Ýdlib, Suriye sorununun kilitlendiði ve küresel güçlerin rol çalmaya gayret ettiði bir alan haline geldi.
Ancak kilitlenen ve kördüðüm haline geldiði izlenimi býrakan Ýdlib’de sorunun aktif olarak iki aktörü var. Türkiye ve Suriye.
Ýran milisleriyle rejimin safýnda terör estiriyor fakat konunun aktif iki muhatabý Türkiye ve Rusyadýr.
17 Eylül 2018’deki Soçi Mutabakatý da bu yüzden Türkiye ve Rusya arasýnda imzalandý.
Her ne kadar Ýran garantör devletler arasýnda yer alýyor olsa da Soçi Mutabakatý’nýn 9. Maddesinde ‘Ýran, Türkiye , Rusya ortak koordinasyon merkezinden’ bahsedilmiþ olsa da Türkiye’nin doðrudan muhatabý Rusya’dýr.
Ýdlib meselesinin halli de Türkiye ve Rusya’ya baðlýdýr.
***
Bu arada ABD’nin Türkiye’ye destek veriyor görüntüsü, inandýrýcýlýktan uzak bir kurnazlýk hamlesidir.
Hem PYD/PKK terör örgütüne resmen destek verecek bütçede ismen ve resmen pay ayýracak, hem darbe teþebbüsünün liderini Pensilvanya’da aðýrlayacak, hem Türkiye’nin parasýný verdiði ve ortak olduðu uçaklarý teslim etmeyecek hem de Türkiye’nin yanýnda yer alacak!!!
Evet, her þeye raðmen kaðýt üzerinde ABD Türkiye’nin müttefikidir. Ama gerçekte Türkiye’nin karþýsýndaki her oluþumu ve hareketi desteklemekten de çekinmeyen ve sözünde durmayan bir ülkedir.
Bütün bunlara raðmen mesela patriot füzesi vermek isterse S400’den vazgeçmeyen Türkiye neden almasýn ki?!
Türkiye’nin yanýnda durduðu gösterisinin Türkiye’yi Rusya’dan koparma, Ýdlib’de Rusya ile karþý karþýya getirme hamlesi olduðunu bilmeyen anlamayan var mý?
***
ABD’nin bu pragmatik politikasýna, Rusya’nýn çýkarlarý uðruna eli kanlý rejime destek verip bir insanlýk trajedisine sebep olan politikasýna karþý Türkiye binlerce yýllýk devlet birikimi, tecrübesi ve insani ahlaki yaklaþýmýyla Ýdlib meselesinde takdire þayan bir büyük devlet politikasý gütmektedir.
Ýnsani/ahlaki, diplomatik ve askeri alanlarda attýðý her adým konuya objektif olarak bakan her kesim tarafýndan takdir edilmektedir.
Yurt içinde 4 milyon Suriyeliyi misafir eden Türkiye, Ýdlib’deki 4 milyon Suriyelinin ihtiyaçlarý için de hükümet olarak sivil toplum örgütleri olarak dünyaya insanlýk dersi vermektedir.
Rusya ve Ýran ise bu insanlýk dramýnýn sorumlularý olarak tarihe geçmiþlerdir.
ABD ve AB bu dram karþýsýnda seyircidir. Arap birliði de onlardan farklý deðildir.
Bütün yük Türkiye’nin sýrtýndadýr ve Türkiye bu sorumluluðun hakkýný vermeye gayret eden tek ülkedir.
***
Diplomatik olarak da büyük devlet politikasý takip eden tek devlet Türkiye’dir. Büyüklükten kastým askeri ve ekonomik güç deðildir. Adaleti, insan haklarýný ve sorunu barýþçý yollarla çözme yöntemlerini tercih konusundaki tavýrdýr.
Türkiye baþýndan beri Suriye sorununun barýþçý yollarla çözülmesini tercih etmiþ, olaylar baþ gösterdiðinde 6 ay süreyle Esed’i iknaa çalýþmýþ geçen 9 yýl içinde de konunun taraflarýyla hep siyasi çözümden yana olmuþtur.
BM, Astana ve Cenevre süreçlerinde samimi biçimde aktif olmuþtur.
Fakat sorunun siyasi çözümünü engelleyen taraf eli kanlý rejimi destekleyen Rusya ve Ýran olmuþtur.
Cenevre’de 31 Ekim 2019’da baþlayan anayasa süreci rejim tarafýndan sürekli sabote edilmiþ ve bir ilerleme kaydedilmemiþtir.
***
Cenevre süreci, BM denetimindeki Anayasa Komitesi’nin yapacaðý anayasanýn referanduma arz edilmesini, serbest seçimler yapýlarak Suriye’de halkýn belirleyeceði bir yönetime geçilmesini hedeflemektedir.
(Anayasa Komitesi 150 üyeden oluþmaktadýr. 50’ini rejim, 50’sini muhalefet belirlemiþtir. 50’sini de Suriye’deki sivil toplum örgütlerinden BM seçmiþtir. Rusya ve Ýran rejimin garantörüdür, Türkiye de muhalefetin.)
Bu yol haritasýný Rusya ve Ýran da benimsemiþ görünmektedir ama geçekte bu yol haritasýný bizzat Rusya ve Ýran ihlal etmektedir.
Cenevre süreci saðlýklý biçimde iþlerse Esed’in iktidarda kalamayacaðýný bildikleri için siyasi çözüme karþýdýrlar.
***
Komitedeki rejim üyeleri sürekli engel çýkarmakta ve komite bir türlü gündeme geçememektedir.
Bu arada Rusya ve Ýran destekli rejim, ateþkesi sürekli ihlal etmekte ve sivilleri katletmekte, yerinden yurdundan ederek araziyi Suriyelilerden arýndýrmaya çalýþmaktadýr.
Öyleki Soçi anlaþmasý tamamen ihlal edilmiþ kimi gözetim noktalarý rejim tarafýndan çevrilmiþ ve bu güne kadar 15 Türk askeri þehid edilmiþtir.
Türkiye bu ihlallere cevap vermiþtir ama ordusunu harekete geçirmemiþtir.
Rejime Þubat sonuna kadar mühlet vermek demek, korkmak çekinmek veya týrsmak deðil sorun daha da büyümesin diye diplomatik yollarý açýk tutmaktýr.
Nitekim Ankara’da ve Moskova’da görüþmeler yapýlmýþ, en son Erdoðan-Putin konuyu telefonda ele almýþlardýr.
***
Bu görüþmelerden bir netice çýkmamýþtýr. Ama Türkiye duygusal davranýp hemen saldýrýya geçmeyerek ve karþý tarafa mühlet vererek diplomasiye alan açmýþtýr.
Bu arada da bölgeye gereken yýðýnak yapýlmýþtýr.
Bu saatten sonra askeri seçeneði devreye soktuðunda hiç kimse Türkiye’ye itiraz edemeyecektir.
Ve rejimi Rusya da kurtaramayacaktýr!
Temennimiz odur ki Rusya bu fotoðrafý iyi okusun ve rejimi eski mevkiine çekilmeye ikna etsin!
Türkiye ile iliþkilerinin rejime feda edilemeyeceðini görsün!