S-400 meselesine yönelik Amerika'dan gelen itiraz sesleri, Türkiye içinden de "nasýl yapalým, bu yoldan geri adým atalým" sorusuna cevaplar arayýþýný beraberinde devreye soktu. Koca koca akademisyenler, analiz yapanlar "Türkiye’yi S-400 belasýndan kurtaralým" tezleri üretmekte.
Zannediliyor ki, Rusya'nýn içinde herkes bir aðýzdan "S-400'leri Türkiye'ye satalým" modunda! Milliyetçi kanaldan ve Putin'den baþka bu konuda ýsrarlý duranlarýn sayýsýnýn pek fazla olmadýðýný hesaba katan yok!
Türkiye içerisinde herkesin, hesaplarý sadece Trump ve Amerikan kuruluþlarýnýn üzerinden yapma geleneði, Rusya konusunda gerçeklerin üzerine doðrudan gitmekte ciddi engel oluþturmakta.
Rusya, Türkiye ile komþu. Rusya'da yaþayan ciddi oranda Müslüman Türk söz konusudur ve Rusya ile iliþkileri pekiþtirmeden, mesela "Tataristan ile nasýl bir iliþki inþasý hayal edebiliriz" sorusunu da vermeden geçemiyorum!
Orta Asya, Türkistan, Kafkasya, Balkanlar...
Buralarda Türkiye’nin tarihsel baðlarý ve geçmiþi geleceðe taþýyacak en önemli anahtardan birisi de, Rusya ile iyi iliþkilerdir. "Geçmiþte savaþtýk" diye ömrümüzün sonuna kadar savaþacak durum söz konusu deðildir!
Ama ýsrarla Amerikan merkezli Batý dünyasý, geçmiþte Ýngiliz aklý, halen devam eden Ýngiliz dizayný ile bizi kavgaya sürüklemekte. Bu oyuna sadece Türkiye'de deðil, Rusya'daki koca koca siyasiler ve bürokrasi de alet olmakta. Evet, Rusya kendi hegemonik hedeflerinden vazgeçmedi ve þimdi elinde bulundurduðu reel kozlarla da vazgeçecek gibi gözükmüyor! Peki, Türkiye olarak biz kendi milli çýkarlarýmýzdan vazgeçer miyiz? Benim cevabým "hayýr geçmeyiz, geçmemeliyizdir". Lakin bunu yaparken illaki savaþmak þart deðildir.
Bakýn þimdi pek gözükmüyor, lakin ileride Rusya ile Çin arasýnda rekabet dokusu derinleþecektir. Bilmem, bunun üzerine akademik çalýþmalar var mý? Lakin olaylara en az 100 senelik perspektiften bakmayý öðrenmeliyiz.
Rusya ile iliþkileri iyi götürmek, sadece þimdi içinde bulunduðumuz þartlara göre deðil, çok çok ileride meydana gelecek jeostratejik denklem açýsýndan da anlam taþýmakta. Herkes "Rusya çökecek" diye beklerken, kimse "Amerika'nýn sonu nereye evirilecek" sorusuna cevap aramak bile istemiyor! Türkiye’nin çýkarlarý açýsýndan, kültür ve coðrafyasý ile derin baðlara sahip olmasý gerekçesi bile, Rusya ile iliþkileri daha da iyiye yönlendirmenin hayýrlý olduðuna ispattýr.