Salih Yılmaz: PYD’nin umudu Soçi’de son buldu

YILMAZ: Türkiye, Rusya ve İran Suriye’nin toprak bütünlüğünü Soçi Zirvesi’nde hukuki bir zemine taşıdı. PYD’nin bağımsız terör devleti kurma hayali bu üç ülkenin garantörlüğüyle yıkılmış oldu.

SURİYE SAVAŞININ KAZANANI ABD VE RUSYA

- Altı yılda çok şey kaybedildi. Bir kere geri getirilemeyecek olan; insanlar öldü. Göçler oldu. Şehirler yıkıldı… Bu savaşta şimdi kim ne kazanmış oldu? 

Bu savaş başta Türkiye olmak üzere Ortadoğu ülkeleri için bir ders niteliği taşıyor. Türkiye, Suriye sayesinde kimin dost kimin düşman olduğunu gördü. Bu savaşın kazananı Rusya ve ABD’dir. Hem Türkiye hem de diğer bölge ülkeleri bu iki ülkenin inisiyatifiyle bölgede etkinler. Ortadoğu halkları için ise yıkıcı bir sonuç getirdi. Öncelikle İslam üzerinde bir tahribat yapmaya çalıştılar. Kısmen de başardılar. Sünni-Şii ayrılığını derinleştirerek hem Şii ülkelerin kendi arasında hem de Sünni ülkelerin kendi arasında bir çatışmanın temelleri atıldı. Suriye’de barış olduktan sonra Ortadoğu’nun huzura ereceğini zannediyorsak yanılıyoruz. Sırada İran, Lübnan, Yemen duruyor. İran en büyük hedef ve bu hedefe yavaş yavaş ilerleniyor. 

- 22 Kasımda Soçi’de Türkiye, Rusya ve İran arasında yapılan üçlü zirve neden önemli? 

Soçi’de varılan mutabakat sonrası Suriye’de yeni gelişmeler olacak. 2010’da başlayan Arap Baharı ile tüm Ortadoğu’nun demokratikleşmesi planı ABD’nin bu plandan dönmesiyle akamete uğramıştı. ABD, müttefikleriyle çıktığı yolda müttefiklerini yarı yolda bırakarak bölgedeki terör örgütleriyle işbirliğini tercih etti. Bu süreç başta DAEŞ olmak üzere PKK’nın Türkiye’ye saldırılarında Batının ABD’nin seyirci kalması ve Rusya’nın 2015’te Suriye’ye girmesiyle Türkiye’yi tercih yapmaya mecbur bıraktı. FETÖ darbe girişimi ve liderlerinin Avrupa ve ABD tarafından korumaya alınması da Türkiye’nin Rusya-İran işbirliğini güçlendirdi. Ortadoğu’da Mısır’da darbe ile ters çevrilen süreç, S.Arabistan’da sözde ılımlı İslam stratejisi, Türkiye’de darbe ile yönetim değiştirme çabalarının aynı merkezden yönetildiğini söylersek yanlış olmaz. Türkiye’ye karşı Suriye üzerinden önce DAEŞ kullanılarak operasyona girişildi. Sonra PKK’nın çukur terörü geldi. Sonuç alınamayınca da FETÖ devreye girdi. Yine sonuç çıkmayınca PYD üzerinden yeni operasyona girişildi. 

BATI’YA GÜÇLÜ CEVAP 

- Soçi zirvesiyle nasıl bir ilgisi var bunların?

Soçi zirvesi bu operasyonlara cevap niteliğinde. Cevap Rusya ve İran açısından farklı gerekçeler içeriyor. İran, Hizbullah üzerinden kendisine bahane üretildiğini iddia ediyor. Rusya Doğu Avrupa başta olmak üzere dünyanın farklı bölgelerinden kendisine karşı ekonomik ve siyasi abluka düzenlendiğini iddia ederek cevap verdi. Bu üç ülke kendilerine yapılan Batı kaynaklı saldırı ve planlara Soçi’de “başaramadınız, biz gereğini yaptık” mesajıyla güçlü bir karşılık verdi diyebiliriz. 

SURİYE BÖLÜNMEYECEK

- Soçi zirvesi nasıl yeni bir yol haritası çiziyor?

Soçi zirvesi Ortadoğu’daki planları Soçi Süreci’ni devreye sokarak bozmaya çalışıyor. Bu üç neredeyse ülke bakanlar kurulunu burada topladı. Rusya, Türkiye ve İran liderlerinin ortak bildiri yayınlamasını doğru anlamak lazım. Bildirinin temelini Suriye’nin egemenlik, bağımsızlık ve toprak bütünlüğünün korunması oluşturuyor. Çünkü Suriye, DAEŞ’in etkili olduğu dönemlerde dört parçaya bölündü. Şu anda DAEŞ’in bir anda kaybolmasıyla üç parça halinde. Bir yanda PKK’nın devamı PYD, diğer yanda muhalifler, diğer yanda da Esed güçleri. Üç ülkenin bildiride bu hususu özellikle vurgulaması PYD’nin bağımsız bir terör devleti kurma hayallerini yıkıyor.

