçaklarýnýz hava sahamýzý sürekli ihlal ediyor. Yapmayýn. Angajman kurallarýný uygularýz” dedik, herhalde kafanýzý baþka tarafa çevirdiniz.

Son olayda uçaðýnýz tanýnmasýn diye sinyali kapatýp yine ihlal ettiniz. Hava sahamýzdan çýkmanýz için 5 dakika içinde 10 kez uyarýldýnýz.

Yine týk yok.

E ne yapacaktý Türkiye. Sýnýrýmýzý ihlal eden, kime ait olduðu bilinmeyen uçaðý, sýnýr görevi yapan jetlerimizin düþürmekten baþka çaresi kalmadý.

Þimdi çýkmýþ “sýrtýmýzdan hançerlendik” diyorsunuz.

Türkmenleri vurarak sýrtýmýza soktuðunuz hançerinizi bir çýkarýp sizden hesap soralým da, sonrasýnda öyle veya böyle hesap veririz.

Bu arada bir cümle de Rus uçaðý düþürüldükten sonra “Türk Rus iliþkilerinde ciddi sonuçlarý olur” diyenlere gelsin.

Ýsrail’e “One Minute” derken de ayný söylemde bulunmuþtunuz. “Ýsrail bunu affetmez, bittik biz” demiþtiniz. Ýsrail, tarihinde yapmadýðý bir þeyi yapmýþ Türkiye’den özür dilemiþti diye hatýrlýyorum. Yoksa hafýzam beni yanýtlýyor mu?

Yeni Kabine

Vatana millete hayýrlý olsun. 18 tecrübeli bakan ve 8 yeni isimle Baþbakan Davutoðlu 64. Hükümetin onayýný Cumhurbaþkaný Erdoðan’dan aldý.

Eski isimleri zaten biliyoruz. Son 13 yýldýr yaptýklarýna þahidiz.

Yeni isimlerle birlikte Türkiye’yi 2023’e taþýyacak bu hükümetin baþarýlý olacaðýna inanýyorum.

Tabi tersini düþünenler, bir garip hesabý olanlar, kabine kurulmadan önce iki konuda yazýp çizmeye, akýl vermeye baþlamýþlardý bile.

O konulardan biri Ali Babacan’ýn ekonomiden sorumlu olup olmayacaðýydý. Hatta daha ileri gidip “Babacan Bakan olmazsa Türkiye çok sýkýntý çeker” bile dediler. 

Ayýptýr.

Babacan olmazsa ekonominin çökeceðini iddia etmek, öncellikle Babacan’a hakarettir. Devlette devamýn esas olmadýðý iddiasýdýr ki Babacan’a sorsalar o da reddederdi bu durumu.

Ýkinci mesele Enerji Bakaný olan Berat Albayrak’la ilgili. Bakan olmamasý için türlü hamleler yapanlarýn en büyük argümaný Albayrak’ýn Erdoðan’ýn damadý olmasýydý. Yani Albayrak’ýn Türkiye’nin köklü üniversitelerinden birinde okumasý, tahsilini yurtdýþýnda sürdürmesi, yine Türkiye’nin en büyük þirketlerinden birinin baþýnda yönetici olmasý hiç mi hiç önemli deðildi onlar için. Üstelik o yöneticiliðinde sorumlu olduðu alan bugün bakan olarak görevlendirildiði makama da birebir örtüþüyor olmasý onlarý bir türlü ikna edemedi. Bile isteye görmediler, görmek istemediler.

Buradan vuramayýnca “genç” olmasýný dillerine doladýlar. Oysa ayný isimler Erdoðan Babacan’ý 32 yaþýnda ekonominin dümenine getirdiðinde hiçbir þey dememiþlerdi.

Diyeceðim o ki bu dedikoducularý ciddiye almamayý sürdürmek gerekiyor. Çünkü tutarlý hiçbir söylemleri yok. Hala yok.