Kýrým’la Rusya’yý baðlayan köprü ve þimdi de demiryolu hattý baðlantýsý, þunu teyit etmekte. Rusya hedeflerinden zerre kadar geri adým atma niyetini taþýmamakta.
Açýk olarak Putin “yeni Rusya” kavramýný, tüm ekonomik tehditlere ve ciddi anlamda ekonomik sorunlara raðmen deðiþtirmeyi planlamakta. Putin; “Çarlýk Rusya’sý” kavramýný masaya getirtmekle, esasýnda büyük imparatorluk kurmak istemediði açýktýr. Peki, kendince neden bu kadar geniþ çaplý hedef belirlemekte?
Evvela, Rusya daha geniþ hedef belirlemekle, Sovyet dönemindeki ilk halkasýný geri “kendine baðlarcasýna” döndürmek istemekte. Yani eski Sovyet Cumhuriyetleri, Putin’in esas ve þimdiki hedefidir. Bu durumda Çarlýk Rusya’sý hedefi, ilk etapta ilk çevreyi belirlemek içindir. Zaten bu kadar büyük topraklar ve geniþ sýnýrlar, Rusya’nýn tek baþýna kaldýramayacaðý durumdur, þimdiki ekonomik durumlarý da dikkate alýrsak! Ýkincisi, Rusya kendini zaman zaman “Asya” belirlese de, esasýnda kendini “Avrupa’nýn parçasý” olarak yorumlamakta. Bu sebeple Rusya’nýn; Asya’da güçlenerek, Orta Doðu’da kendinden bahsettirerek, Avrupa’daki eski Çarlýk dönemindeki yerine dönüþ saðlamayý hedeflemekte. Bunun yolunun Asya’daki varlýðý ve gücü olduðunu göz ardý etmemekte yarar vardýr. Orta Doðu’daki geldiði nokta, Rusya’yý Almanya ve Fransa ile yeniden muhatap ettirdi. Ukrayna konusunda sert tutum sergileyen Almanya, Rusya ile konuþma anlaþma yolunu tercih etti. Dolayýsýyla Ukrayna ile Rusya’nýn masaya getirilmesi, Rusya’nýn Akdeniz’deki Suriye, Libya ve tam olarak Þarktaki varlýðý ile pekiþtiði nettir.
Ukrayna, Rusya ile doðalgaz konusunda transit geçit ve Avrupa’ya Rus doðalgazýnýn taþýnmasý yolunda, Almanya ve Fransa’nýn inisiyatiflerine olumlu bakarak, Rusya ile masaya oturmayý ve anlaþmayý tercih ediyor. Belki de zoraki ama konjonktür bu duruma iteklemekte!
Putin þimdiden 2024’de aday olup olmamasýný, baþka adayla seçime gidip gitmeyeceðini, toplumun sorgulamasý için devreye soktu. Gerçi baktýðýmýzda çekilmek gibi bir tutumunun olmadýðýný görmemiz mümkündür. Lakin buna raðmen artýk þunu yapmakta toplumun tartýþmasýna kapý açarak aleyhte ve lehte olan herkesi konuþmaya itmekle, kendinin deðil toplumun nasýl karar vereceðini beklemekte olduðunu da görebiliyoruz.
Kýrým meselesi, her ne kadar Rusya’ya ambargolara tabi tutulmasýna kapý açsa da, Rusya Kýrým’ý kendine fiili olarak ekonomik baðlama yolundan vazgeçmeyeceðini de göstermekte.
Amerikan Baþkaný Trump’ýn Putin’le bir kaç gün önce telefon görüþmesi ýlýmlý ve olumlu konuþma motifi, Rusya ile ABD arasýndaki buzlarýn tam erimemesine raðmen, Rusya’nýn nihai hedefinin ABD ile anlaþmak olduðunu görmemiz þarttýr.
Ýngiltere Baþbakaný Boris Johnson’un, Rusya’nýn unvanýna dediði sert sözlerin ardýndan özür dilemesi ve Rusya adresine yumuþak ifadeler kullanmasý da, farklý boyuta geçileceði sinyalini bize vermekte.
Rusya’da yabancý yatýrým listesinde ilk sýrada 22 milyar dolar yatýrýmla Ýngiltere’nin durduðunu düþündüðümüzde, orta ve uzun vadede Rusya-Ýngiltere iliþkilerinin nasýl þekilleneceðini düþünmeden edemeyiz.
Bir tarafta Ýngiltere, Londra-Pekin hattýný benimsemiþ gözüküyor. Diðer yanda orta ve uzun vadede Rusya’nýn Çin’le sorunlarýnýn olacaðý açýktýr. Bu durumda Çin’i kafaya takmýþ ABD’nin, “Putin Rusya’sý ile anlaþma durumu olabilir mi” sorusunu da vermeden geçemedim!
Bu ortamda uzun vadede Rusya’yý yeniden çöküþe sürüklemek isteyen küresel aklýn, Rusya’nýn geldiði noktada kendinden bahsettiren konumu ile nasýl bir strateji izleyeceðini görebilmek anlamlýdýr. Ýngiltere’nin hiç çýkmadýðý Orta Doðu’da yeniden esas aktör olma çabasý, Rusya’nýn Avrupa’da kendini konumlandýrmak isteðinin, Orta Doðu’daki gücü ile pekiþmesinin nasýl bir gelecek tablosu önümüze çýkaracaðý, þimdiden bizi düþündürmelidir!