ESED’İN KEYFİ SONA ERDİ

- Yedi kez toplanan Astana Sürecinde zaten varılan çatışmasızlık kararını nereye taşıyor Soçi zirvesi? 

Suriye Esed’in eskiden olduğu gibi keyfi olarak yönettiği bir ülke olmayacak. Demokratik bir sistem ile güvenli bölgelerin kısmi özerkliğinin olduğu bir sistem geliyor. Üç ülke de çatışmaların tamamen durdurulması için gayret gösteriyor. İdlib’te çatışmaların bitmesi adına Katar Türkiye’yle işbirliği yapıyor. Çatışmasızlık bölgelerinde istikrar sağlanınca sivil anayasa ile yönetimsel sınırlar da belirlenmiş olacak.

- Türkiye’nin talebi ne?

Türkiye’nin Soçi’de çatışmasızlık bölgelerinin istikrara kavuşturulması süreci işlerken mültecilerin geri dönüşüne imkân tanıyacak tedbirlerin de devreye sokulmasını istediğini biliyorum. Türkiye mültecilerin yaşadıkları bölgelere dönüşünün sağlanarak ülkede nüfus dengesini bozmaya yönelik planları da yok etmek istiyor. Kışa girerken Türkiye, insani yardımların Suriye’ye ulaştırılması önündeki engellerin kaldırılmasını istedi ve kabul gördü. Şam, Halep, Doğu Guta bölgelerine yardım ulaştı.

KARAR SURİYELİLERİN

- Ulusal Diyalog Kongresi neyi nasıl yapacak? 

Barışın temeli için şunları müzakere edecek 1) Sivil anayasanın oluşumu 2) Adil ve şeffaf seçimlerin yapılması 3) Seçimlerin tarihi ve geçici hükümetin kurulması 4) Suriye’de hâkim olunan bölgelerin yönetimsel olarak taksimi ve biçimi.Buna paralel olarak üç ülke Suriye’nin yeniden inşası için çalışacak. Ülkenin geleceğinin Suriyelilerce belirlenmesi konusunda hiç çekince yok. Hatta seçimlerde ülke dışındaki Suriyelilerin oy kullanması düşünülüyor. Böylece Türkiye ve Ürdün’deki milyonlarca mülteci de oy kullanabilecek. 

PYD MASAYA GELEMEZ 

- PYD’nin masada olması nasıl engellenecek?

Bildirideki “Devlet başkanları, Suriye Arap Cumhuriyeti Hükümeti ve egemenliği ve toprak bütünlüğünü savunan muhalefeti, yakın gelecekte Soçi’de düzenlenecek Suriye Ulusal Diyalog Kongresi’ne yapıcı şekilde katılım sağlamaya çağırmıştır” ifadesi önemlidir. PYD’nin katılacağına dair öngörüler gerçekçi değil. Çünkü bu kongreye katılacaklar üç ülkenin ortak rızasıyla gerçekleşecek. 1000 kişinin katılacağı bir kongreden bahsediyoruz. Soçi zirvesinde tarafların uzlaşısı önemliydi. Siyasi yol haritasının netleştirilmesi için taraflar 19 başlık 15 Ocak 2018 tarihine kadar heyetler arası görüşülüp metinler tamamlanacak. Anlaşılmayan konuları liderler görüşecek. 

ESED AKTÖR DEĞİL PİYON

- Suriye’nin geleceği konusunda başlangıç noktasına ‘Esed’le devam’a geri mi dönülmüş oldu böylece? 

Bunu söylemek imkansız. Esed suni olarak iktidarda kalsa da halkın lideri olamayacak. Kullanılan ve kontrol edilen piyon vasfını kaybetmeyecek. Zaten geçiş hükümeti, seçimlerin yapılması ile Esed’in uzun süre iktidarda kalabileceğini düşünmüyorum. Esed siyasi barışın çözümünde kullanılıyor. İran’ın bir ısrarı var. Rusya da bunu gerekçe olarak gösteriyor. Zamanla Suriye’de Esed olmayacak. Türkiye’nin Esed konusundaki tavrında bir değişiklik yok. Kaldı ki Esed’le doğrudan müzakere de yürütülmüyor. Esed’in son Soçi ziyaretinde Putin ile görüşmesinde görüldüğü gibi Esed’in bu süreçte görüşü alınmıyor, tersine alınan kararlar kendisine iletilip uyması isteniyor.

