Dilerseniz önce þu haberi okuyalým. Böylece kimin gündeminde ne olduðunu hep birlikte görmüþ oluruz:
‘Rusya’yla Çin arasýnda uzun zamandýr beklenen doðalgaz anlaþmasý, bugün imzalandý. Rusya devletine ait olan dev gaz þirketi Gazprom’la Çin arasýnda imzalanan anlaþmanýn 30 yýllýk bir anlaþma olduðu belirtildi. Anlaþmanýn maliyetinin de 400 milyar dolarý bulacaðý belirtiliyor.’
Bu anlaþmaya dair ayrýntýlar henüz verilmese de, yakýn tarihin en önemli imzalarýndan birisi olduðu çok açýk. Anlaþmanýn neredeyse on yýllýk bir müzakere sürecinin ardýndan imzalanmasý, bir anlamda stratejik deðerini daha da artýrýyor.
Yakýn tarihe kadar fiyat üzerinden devam eden görüþ ayrýlýklarýnýn, esasen küresel ölçekteki hesaplaþmalarýn henüz netleþmediðine iþaret ettiðini söyleyebiliriz.
Þimdi çok önemli bir fotoðraf var karþýmýzda. Ukrayna krizinden sonra Rusya, özellikle Avrupa pazarý konusunda ciddi bir boykot tehdidi yaþýyordu. Oysa þimdi dünyanýn belki de en iþtahlý enerji alýcýsýný saðlam bir müþteri olarak yanýna almýþ görünüyor. Yeni bir doðalgaz boru hattý kurulacak ve ilk bilgilere göre boru hattýnýn maliyetini önemli ölçüde Çin tarafý üstlenecek.
***
Dilerseniz tabloyu daha da netleþtiren bir baþka haber okuyalým. ABD’nin yeni bir Soðuk Savaþ istediðini belirten Rusya Baþbakaný Dmitri Medvedev, bakýn neler söylüyor:
‘Aslýnda, biz yavaþ yavaþ ikinci soðuk savaþa doðru ilerliyoruz. Bu kesinlikle kimsenin iþine gelmez. Siyasetin sýrrý fazlasýyla sabýrlý ve dikkatli olmak, ince ve akýllýca kararlar almakta yatýyor. Bana göre, Obama bunu uzun bir zaman yapmayý baþardý. Ancak þimdi yaþananlar ABD’nin artýk bu tür kararlar alamadýðýnýn göstergesi. ABD Baþkaný daha fazla siyasi adým atabilirdi.’
Burada sadece enerji kartý üzerinden devam eden bir çatýþmadan söz etmiyoruz elbette. Kuþkusuz Ukrayna krizi ve onun parantezine sýkýþan Kýrým sorunu, yeni Soðuk Savaþ’a dair önemli ipuçlarý veriyor.
Rusya’yý enerji pazarýný daraltarak köþeye sýkýþtýrmanýn sanýldýðý kadar kolay olmadýðýný ABD tarafý ve onun Avrupalý müttefikleri elbette biliyor. Ancak elleri gerçekten güçlü deðil ve bu durum Rusya’ya yakýn tarihte bulamadýðý çýkýþý yakalama zeminini veriyor.
***
Kendi iç sorunlarýnda boðulma konusundaki maharetimiz malum! Ayrýca neredeyse üç yýldýr siyasi iktidarý gayrý meþru yöntemlerle devirmeye çalýþanlarýn hamlelerine karþýlýk vermeye çalýþýyoruz. Ýyi güzel ama, etrafýmýzda da böylesine önemli geliþmeler oluyor ve neredeyse tamamý Türkiye’yi doðrudan ilgilendiriyor.
Bu satýrlarý yazarken pek çok mecrada Kafkaslarda yaþanan göç dramýna dair haberler, metinler ve hikayeler dikkat çekiyor. Neredeyse tüm Kafkas halklarýnýn bu konuda ne denli aðýr göç ve tehcir yaþadýðýný hepimiz biliyoruz. Tüm bunlarýn üzerine bir de Kýrým konusundaki haklý ve meþru hassasiyetimizi ekleyelim.
Ýþte bunlara raðmen yönetmek zorunda olduðumuz, hatta hiç beklemeden adým atmamýz gereken bir Rusya hamlesi/politikasý var.
Rusya’yla iliþkiler neredeyse tüm krizlerin anahtarý gibi görünüyor. Birkaç tespitle bitirelim. Dünyanýn nereye gittiði konusundaki kavganýn farkýnda olan iki gücün çatýþmasý, neredeyse beþ yýldýr bizim ülkemizde farklý baþlýklar altýnda devam ediyor. Baþbakan Tayyip Erdoðan’ý önce dolaylý, sonra doðrudan hedef alan güç, onu tasfiye edip kontrol ettiði geniþ siyasi yapýyý kendi istediklerini yapan bir liderliðe teslim etmek için ýsrarla hamle yapýyor.
Tüm kavga bu. Daha ne kadar açýk anlatýlabilir, bilemiyorum.