PYD ASIL IRAK ŞENGAL’DE TEHDİT

- PYD konusunda asıl tehdit bence Irak/Şengal’de duruyor. Irak’taki varlıkları daha sürdürülebilir gibi. Barzani referandumundaki başarısızlık PKK/PYD etkisini Irak’ta güçlendiriyor. Suriye’de ABD desteği ile PYD’nin geleceği yok. Fakat Rusya PYD’ye arka çıkarsa asıl tehdit o zaman başlar. Bu haliyle Türkiye’nin politikaları doğru ve sistematik gelişiyor. Rusya’nın PYD’yi Esed yönetimi içerisinde eriteceğini görüyoruz. PYD yerine yerli Kürt gruplar desteklenerek bunların ülkeyi terk etmesi, etmese de onlara karşı durabilecek milli unsurların ortaya çıkacağı görülüyor. Türkiye, PYD’nin olduğu hiçbir yerde olmayacağını baştan kesin dille vurguladığı için PYD’nin terör örgütü olmasını Rusya ve İran’ın da kabul ettiğini söylemeliyiz. 

DEAŞ’IN YENİ HEDEFİ ORTA ASYA VE İPEK YOLU

- Neredeyse tüm dünyanın yenmeyi ‘başaramadığı’ DEAŞ artık bitti mi? Nasıl aniden buharlaşabildi? 250 DEAŞ militanının ABD bilgisi PYD refakatiyle tahliyesi bize neyi gösterdi? 

DAEŞ’in kullanım süresi bitti. Savunduğu fikirler Sovyetlerin dağılmasından sonra başta Kafkasya olmak üzere Orta Asya ve Türkiye’de de Batı tarafından bir güç olarak kullanıldı. İslam’a yeterince zarar vermesi sağlandı. Rusya, Çin gibi ülkelere karşı da kullanıldı. Dikkat edin, DAEŞ’in ABD ve İsrail’de bir eylemini duymadık. Hep Müslüman ülkelere saldırdı. Kaos için silah gibi kullanıldı. İslam ülkelerinin baskılanması, sekülerleşmesi, batı değerlerine sadık kalması amaçlandı. 20 bin yabancı militanın olduğu DAEŞ bir anda buhar oldu. Bağdadi’nin bile nerede olduğu belli değil. DAEŞ militanlarının Avrupa, Kafkasya, Orta Asya ülkelerine taşındığını söyleyebiliriz. İstedikleri zaman buralarda terör saldırıları düzenleyebilecek kapasiteye sahip oldular. Yeni hedef Orta Asya. İpek Yolu Projesi. 

DEAŞ’I UYUTTULAR…

- DEAŞ olarak mı? 

Vakti gelince başka adla yeniden ortaya çıkacaklardır. 20 bin militan uykuya geçti. Bir gün bir sebep için uyandırılacaklar.

- DEAŞ herhangi bir ülkede bir terör saldırısı düzenlese hesabı kimden sorulacak?

DAEŞ zaten Türkiye’de, Avrupa’da Mısır’da baskı unsuru olarak kullanıldı. Mısır’da camiye düzenlenen saldırılarla bağlantı kuruluyor. 10 yıl önce Mısır, ABD, İsrail gibi ülkelerle sınırlı ilişki kurarken şimdi bu ülkelere muhtaç. Mısır bir bakıma DAEŞ ile terbiye edildi. İsrail ile yaptığı savaşları unuttu ve şimdi Filistinlileri terörist ilan eder hale geldi. Türkiye’yi PKK ve FETÖ ile terbiye etmeye çalışanlar başaramadılar. Fakat S.Arabistan ve Mısır’ı DAEŞ ile yola getirdiler. 

DEAŞ PYD’YE  SİLAHLARINI BIRAKTI 

DAEŞ 2014’ten beri elindeki silahların önemli kısmını PYD’ye sattı. Binlerce militan ülke dışına çıkarken silahlarını PYD’ye  bıraktı. ABD eskiden demokrasi silahıyla ülkeleri kendisine bağımlı hale getiriyordu. Şimdi terör örgütleri üzerinden bir strateji izliyor. Kısmen başarılı oldu. ABD, PYD’nin Türkiye’ye karşı politikalarını biliyor ama görmezden geliyor. Kapitalizmin aç gözlülüğü iyice arttı. ABD, Rakka operasyonu bittikten sonra verdiği silahları ne topladı ne sözlerini tuttu. 

ENERJİ KAYNAKLARI PYD ELİNDE

- Türkiye PYD’nin masaya oturmasını engelledi ama sahada durum nasıl olur? 

PYD Suriye’nin enerji kaynaklarının yüzde 80’nine hakim. Petrolde tekel. Bu Rusya-ABD anlaşmazlıklarından birisi.  PYD’ petrol ve gaz sahaları dışında enerji hattı güzergâhlarına da hakim. Irak’tan başlayıp İsrail’e uzanacak enerji koridoru şu haliyle gerçekleşmiş gibi. Realize etmek için İran ile Esed’i aşmak zorunda kalan bir blok var. PYD’nin etkisizleştirilmesi için Esed’in Putin’den yardım istediği sızan bilgilerden.

RÖPORTAJIN TAMAMI İÇİN TIKLAYINIZ